Sibirya’da Altay Dağları eteklerinde bulunan Pazırık beşinci kurgandan çıkartılan ve zengin motifleriyle dikkat çeken halı, Pazırık Halısı olarak adlandırılmıştır. Bu halının motiflerinden, kalbinde elma bulunan geyik motifi bizim için dikkat çekicidir.
Geyik sonsuzluk, ölümsüzlük, insanın ilk saf hali ve ruhu önceleyen dönüşümün sembolüdür, ağaç dallarını andıran boynuzlarıyla yaşam ağacını, kalbindeki elma doğurganlığı ve genel anlamda bütünüyle geyik motifi neslin safkan devamına dikkat çeker.
Neslin devamına ilişkin Kur’an ve Tevrat’ta birçok ayetler vardır ayrıca hadisi şerifler, mitolojik anlatılar ve masallar günümüze kadar ulaşmıştır.
Mitolojik metinlerde elma Herakles’in Altın Elma’sı olarak karşımıza çıkarken, Sümer mitolojisinde hastalık ve ölümün olmadığı bir ülkede yetişen meyve, yasaklanma olarak zamanımıza ulaşmıştır. Masallarda da bahsedilmiş olan elma, Kırmızı başlıklı kız ve Pamuk prenses’ de yerini almıştır.
Cennet’teki ağaçlardan elma katıksız soyun devamı, irade ve tercih etmenin metaforu olarak kullanılmıştır.
Tevrat’ta da: Rab Allah Adem’e, “Bahçenin her ağacından ye, fakat iyilik, kötülük bilme ağacından yemeyeceksin, yersen ölürsün.”, dedi. (Tekvin 2:5-23)
Kuran’da da “Ey Adem! Eşin ve sen cennette kal, orada olanlardan istediğiniz yerden bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” dedik. (Bakara Suresi, 35-37)
Burada ki meyve olgusuyla insanın, kendi insansı cinsinden evliliklerini zorunlu kılarak, saf insan ırkının devamını sağlamaya teşvik edilmiştir. İnsana benzerlik gösteren diğer türler arası birleşmeler yasaklamıştır.
Günümüzde neslin bozulmasına ilişkin yeme içme alışkanlıkları, hastalıklar ve sonrası tedavi ilaçlarıyla insanda ki aklı ve iradeyi elinden alarak başka bir şeye dönüştürme çalışmaları vardır, tıpkı Kuranı kerimde; “İçinizden cumartesi günü haddi aşanları elbette bilirsiniz. Biz böyle yapanlara “Aşağılık maymun olun!” dedik. Bunu, hem bu hâdiseye şahit olanlara, hem de sonradan gelecek olan nesillere bir ibret ve korunacaklara da bir öğüt kıldık”(Bakara, 2/65-66) ifadesiyle insan iradesinin ve saflığının ele geçirilmesi girişimine bir atıf vardır.
İnsanı insanlıktan çıkartmaya yönelik çalışmalar, hayvanlar üzerinde’ de yapılmaktadır; kıyamete yakın bir zaman’ da kurt ve kuzuların birlikte dolaşması vahşi hayvanların insanlarla konuşması hadisesi (kimseye sevimli bir görüntü gibi gelmesin) doğal yaratılışlarına aykırı bir davranış durumdur. Demek oluyor ki nesillerinde ve cinslerinde bir bozulmaya işaret vardır.
‘Siz kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız. Öyleyse çocuklarınıza güzel isimler koyunuz hadisi şerifi ise, neslin devamını sağlamayı, insan versiyonu başka bir yaşam biçimlerine karşı durmayı gerekli kılmıştır. Farklı yollarla üretilen insansıların isimlerinin üretim yılı ve modelleri olacağından bu konuya böyle bir atıfta bulunulmuştur.
Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz.” hadis-i şerifi son doğum yapacak kadına bir işarettir umulur ki; doğacak insansı çocuk kıyametin kopmasını erteleyebilsin ve Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi “Ey üç yüz seneden sonraki yüksek asrın arkasında gizlenmiş “Sakitane Nur’un sözünü dinleyen ve bir nazar-ı hafiyy-i gaybi ile bizi temaşa eden… sözü gerçekleşebilsin.
Kızılelma; insanlığı, yaşamı, mücadele ederek yaratılmanın amacını korumayı ve kolonileşmeyi simgelemiş, yenidünyalara ulaşmayı üreme ve nesli korumayı elma olarak sembol edinmiştir.
Dünyamızı yaşanılabilir bir yer yapmak veya cehenneme çevirmek bizlerin elinde olan bir gerçektir. İnsanlığı yok edecek iradesini elinden alacak her bir girişim bizim için tehlikelidir. Türlerin birleşimini reddederek insan soyunu korumak, gelecek nesillerin insanı kâmil olma, erdemli olma, yol gösterici olma, akıllılık, mukayese, yetkinlik ve iyi bir ruha sahip olmasını sağlamak zorunluluktur. Bu vasıflar dünyanın yaşanabilir bir yer olmasını sağlayacak yegâne kanıtlardır.
İşte burada Kızılelma ülküsü insanın saflığını korumayı hedef bilmiş çoklu insansı türlere karşı çıkmayı görev edinmiştir.