BENİ ÖLDÜREN KURŞUN DEĞİL, DOSTUN İHANETİYDİ

Giresunlu olup da Eşref Bey türküsünü ve bu türkünün acı dolu hikayesini eminim bilmeyen yoktur.  Fakat bir çoğunuzun bilmiyorum dediğinizi duyar gibiyim. Ben de bu sebeple bu hafta rotamızı  Karadeniz’in bir başka incisi Giresun’a çevirdim. Ve Eşref Bey türküsünü (Ağıtını) ve acı dolu  hikayesini sizlerle paylaşmak istedim. Herkese iyi okumalar dilerim… 

Eşref Bey 1905 yılında o zaman ki adıyla Abdal diye bilinen Piraziz ilçesinde dünyaya gelmiştir.  Dönemin sayılı ailelerinden Gedikalizadelilere mensup olan Eşref Bey kişilik olarak son derece  sosyal, cömert, yakışıklı ve halk tarafından sevilen biridir. Giresun merkezde Camlı sokakta abisi ile  kendilerine ait olan fındık fabrikasını işletmektedir.  

1933 yılında bir yakınının tavsiyesi üzerine fabrikasında muhasebeci olarak çalıştırmak için Hakkı  isimli bir kişiyi yanına almıştır. Hakkı’yı geniş yetkilerle donatmış; ancak bir süre sonra fabrikada  çalışan bayan işçiler Hakkı’yı Eşref Bey’e şikayet etmişler. Hakkı’nın kendilerini rahatsız ettiğini ve  kendi çalıştıkları bölüme gelmemesini talep etmişlerdir. Olayı öğrenen Eşref Bey, Hakkı’ ya kadın  işçilerin bölümüne girmemesini sıkı sıkı tembih etmiş ancak kısa bir süre sonra Hakkı’nın yine o  bölümde dolaştığını görerek kendisini oldukça sert bir şekilde uyarmıştır. Hakkı bunu gururuna  yedirememiş olsa da sesini çıkarmamıştır.  

İlerleyen günlerde Giresun’da adet olduğu üzere Giresun limanından fındık yükleyerek sezonun ilk  nakliyesini yapacak olan gemi seferi için tören düzenlenirdi. O yıl ilk seferi düzenlenen fındıklar,  Eşref Bey’in fabrikasının ürünleriymiş. Tören bittikten sonra Eşref Bey, Hakkı’yı da yanına alarak  lokantaya giderler yemeklerini yerler ve ardından fabrikaya dönerler. Eşref Bey’in ofisinde sohbet  esnasında Hakkı, Eşref Bey’e tabancasını çok beğendiğini ve görmek istediğini söyler. Eşref Bey her  şeyden habersiz tabancasını uzatır. Ve Hakkı orada Eşref Bey’i kendi silahı ile vurur.  

Hakkı koşar adımlarla fabrikayı terk ederken, Eşref Bey vurulduktan sonra son gücünü toplayıp  Camlı sokakta yer alan fabrikasından çıkmış ve oradan geçmekte olan otel sahibi Talat Bey’e “  Hakkı beni vurdu Talat “ der. Hemen ardından çevredeki esnaf Eşref beyi hastaneye kaldırmış,  

ancak iki saat geçmeden Eşref Bey vefat etmiştir. Hakkı büyük bir takiple yakalanmış ve cezaevine  götürülmüştür. 

Hakkı cezaevinde yatarken Eşref Bey’in en yakın arkadaşı olan Ahmet Ağa Gedikali, can dostum  dediği Eşref Bey’in intikamı almak için basit bir suçla cezaevine girer ve keskinleştirdiği bir kaşığın  sapını Hakkı’ya saplayarak öldürmek istemiştir. Bu olaydan sonra yara alarak kurtulan Hakkı , iki ay  yattıktan sonra Cumhuriyetin kuruluşunun 10 . Yıl münasebetiyle çıkarılan af kanunundan  yararlanarak serbest kalmıştır. Giresun’da artık yaşayamayacağını anlayan Hakkı izini  kaybettirmiştir. O günden sonra Hakkı Zaimoğlu’nun yaşamını İstanbul’da sürdürdüğü ve 80 li  yıllarda hayatını kaybettiği bilinmektedir. 

Eşref Bey’in vefatından kısa bir süre sonra kendisini sevenlerin önce maniler şekilde de yazdığı ve söylediği dizeler, yine bir süre sonra yakılan Eşref Bey türküsüne (Ağıtına) dönmüştür. Ve bu  türküyü ilk kez kemençesi ile söyleyen kişi ise Picoğlu Osman’ dır.  

Eşref Bey 

Giresun üstünde vapur bağrıyor 

Eşref’in yarasını doktor sarıyor 

Eşref’in annesi yanmış ağlıyor 

Atma Hakkı atma 

Pişman olursun  

Giresun Beylerine (Anam) 

Hasım olursun 

Bazarsu dereleri bir ifak dere  

Eşref’i vurdular (Anam) nafile yere 

Nafile nafile o da nafile 

Cenazemi goydular otomofile 

Atma Hakkı atma  

Pişman olursun 

Giresun gençlerine (Anam) 

Düşman olursun 

Attığın kurşundan  

Sen utanırsın  

Sevgiyle Kalın 

Hoşça Kalın..

Exit mobile version