DERUNİ HUZUR

Aldırmazlığın ve isteksizliğin adıdır can sıkıntısı. Hayata küsmektir çoğu zaman. Bazen boğulmaktır. Akvaryumdaki balık, kafesteki kuş gibi. Mutluluğu, yeknesak bir hayatta aramak ne korkunç! Ateşe dokunur gibi, cehenneme koşar gibi. Ey uslanmayan nefis! Bir faydan yoksa hayata dair. Hedefin, idealin, para kazanmaksa bir ömür. Rotası olmayan bir gemi gibi, rüzgâra bırakmışsan kendini. Hep incitmiş, hep kırmışsan herkesi. Gıybeti sohbet diye anlamış, böyle tüketmişsen en aziz nefesini. Yaratıcının elindeyken her şeyin dizgini, sen omzuna yüklenmişsen inadına. Raks eden zaman ve ne varsa uçup gitmişse hayattan. Bir dil kadar yabacıysan namaza. Nakış nakış zikir, nakış nakış dua, bulunmuyorsa kalp kitabında. Mutluluk, inorganik internetse senin için. Eline uzanan kudret elini tutmuyorsan sapasağlam. Geceleri bir mehdi türküsüyle ıslanmıyorsa yanağın. Efendim ve dinim hayata yüklerken anlam. Kayıtsız kalabilmişsen tüm güzelliklere. Ram olmuşsan eğer bütün çirkinliklere. Bu yüzden sıkıntı çepeçevre sarmışsa seni. Ve bu yüzden kurtulmak istiyorsan bu amansız yaradan. Unutma ki imandır aradığın deruni huzurun tek merhemi.

“Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı” diyen Yunus Emre’ye kulak ver. Varlık iddiası ile gurur ve kibir deryasına dalan insanın gönlü nasıl itminana ulaşabilir ki. Her sahip olduğumuz varlık, şükrünü eda etmediğimiz takdirde ayağımıza takılan birer zincirden ne farkı var. Farazi varlıkların varlığı bizi aldatmasın.

“Surette nazar eyler isen sen ile ben var.

Ama hakikatte ne sen var, ne de ben var.”

Dilimden vaktiyle karaladığım şu mısralar dökülüverdi.

 

Gönül kuşum evin nerde

Şakırdayan sesin nerde

Seher vakti uyanıkken

Uyanmayan kalbin nerde

 

Gönül kuşum derdin nedir

Rengin solmuş benzin nedir

Ormanlara uçmak varken

Tenhalara düşmen nedir

 

Gönül kuşum yeme kandın

Bir bakışa, göze kandın

Zikreylen dilin varken

Ellerdeki saza kandın

 

Sensiz zinhar gönlü neylim

Bahçelerde bağı neylim

Cemalini görmek varken

Boz bulanık yüzü neylim

 

Gönül kuşum durdu yine

Kanadından düştü yere

Can havliyle çırpınırken

“Hay” ismiyle uçtu yine

 

Gönül kuşum çaresi yok

Göç etmenin zamanı yok

Unutma ki sevinirken

Her nimetin nıkmeti çok

 

Exit mobile version