YALAN SÖYLERKEN HİÇ YÜZÜNÜZ KIZARIYOR MU?

Yalan söylemek ve iftira atmanın kötü bir haslet olduğunu her bir birey çocukken ebeveyn’inden defalarca işitmiştir. Bu minvâlde ya okumuştur ya da hayat-ı ictimâiye’den öğrenmiştir…

Bir de siyaset yapıyorsanız bunların toplum önünde ne kadar züll olduğunu bilmemek için cahil ya da ahmak olmak lazım…

Doğru olmak yalan söylememek ne kadar kolaydır değil mi? Ama kimilerine göre de bir o kadarda zordur zaman-ı ahirde…

Peygamber efendimiz (Sav)’e Hûd suresi 112. Ayette geçen “O hâlde Emrolunduğun gibi dosdoğru ol”ayeti nazil olduğunda “bu ayet beni ihtiyarlattı”ifadelerini kullandığı rivayetlerde vardır…

Ayrıca müfessirler bu kısmı şöyle açıklıyorlar diyanet işleri başkanlığının kaynaklarında. “inanç, niyet, düşünce ve davranışta doğruluk ve dürüstlüğü; Allah’a yönelme ve O’nun buyruklarına uygun davranma hususunda devamlı ve tutarlı olmayı” ifade eder. 

Yine buna bir benzer de Safvan b. Suleym (ra)’danrivayet edilmiştir. Resûlallah (Sav) “Mümin korkak olur mu? Diye soruldu. O da evet (olur) dedi. Mümin cimri olur mu? Diye soruldu. O da yine evet (olur) dedi. Mümin YALANCI olur mu? Diye sordular. Peygamber (Sav) Hayır Mümin asla YALANCI olmaz Dedi.” (Beyhakî, Malik)

Bazen insanlar şöyle serzenişte bulunurlar yahu arkadaş bu toplum düzelmez sizce de öyle mi?

Yine resmi kurumlarda dürüst çalışan devletini düşünen personele arkadaşları derki, “yahu arkadaş devleti sen mi kurtaracaksın, bir kâğıttan veya bir lamba açık kalmış ne olacak” derler…

Evet, ben bu söylemleri esefle kınıyorum! 

Çünkü toplum fertlerden oluşur her fert kendini düzeltirse o halde toplumu düzelmiş olarak görürüz değil mi? 

Demek ki yalan ve neme lâzım demek, kötü bir haslet… 

Peki, bu ülkede siyasi liderler ve kanâat önderleri yalan söylerse toplum düzelir mi?

Balığın baştan, kokmaması lazımdır…

Yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan körfez ülkelerinden Kuveyt ve Katara günü birlik bir ziyaret yaptı…

Katara yaptığı ziyarette araçtan indikten sonra Katar Emiri Temim bin Hamed es-Sani ile ayaküstü Arapça muhabbet ettikten sonra toplantı yerine geçtiklerini hepimiz çekilen videolarda izledik…

Ana muhalefet partisi genel Başkanı Kemal Bey hiç çekinmeden bir yalan söyledi.

“Türkiye yönetilemez konumda, bugün bir fotoğraf var, Erdoğan’la yurt dışında bir yöneticinin fotoğrafı var, onun önünde nasıl eğildiğini görüyorsunuz, niye eğiliyor? Para için… Bu benim ağrıma gidiyor. Erdoğan bir siyasi rakibim, ama o bir başka devlet adamının önünde para için eğilmemeli” 

Sayın Kemal Bey öncelikle selamlama nasıl yapılır onu bilmek lazım bilmeyen için bu hareket eğilme olarak addelir…

Kaynak ise yalan haberde üzerine olmayan bir gazete müsveddesinin yalan çarpık alâkası olmayan birhaberi…

Bu yalancı ve müfterî gazetenin yunan gazetelerinden ne farkı kaldı…

Buna ne denir; efradını cami ağyarını mâni (Ne eksik ne fazla, eksiği artığı olmayan)…

Bakın aynı söylem 2017 de Katara darbe yapmak isteyen Suudi Arabistan ve körfez ülkeleri karşısında Türkiye’yi bulan Fransa tarafından da kullanılmıştı…

Katara asker gönderen Türkiye planları bozulan emperyal güçlerin başta bizim orda olmamızdan rahatsız olan Fransa Cumhurbaşkanı Macron Katar Emirine şu ifadelerde bulunmuştu…

Mocron: Türkiye ekonomik olarak çökecekti nakit destek vererek sen kurtardın sakın bir daha destek verme ikimiz seninle müttefik olalım…

Tabi o dönemde tüm Dünya ülkemize karşı ekonomik saldırıya geçmişti!

2018’ de Katar emiri Temim bin Hamed es-Sanicevap olarak şu ifadelerde bulundu; “Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri 2017 Haziran’ında darbe girişimi yapmaya kalkmıştı. O girişimden beni Erdoğan kurtarmıştı. Ölene kadar o benim babamdır. Onunla birlikte olmaktan asla vazgeçmeyeceğim 

Siyonist ve emperyalist güçlerin söylemleriyle aynı minvalde olan bir muhalefet başka bir ülkede var mıdır? 

Ülkesini dışarıya şikâyet eden… Şahsen biz görmedik, okumadık ve ya duymadım… Vesselâm…​

Exit mobile version