Siz iktidara mı talipsiniz?
Daha muhalefetliği başaramıyorsunuz…
Toplumun manevi inançlarıyla oynamak hele ki şu dönemde intihardır.
Bakın bizdeki muhalefetçiklerin yaptıkları yanlışları yalanlar ve algıları saymayla bitiremeyiz.
Öncelikle teşkilatınızın içerisindeki ahlaksızlıkları yok edeceksin cinsel taciz, tecavüz olaylarını örtbas etmeyeceksin…
Ahlaksızlık yapanları disipline göstermelik sevk edip orada aklamayacaksın. Kendi vekillerine de saçma sapan açıklama yaptırtmayacaksınız…
Bu ülkenin %52 oyunu alan Sayın Reis-i Cumhuruna kendi içinizden bir vekil çıkıp ta “Diktatör” dediğinde önce sen genel başkan olarak karşı çıkıp olmaz diyeceksin…
Rüşvetçi ve yolsuzluk yapan İzmir Menemen belediye başkanına önce sen tepki göstereceksin… Gerekirse disiplin cezasını sen keseceksin!
Akabinde bir gazetenin oynanmış yalan resimlerle haberine sen alet olup yalana ortak olmayacaksın.
Katar ziyareti için giden Cumhurbaşkanı başını eğdi, yalanına artı olarak;
“Türkiye yönetilemez konumda, bugün bir fotoğraf var, Erdoğan’la yurt dışında bir yöneticinin fotoğrafı var, onun önünde nasıl eğildiğini görüyorsunuz, niye eğiliyor? Para için… Bu benim ağrıma gidiyor. Erdoğan bir siyasi rakibim, ama o bir başka devlet adamının önünde para için eğilmemeli”
Mâ’mâfih konuya hâkim değilsen yalan yorum yapma…
Vergi meşru olan işlerden alınır… Devlet’e; mücadele ettiği vatandaşlara zararı olan uyuşturucu ve organ ticareti yapan kara para aklayan mafyalardan vergi alacaksın, dediniz.
Peki nasıl alacak siz bunları meşrulaştırmak mı istiyorsunuz? Bunlardan vergi alın dediniz sonra bu yanlış tezinizi koro halinde hep birlikte savunuyorsunuz…
Diyorsunuz ki “iktidara oy veren öğretmene öğretmen demem”
Sonra size oy vermeyen öğretmenlere hakaret ettiniz…
Seçim arenalarında köşe yazarlarını ve medyayı tehdit ediyorsunuz…
Size oy vermeyen çiftçiye “Siz hala gidip oy verirseniz benim iki elim yakanızda olacak” diyerek neden aba altından sopa gösteriyorsunuz… Her dem tehdit dili kullanıyorsunuz. Mecbur mu bu insanlar size oy vermeye? Nereyi isterlerse, oraya re’ylerini verirler.
Senin gibi yapmıyorlar “nereden çıkardınız benim aday olmayacağımı” deyip de sonrasında çark ediyorsun.
İstanbul il başkanın “Mustafa Kemal derim ben Atatürk demem” dediğinde Atatürk’ün partisinde neden müdahale edip görevden almadınız… Ses dahi etmediniz tepki yok…
Bir tv kanalı kendi ortağının kararıyla terör örgütüne destek verdiği için ortaklıktan çekilip kanalı kapatmış…
Hep birlikte muhalefetçiklerinizle birlikte hükümet kapatmış gibi yalan söyleyerek insanların zihinlerini bulandırmayacaksınız…
Batının destek verdiği terör örgütünün siyasi ayağından biri “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyor.
Sizde o zevat için hapisten çıkarın diyerek yine koro halinde aynı yerden yazılan bir söylemle içerden çıkartın diyemezsin.
Batılı mahkemelerin verdiği karara uymak zorundaymış gibi hükümete, ülkenin liderine saldırıda bulunmayacaksınız ve hdpkk ya destek olmayacaksınız…
Yine sizin cenahtan birisi; Türkiye’ye batının ambargo uygulamasının sonucu aç kalacağını söylüyor, gülüyorum sizlere…
Büyük Türkiye’yi açlıktan ölmekle tehdit ediyorsunuz siz 1990’lar da kalmışsınız…
Hâlen daha batıdan korkuyorsunuz. Nedir bu korkaklığınızın nedeni?
Biz bize yeteriz siz yeter ki gölge etmeyin.
Eskiden kalan bazı alışkanlıklarınızı Kur’ân-ı Kerîm ve Ezân-ı Muhammedî (asm) Türkçe okutmak için yaptığınız programlar da yarışa girmeyin.
Eskiye özleminiz mi var? Türkiye bundan sonra eskiye dönmez…
Şimdi bir bakın siyasi parti muhalefetçiklerine, şu ana kadar CHP de sivrilen kim varsa el çektirilip uzaklaştırıldı…
Ayrılanlardan üç beş tanesi yeni partiler kurdu… Sizin demokrasi anlayışınız da bu galiba.
Hani bu ülkenin devlet ricalinin en üstüne diktatör diyorsunuz ya size ihraç ettiğiniz muhasebeci Kenan ne demişti “asıl diktatör bozması sensin, CHP’nin başındaki zat bir projedir. CHP’yi bitirmek için gelmiştir. Bu, CHP’yi bitirecektir.”
Adamı havalimanında bırakıp tüymüşsünüz aranızda ne geçtiyse artık…
Muharrem İnce sizler için “Sıkıştığı zaman ortaya bir yalan atıyor, “saray bizim içimizi karıştırmak istiyor” diyen Kılıçdaroğlu’ na “içinizi zaten siz kendiniz karıştırıyorsunuz.” demedi mi?
Yerel seçimlerde kendi seçmenlerinden Can Ataklı sizler için ne demişti hatırlatmakta fayda var gerçi sonra kendi medyacınıza baskı yaptırıp özür diletmiştiniz…
“Bahanesi yok bu işin, İBB burada çok büyük hata yaptı. Böyle bir hastane açılıyor. Bina muazzam. İnşaat olarak harika. Efendim yolunu onlar durdurdu da biz yaptık da yapmadık da… Bir de yolu yapılmayacaktır diye açıklama yaptı. Böyle bir acemilik, böyle bir iş bilmezlik, böyle bir çapsızlık İstanbul’a yakışmıyor.
Yapacaksın kardeşim. Tak diye yapacaktın. Hem de bütün gücünü seferber edecektin… Orası benim milletimin şifa bulacağı bir yer. Özellikle bu korona günlerinde ne yaptınız? Demeçler, şovlar… Bu şovlarla bu işler yürümez.
Cumhurbaşkanlığı hayalleri görenler varsa da kusura bakmasın ama olmaz. O yolu yapacaktın. Lamı cimi yok.
Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun diyenlerin dışında bir tane beğenen var mı acaba.
Ben daha icraat görmedim kardeşim. Hakikaten görmedim. Ne düzeldi? Ak Parti durmadan geçitleri donatıyordu, sen ne yapıyorsun? İstanbul senindir’den var mı başka bir şeyin? Ne demekse o… Hep edebiyat… İş kardeşim… İcraat…”
Aslında anlatacak çok şeyler varda uzun lafın kısası; siz ya milli olacaksınız ya batıya ayna darlık etmeye devam mı edeceksiniz?
Koyun postuna bürünen çakal olmayacaksınız…
Bu necip millet sizin hangi zihinde olduğunuzu hükümeti devirmek için her türlü yolu denediğinizi kimlerle ittifak ettiğinizi bilmekte.
Siz bu kafayla devam ettiğiniz süre zarfında iktidar yüzü göremezsiniz…
Yapılan yatırımlara yapılan icraatlara yapılan projelere teröre karşı verilen mücadelelere destek verin ki müspet muhalefet olduğunuzu görelim…
Ülke yararına bir tane projeniz var mı?
Aksi taktirde hafızalarda iktidar ne yaparsa yapsın biz iyi demeyiz menfi muhalefetliliğimizi gösteririz demeye devam ederseniz milletin hafızası hep sizi menfi muhalefet olarak anacaktır.
Merhum Muhsin Başkan ne güzel söylemişti;
“Bir saniyesine hakîm olamadığınız, bir saniyesine bile hükmedemediğiniz bir hayat için, bir Dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur!
Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz” Vesselâm…