DÜĞÜN ÇALMAK

Mü’min erkeklere söyle: gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar; iffet ve namuslarını korusunlar.

 

Mü’mine kadınlara da söyle: Gözlerini haram bakmaktan sakınsınlar; iffet ve namuslarını korusunlar, Nûr Suresi 30-31 . Ayet

 

Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına söyle evlerinden dışarı çıktıkları zaman dış örtülerini  üzerlerine alsınlar.   Ahzâb Suresi 59.ayet

 

 

“Düğün çalmak” tabiri adeta darbımesel olmuş ve dilimize yerleşmiş. Bana öyle geliyor ki, bu tabir modern zamanlarda çıkarılmış sanki. Düğünlerimiz zamanla çalgılı, günümüzdeki şekilde, eğlence ağırlıklı yapılmaya başladığından beri “düğün çalmak” tabiri dilimize yerleşmiş gibi. Tabii eski zamanlarda nasıl yapılıyordu, bu konuda fazla bir malumatım yok. Düğünlerimizde illa bir müzik, bir çalgı aleti veya davul, zurna çalmak zaruri imiş gibi, dilimize düğün yapıyoruz şeklinde değil de, düğün çalıyoruz şeklinde yerleştirilmiş. Artık düğün yapıyoruz değil de “düğün çalıyoruz” şeklinde söylenmekte. Hatta dün okulda öğretmen arkadaşın birisi diğer bir arkadaşa;

Yani artık gündelik konuşmalarımızda farkına bile varmadan “düğün çalmak” tabirini, düğün yapmak yerine kullanıyoruz. Bu, şuur altımızda, biz farkına varsak da varmasak da çalgısız düğün olmaz anlayışı oluşturuyor.

Bu çalgılı düğünler artık o hale geldi ki, kadın erkek karışık bir şekilde, genellikle tesettür ihmal edilerek, yarı çıplak, adeta çılgınca eğlenceler ve oyunlarla tamamen gösterişe dönüştürülerek yapılmaktadır. Kadınlar olduğundan çok daha fazla süslenerek, açılarak ve bütün mücevheratlarını takınarak işi tamamen gösterişe döküyorlar. Bütün dikkatleri üzerlerine çekmeye çalışıyorlar. Düğün törenlerimiz âdeta aile kurma amacından çıkarak tamamen süfliyata, nefsani heva ve hevese dönüştürüldü. Bir hanımın hiç utanmadan yüzlerce bakışların altında, babasının, ağabeylerinin ve birçok yabancı erkeklerin nazarına rağmen yarı çıplak bir halde, bütün vücudunu oynatarak oynaması ve dans etmesi, İslami açıdan normal sayılabilir mi? Hele erkeler daha da facia, adeta köçekleşme durumuna düşüyorlar. Hele çalınan müzikler; o kadar bayağı, o kadar seviyesiz, o kadar sufli ki, insan dinlemeye tahammül edemiyor. Bu düğünler de gürültüden kendi sesinizi dahi duyamıyor ve hiç kimseyle her hangi bir sohbet dahi edemiyorsunuz.

Yeni bir yuva kuruluyor ve yeni nesiller meydana gelecek. Böylemi olmalı? Bir kez olsun Allah’ın ve resulünün adı dahi anılmıyor. Bir dua bile edilmiyor. Çok yazık. Hem de çok yazık.

Bu tür düğün yapanlar için çok üzülüyorum. Hemen hemen herkes, muhafazakâr aileler dahi düğünleri böyle yapmaya ve birazda mecburmuş hissiyle bu düğünlere katılmaya başladı. Bu tür düğenlere katılmazsak, bu seferde akrabalık bağlarımız ve sosyal ilişkilerimiz zarar görmekte. Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Adeta çaresiz durumdayız. Sonra, bu “düğün çalma” fotoğrafları ve videoları sosyal medyada hiç düşünülmeden pervasızca paylaşılır oldu. Yani gafilce işledikleri günahı yayıyorlar. Oysaki peygamberimiz ve büyük Allah dostları ahir zamanın bu fitnesinden ümmeti şiddetle sakındırmış  ve ikaz etmişlerdi.

“Rivayette var ki, “Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz. Bunun için bin üç yüz sene zarfında emr-i Peygamberî ile bütün ümmet o fitneden istiâze etmiş, azab-ı kabirden sonra, -Deccalın  ve ahirzamanın fitnesinden, sana sığınıyoruz Allah’ım.- diye vird-i ümmet olmuş. (…) O fitneler nefisleri kendilerine çeker, meftun eder. İnsanlar ihtiyarlarıyla, belki zevkle irtikâp ederler. (…) Ve kadın, kendi güzelliklerini göstermeye fıtraten çok meyyal olmasından, seve seve o fitneye atılır, baştan çıkar. Ve fıtraten cemâlperest erkekler dahi, nefsine mağlûp olup o ateşe sarhoşâne bir sürurla düşer, yanar. İşte dans ve tiyatro gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid’aları, birer câzibedarlıkla pervane gibi nefisperestleri etrafına toplar, sersem eder.”  (B.S.Nursi Şualar, 5.Şua)   Maalesef bugün Müslümanların kâhir çoğunluğu pervaneler gibi bu ateşe atılmaktadır. “Meşhuriyet çağında görünür olma arzusu” ve teveccüh-ü nas (İnsanlara kendini beğendirme arzusu) bu tür etkinliklerde amiyane tabiriyle adeta tavan yapıyor. Bu bir inkıraz (toplumsal çöküş) halidir. Bu inkıraz, bu kez modernlik kisvesiyle düğünlerimizi vurdu ve pespaye bir hale getirdi. Sınıf atlama ve modern görünmenin dayanılmaz cazibesine kapılan insanımız, bu tür düğünler yaparak sınıf atladıklarını sandılar. Günümüzde büyük, gösterişli, şatafatlı, pahalı salonlar kiralanmakta ve orkestralar, davulcular, müzik gurupları tutulmakta, böylece bu tür düğünlerin ekonomik ağırlığı da büyük bir yük oluşturmakta ve hesapsızca israflar yapılmaktadır. Hakeza bu gibi iktisadi sebeplerden gençler evlenememekte ve sosyal facialar meydana gelmektedir.

Aslında günümüz için “düğün çalmak” tabiri sanki biraz da doğru bir kullanım oluyor. Çünkü bu düğünlerde ahlakımız çalınıyor, iffetimiz çalınıyor, ihlasımız çalınıyor, değerlerimiz çalınıyor, maneviyatımız çalınıyor, imanımız çalınıyor, istikbalimiz çalınıyor, paramız çalınıyor.

“Ahir zamanda bir şahsın hata ve günahlarının dehşetli yekün tutacağı” rivayeti bu tür düğünlerle tezahür ediyor. Rabbim bizleri bu tür İslam dışı günah bataklarından ve ahir zamanın bu dehşetli fitnelerinden muhafaza eylesin.

Müslüman sosyal bilimcilere, âlimlerimize. kanaat önderlerimize ve folklor bilimcilerimize sesleniyorum;  Allah rızası için bu duruma bir el atın. Toplumda sevilen, sayılan ve meşhur olan kişilerin bu konuda güzel örnekler sergilemeleri gerekiyor. Yoksa Allah indinde sorumlu olursunuz ve oluruz.

Şeytanın yanımda bulunmasından, fitnesinden ve aldatmasından Rabbime sığınırım.

Exit mobile version