AKŞENER’İN 26 AĞUSTOS KONUŞMASI: VURUŞARAK İTTİFAK HAZIRLIĞI

İyi Parti yönetimi, günler öncesinden, genel Başkanları Sayın Meral Akşener’in 26 Ağustos 2023 günü, Afyonkarahisar’da hem 14 ve 28 Mayıs 2023 günlerinde yaşanan TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, hem de 2024 mahalli idareler seçimleri ile alakalı çok önemli açıklamalar yapacağını ilan etti.

Günlerdir İyi Parti Genel Başkanı Sayın Akşener’in ne konuşacağı merak ediliyordu.

Sayın Akşener, konuşmasının genelinde, ülkemizde merkez sağ siyasetçilerin halkın iradesinin mutlak üstünlüğüne vurgu yapan geleneği sürdürdü.

Bu konuşmasında yer alan şu açıklama kesitine yer vereceğim:

“Biz bu seçimi (14 ve 28 Mayıs 2023) kaybettiğimizin bilincindeyiz. Bizim için milletin kararının üstünde bir karar, millet iradesi üstünde bir irade yoktur. Sandıktan çıkan sonuç üzerinden milletle tartışılmaz, tartışılamaz, milletin iradesi sorgulanamaz, yargılanamaz, bahane üretilemez. Çünkü siyasetin özelliği budur. … Siyasetçi isteyendir, yalvarandır, seçmen karar verendir”.

Bu açıklamalar, başta Sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP’li yöneticilerin, halkı suçlayan, köylüleri-kırsal kesimde yaşayanları aşağılayan, bazı lümpen jakoben kesimlerin halka yukarıdan bakan üslubunu tercih eden, seçimlere hile karıştırıldığı iddiası ile halkın demokratik iradesine saygı duymayan, kendi hatalarını sorgulamayan, halkın demokratik iradesini “hesaba çeken, sorgulayan” tavrından ayrılmıştır.

Bu açıklama, İyi Parti ve demokrasi kültürümüz açısından pozitif bir tutum olmuştur.

Akşener, 2024’te yapılacak mahalli idareler seçimleri ile alakalı açıklamaları yaptı. Bu açıklamalar, 2024’te yapılacak mahalli idareler seçimleri açısından önemli ipuçları veriyor.

Muhalefetin 2024 seçimlerinde başarılı olmasının yolu ittifaklardan geçiyor.

Bunu bilmeyen yoktur. Bu gerçeklikleri bilmeyenler, bilmediğini ima edenler ya da bilmeyerek hareket edenler, Türkiye’deki reel siyasetten haberdar değil demektir.

Akşener’in bu gerçeklikleri bilmemesi mümkün değildir.

Bu belirlemeden sonra, Akşener’in 2024 seçimleri ile ilgili açıklamasına yer verelim:

“Önümüzdeki seçimlerde kendi kadrolarımızla milletimizin huzuruna çıkacak ve göreve talip olacağız. Buradan tüm siyasi partilere de, yani iktidarından muhalefete çağrıda bulunuyorum. Gelin hep birlikte vatandaşlarımızın siyasi tercihlerini yansıtacağı bir rekabet ortamı oluşturalım. Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim, biz varız, sizleri de bekleriz. Öncelikli amacımız, partilerle ittifaktan önce, milletimizin partimizle ittifak yapmasını sağlamak olacaktır”.

Bu açıklamalar, esasen 2024 seçimlerine yönelik izlenecek genel politika gardıdır. Bir özgüven pompalamasıdır. Seçmenine yönelik, kararlılık duruşudur.

Ayrıca, 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinin siyasî maliyetini Millet İttifakının diğer bileşenlerine yükleyerek, kendi iradeleri ile neler yapabileceklerine yönelik seçmenine umut tahşidatı yapmaktır.

Bu açıklamalara daha başka gerekçeler de eklenebilir; ben bu kadarla iktifa ediyorum.

Akşener, ayrıca, 2019 mahalli idareler ve 2023 TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortaya konulan ittifakların “ilkeler” ve “değerler” üzerinden değil, aritmetik hesaplarla yapıldığı, bunun da başarısızlığı getirdiği yönünde eleştiriler de getirdi.

Bu değerlendirmelerden sonra, ittifakları tam olarak dışlamayan şu açıklamayı da yaptı:

“Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda elbette yerellerde, orada burada işbirliği olabilir. Teşkilatlar kendi aralarında bazı çalışmalar yapabilir”.

Bu sözler esasen “gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim, biz varız, sizleri de bekleriz” şeklindeki açıklamalarla çelişkili gibi görünebilir. 

Fakat siyaset tek çizgi üzerinden yürütülen bir faaliyet değildir.

Siyasette geçmişte yaşanan, siyasi acemilikler, diğer muhalif bileşenlerle yaşanan karşılıklı ilişkiler; bu bağlamda İyi Partiye yakın geçmişte seçimlere girebilmesini sağlamak için CHP tarafından geçici olarak 15 milletvekili verilmesi, hep İyi Parti’nin aleyhine işledi. Sayın Akşener bunu bildiği için geçenlerde şu açıklamayı yaptı:

Biz önce bu parti seçime girebilsin diye CHP’den 15 milletvekili istedik. Hayatımın en büyük pişmanlığıdır. Sayın Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum ancak o gün bugündür bu 15 milletvekilinin bedelini ödeyemedik”.

CHP İstanbul milletvekili Gürsel Tekin, Akşener’in açıklamaları için şu tepkiyi verdi:

“Seçim sürecinde iyi bir sonuç alınmadığı için çok ağır cümlelerle CHP’nin hedef tahtasına oturtulması çok insafsızca eleştirilerdir”.

Bu karşılıklı atışmalar, suçlamalar muhtemelen bir müddet daha devam edecektir.

Şimdi, Sayın Akşener, öncelikle bu açıklamalarla, Millet İttifakı içinde yer almanın İyi Parti’ye verdiği hasarı gidermeye çalışıyor.

Diğer yandan, Akşener, Millet İttifakının diğer bileşenlerine bir de “hodri meydan, seçimlere ayrı ayrı girelim, bakalım nereleri kazanacaksınız ya da neleri kaybedeceksiniz? hep beraber göreceğiz” demek istiyor.

Akşener, çok net bir şekilde biliyor ki, İyi Parti ile CHP ittifakı olmaksızın, İstanbul, Ankara, Antalya vd. bazı büyük şehir belediye başkanlıklarının kazanılması imkânsıza yakın derecede zor.

Bunu aslında CHP ve diğer millet ittifakı bileşenleri de biliyor, en azından bilmeleri gerekiyor. Bilmiyorlarsa ya da bilmiyor görünüyorlarsa, ya siyaseti hiç bilmiyorlar ya da onlar da İyi Parti’nin bu açıklamalarına karşı gardlarını almış oluyorlar.

2024 Mahalli İradeler Seçimlerinde İttifaklar Olacak mı?

Bence, Millet İttifakı içinde yer alan iki büyük parti (CHP ve İyi parti);

– önce 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ve bu seçimlerde Millet İttifakına rağmen yaşanan hezimetin yaralarını sarmak;

– sonra partileri içindeki kenetlenmeyi sağlamak, ihtilafları azaltmak

İçin bir müddet aralarında vuruşacaklar.

Bu vuruşmalar, ölümü gösterip (ittifak olmaza kaybedilecek belediye başkanlıkları) sıtmaya razı etmek (karşı taraftan ittifak kapsamında maksimum siyasi pay almak) politikaları yürütülürken, alttan alta bir başka çalışmalar daha yürütülecektir; o da şu:

“Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda elbette yerellerde, orada burada işbirliği olabilir. Teşkilatlar kendi aralarında bazı çalışmalar yapabilir”.

Bu yöndeki çalışmalara CHP’nin itiraz edeceğini sanmıyorum.

Belki bazıları, CHP-İyi Parti atışmalarının, hatta hakarete yaklaşan açıklamaların, restleşmelerin bir sonucu olmayacak mı; bu kadar ağır, net, meydan okuyan restleşmelerden sonra bu partiler bir daha nasıl araya gelecekler? Şeklindeki soruyu sorabilir.

Bu sorunun en açık cevabı, Sayın Akşener’in önce altılı masa için “kumar masası” deyip, bir sürü suçlayıcı, aşağılayıcı lafları ettikten 72 saat sonra, altılı masaya dönmesidir.

Bu vesileyle, siyasette tahliller, muvakkat, konjonktürel ve stratejik açıklamalar üzerinden yapılmaz. Bu tarzda değerlendirmeler yapan kişinin hata yapma ihtimali yüksektir.

Reel siyasi gerçeklikler bağlamında bir hususa daha temas etmek istiyorum.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mahsur Yavaş, Ankara’da sadece CHP kimliği altında gireceği seçimi kazanamayacağını çok iyi biliyor.

CHP ile İYİ Parti arasındaki gerginliğin sona ermemesi, bu gerilim ortamında İyi Parti’nin başka ittifaklara yönelmesi ya da kendi adayını ortaya çıkarması halinde, Sayın Yavaş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına tekrardan aday olur mu? Şeklinde sorular var. Yavaş’la uzun yıllar birlikte siyaset yapan ve onu yakından tanıyan isimlerin, bu soruya kesin bir dille “Aday olmaz” karşılığını verdiği ifade ediliyor. Kanaatimce de, CHP ile tek başına Ankara’nın alınamayacağını çok iyi bilen Yavaş’ın, kendi adaylığını CHP-İYİ Parti ittifakı olmaksızın kabul etmeyeceğini düşünüyorum.

Benzer riskler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için de söz konusudur. Sayın Ekrem İmamoğlu da, karşısına AK Parti tarafından çıkarılacak güçlü bir adaya karşı, sadece CHP ya da CHP+HDP seçmeni ile kazanamayacağını çok iyi biliyor. Bilmez görünmesi, sadece siyasi manevra ve özgüven aşılama çabasından başka bir şey değildir.

Benzer durum, CHP’li Büyükşehir Belediyelerinin bir kısmı için de söz konusudur.

Bütün Bu Gerçekliklerden Sonra Şu Tahlil Yapılabilir:

(1) İyi Parti, 2024 seçimlerinde, CHP’siz, HDP/PKK’sız bir başka ittifakla seçimlere girmeyi deneyebilir. Bunun kendisine kısmen bir getirisi de olabilir. Ama bu yeni ittifakın hacminin ne olacağı önemli. Ben güçlü bir hacim teşkil edeceği kanaatinde değilim.

(2) CHP, HDP/PKK ile ittifak yapmaksızın kendi reel gücünü görmek, bu yolla bir yol katetmek için seçimlere sadece kendi adayları ile girebilir. Bu yolda, hatırı sayılır başkanlıklar kazanması zor görünüyor. Ama en azından CHP, HDP/PKK ile olan ittifak sebebiyle bu partiden kaçanlardan, küsenlerden bazıları, konjonktürel şartlara bağlı olarak, bazı seçim çevrelerinde bu partiye tekrardan oy verebilir. Sadece kendi adayları ile seçime girerek, İyi Parti’nin herhangi bir büyükşehir belediye başkanlığını kazanacağı kanaatinde değilim. Bazı ilçelerde kazanabilir. Belki bir ya da birkaç küçük ilde de kazanabilir. Onun ötesinde bir başarı şansının olduğu kanaatinde değilim.

(3) İyi Parti, Cumhur İttifakı’na yanaşır mı? Bu sorunun cevabı kolay değildir. Akşener’i, “kumar masası” dedikten sonra, altılı masaya geri dönmek zorunda bırakan küresel ve yerel güç odakları, İyi Parti-Cumhur İttifakı yakınlaşması üzerinde ne ölçüde engelleyici etki meydana getirebilir? Bunu gelecek gösterir. Şimdiden kestirebilmek mümkün değildir. Ama böyle bir ittifakın, CHP ve sair ortaklarına maliyeti çok ağır olur.

(4) Gerçekleşmesi en muhtemel görünen ihtimal, bazı kritik seçim çevrelerinde Millet İttifakını sürdürüp, geri kalan seçim çevrelerinde kendi adayları ile seçimlere katılmaktır.

Sayın Akşener’in “Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda elbette yerellerde, orada burada işbirliği olabilir. Teşkilatlar kendi aralarında bazı çalışmalar yapabilir” şeklindeki sözleri bu seçenek için söylediğini belirtmek isterim.

Burada, İyi Parti ile CHP ve diğer millet ittifakı bileşenleri arasında, vuruşarak ortaya çıkan en üst düzey pazarlık gücü içinde, üzerinde mutabık kaldıkları seçim çevrelerinde ittifak yapılır, üzerinde ittifak yapılacak seçim çevrelerinin sayısı mümkün mertebe artırılmaya çalışılır, bu pazarlıklarda, üstün pazarlık gücü ortaya koymak isteyen İyi Parti bazı güçlü Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylıklarını da elde eder, bu ittifak bu şekilde sağlanır. Başta İstanbul, Mersin, Adana gibi illerde bu ittifakta PKK güdümlü HDP’ye de yer verilir. HDP’ye de bazı ilçelerde başkanlık adaylıkları verilir.

Bu söylediklerim, geleceğe yönelik öngörülerdir. Fiili netice ne olur, bunu gelecek gösterir.

Yapılan bütün bu hesaplar tutar mı? O’nu 2024 Martında yapılacak seçimlerde göreceğiz.

İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi:

Mevla görelim ne eyler, ne eylerse güzel eyler.

Exit mobile version