İSRAİL’İN GAZZE SOYKIRIMI VE HÜR ABD’DE ANTİSEMİTİZM KANUNU (4)

IHRA’nın Antisemitizmle Alakalı Tanımı.

Amerika’da, Antisemitizm Farkındalık Kanunu önerisiyle, Uluslararası Holokost Anma İttifakı (International Holocaust Remembrance Alliance’s/IHRA) tarafından 2016 yılında belirlenen antisemitizm ile alakalı tanımlama kanunlaştırılarak federal kanuna dâhil edilmek istenmektedir.

Bu vesileyle, önce IHRA’nın antisemitizmle alakalı tanımlamasına temas edeceğiz.

Hükümetler arası bir kuruluş olan IHRA, 26 Mayıs 2016’da Budapeşte’de yaptığı Genel Kurul toplantısında, hukukî olarak bağlayıcı olmayan “antisemitizm” tanımını kabul etti. Bu tanım, kabul edildiği tarihten beri Batıda giderek artan bir destek görüyor.

IHRA’nın “antisemitizm”le alakalı tanımı şu şekildedir:

“Antisemitizm, Yahudilere yönelik nefret olarak ifade edilebilecek belirli bir Yahudi algısıdır. Antisemitizmin retorik ve fizikî tezahürleri, Yahudi veya Yahudi olmayan bireylere ve/veya onların mülklerine, Yahudi cemaati kurumlarına ve dini tesislere yöneliktir”.

IHRA bu kararında antisemitizmi, “Yahudilere yönelik nefret olarak ifade edilebilecek belirli bir ‘Yahudi algısı’” olarak tanımladı.

IHRA’nın “tanımında”, kelimenin tam anlamıyla belirsiz ve anlaşılmaz bir şekilde antisemitizmin “Yahudilere yönelik belirli bir algı olduğunun” söylenmesi dışında bir tanımlama yapılmamaktadır. Bu tanımlamada, antisemitizm bir “algı” olarak tanımlandığı halde, bu algının unsurlarının tamamen boş bırakıldığı görülmektedir. Bu vesileyle IHRA’nın antisemitizmle alakalı “belirli bir algı” şeklindeki tanımı tamamen açık uçludur.

IHRA, görünüşe göre faydalı olabileceğini düşünerek, antisemitizmle alakalı tanımlamaya belirginlik sağlamaya yönelik bir dizi “açıklayıcı örnek”ler ortaya koyarak, kendi tanımındaki belirsizlikleri bir şekilde telafi etmeyi amaçlamıştır. Bu açıklayıcı örnekler, burada belirtilenlerle sınırlı olmamak üzere şunlardır:

* Radikal bir ideoloji ya da aşırılık yanlısı (köktenci) bir dini görüş adına, Yahudileri öldürme veya onlara zarar verme çağrısı yapmak, buna yardımcı olmak veya bunların yapılmasını meşrulaştırmaya ve mazur göstermeye çalışmak;

* Yahudi halkının kendi kaderini tayin etme hakkını reddetmek;

* Yahudileri, vatandaş olarak içinde yaşadıkları devletin milletinin çıkarları yerine, dünya çapındaki Yahudilerin iddia edilen önceliklerini önde tutmakla ve İsrail Devleti’ne daha sadık olmakla suçlamak;

* İsrail Devleti’nin varlığının “ırkçı bir teşebbüs” olduğunu iddia etmek;

* Hiçbir demokratik milletten beklenmeyen, talep edilmeyen bir davranış ve tutumu Yahudilerden talep ederek çifte standart uygulamak;

* Yahudi bir kişi veya grup tarafından işlenen gerçek veya hayali bir suçtan, hatta Yahudi olmayanlar tarafından işlenen bazı fiillerden tüm Yahudileri sorumlu halk olarak suçlamak;

* İkinci Dünya Savaşı sırasında Nasyonal Sosyalist Almanya, onun destekçileri ve suç ortakları tarafından Yahudi halkına yönelik yapılan soykırım katliamının gerçekliğini, kapsamını ve mekanizmalarını (örneğin gaz odası) veya kasıtlılığını inkâr etmek (Holokost).

* Yahudilerin kendileri veya Yahudilerin kolektif gücü hakkında, yegâne olmasa da bilhassa dünya çapında bir Yahudi komplosu efsanesini (Yahudilerin dünyayı yönettiği gibi) dillendirmek veya Yahudilerin, medya, ekonomi, hükümet veya diğer toplumsal kurumları kontrol ettikleri gibi, asılsız, insanlıktan çıkaran, onları şeytanlaştırıcı ya da basmakalıp (stereotip) suçlamalarda bulunmak;

* Bir halk olarak Yahudileri veya bir devlet olarak İsrail’i, Holokost’u (Yahaudi soykırımı) uydurmakla veya abartmakla suçlamak;

* İsrail’i veya İsraillileri karakterize etmek (tanımlamak) için klasik antisemitizmle ilişkilendirilen sembolleri ve imgeleri kullanmak [mesela bu bağlamda, Yahudilerin Hz. İsa’yı öldürdüğü veya Yahudilerin matza (mayasız ekmek) pişirmek için kurbanlarının (Hristiyan) kanını kullandıkları şeklindeki “kan” iftirası gibi asılsız iddiaların dile getirilmesi].

* İsrail’de günümüzde tatbik edilen politikalarla Nazi politikaları arasında benzerlikler olduğunu söylemek, karşılaştırmalar yapmak;

* Tüm Yahudileri İsrail devletinin eylemlerinden kolektif olarak sorumlu tutmak;

IHRA’ya göre bu tanımlama, aynı zamanda “Yahudi topluluğu olarak algılanan İsrail devletinin hedef alınmasını” da kapsıyor.

Bu tanımlamanın, iç hukukta kanuni bir düzenleme yapılmadığı takdirde, İttifaka üye ülkeler açısından kanunî bir bağlayıcılığı yoktur.

Antisemitik olarak kabul edilen ve yukarıda yer verdiğimiz bazı örneklerle açıklanmaya çalışılan fiiller, çıkarılacak kanunlarla suç haline getirilerek ülkelerin iç hukuklarının bir parçası haline getirilebilir. Bu durumda, kanunda IHRA’nın tanımına referans yapılması halinde, bu tanımlamayla uyumlu olan fiiller suç teşkil edecektir.

Açıklayıcı örnekleri içeren bu doküman, antisemitizm içeren olaylarla ilgili veri toplamada, teşhis etmede ve konu ile ilgili mevzuatın yürürlüğe konulup uygulanmasında yardımcı bir kılavuz oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır.

IHRA’nın Antisemitizm Tanımı ile Alakalı Şu Değerlendirmeler Yapılabilir

1- Yukarıdaki örneklerin birisinde belirtilen, bazı Kutsal kitaplarda Yahudilerle alakalı yer alan ifadelerden bahsedilmesi bile suç kapsamına dâhil edilebilecektir. Burada, bizzat söz konusu kutsal kitaplardaki ifadelerin inkâr edilerek hükümsüzleştirilmesi amaçlanmaktadır.

Mesela IHRA’nın tanımına göre, “Hz. İsa’yı kim öldürdü?” sorusuna “Yahudiler öldürdü” şeklinde cevap vermek suç haline getirilmektedir.

Benzer şekilde, Kur’an-ı Kerimde “… küfürleri (gerçeği kabul etmemeleri) sebebiyle Allah onları (Yahudi’leri) lânetlemiştir” (Nisa, 46. ayet); “Allah, Üzeyir’e Allah’ın oğludur diyen Yahudileri kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar” (Tevbe, 30. ayet); “Yahudiler yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez (Maide, 64. ayet); “(Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün” (Maide, 82. ayet); “Yahudiler, …kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah’ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkûm edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve ‘haksız yere peygamberleri öldürüyor’lardır” (Âl-i İmran, 112. ayet) deniyor.

Bu ayetlerde Yahudilerin özellikleri şöyle sıralabilir;

(1) Yahudiler Allah’ın hışmına uğrayan “lanetli” bir millettirler.

(2) Yahudilerin kalpleri katıdır, merhametleri yoktur.

(3) Yahudilerin pek azı hariç tamamı ihanet içindedirler.

(4) Yahudiler, haksız yere bazı peygamberleri öldürecek kadar ileri giden asi ve haddi aşan bir millettir.

(5) Yahudiler yeryüzünde çeşitli fitneleri çıkaran bozguncu bir millettir.

(6) Yahudiler, kendilerine zillet (damgası) vurulmuş bir millettir.

(7) İman edenlerin (müminler) en şiddetli düşmanları Yahudilerdir.

Müslümanların bu ayetlerde belirtilenlerden bahsetmesi de, IHRA’nın tanımı kapsamına dâhil edilebilir.

Benzer şekilde, “Müslümanlarla Yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi, taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç Yahudi’yi kovalayan kimseye, ‘Ey Müslüman! Arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız ‘garkad’ ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır” (Buhârî, Cihâd 94); “Allah, Yahudileri kahretsin! Şüphesiz Allah, onlara, leşlerin iç yağlarını yasakladığı zaman, onlar, onu erittiler, sonra da satıp parasını yediler”. ( Buhârî, Müslim, Müsâkât 71 (1581) gibi Hadis-i Şeriflerden bahsedilmesi de, IHRA’nın tanımı kapsamına dâhil edilebilir.

2- Yukarıda bahsi edilen açıklayıcı örneklere rağmen, antisemitizm kavramının tanımının kapsamı, hem çok geniş hem de tamamen belirginlikten uzaktır.

Antisemitizmle alakalı hukuki analizler açısından açıklayıcı olduğu düşünülen örnekler, hiçbir zaman doğru şekilde tanımlanmamış bir hukuki suçun belirsizliğini giderici mahiyette değildir. Burada temas edilen örneklerin birçoğunun kendisi de yeni belirsizlikler ve aşırı genişlik ve bakış açısı ayrımcılığı gibi anayasal kusurlar ortaya koymaktadır.

IHTRA’nın tanımının, akademik çalışmalarda bir fikir birliğini yansıtmadığı, özellikle kesinlik konusundaki eksiklikleri nedeniyle bir hukuk metni olarak kabul edilmesinin uygun olmadığı, bu tanım sebebiyle İsrail’e yönelik her türlü eleştirinin antisemitizm kapsamına dâhil edilebileceği, özellikle İsrail makamları tarafından yapılan insan hakları ihlallerine karşı yapılacak protestolar bağlamında hür ifadelerin bastırılabileceği, tanımın akademik kullanım için tasarlanmadığı ve operasyonel bir araç olarak anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.

Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu da, IHRA’nın tanımını ve örneklerini, İsrail’in Filistin halkına yönelik politikaları ve İsrail’in Filistin topraklarını işgali bağlamında yapılacak meşru eleştirileri bastırmaya ya da antisemitik olarak damgalamaya yönelik her türlü kötüye kullanma girişiminin, antisemitizmle mücadele çabalarını tehlikeye atacağını ve bu nedenle reddedilmesi gerektiğini güçlü bir şekilde vurgulamıştır.

Independent Jewish Voices, IHRA’nın antisemitizm tanımına şu gerekçelerle karşı çıkmıştır: “IHRA’nın antisemitizm tanımı hiçbir şekilde Vancouver’daki önyargılarla ve ayrımcılıkla mücadele etmeye katkı sunmayacaktır. Bunun temel amacı İsrail Devleti’nin eleştirilmesini de facto antisemitizm olarak tanımlayarak, uluslararası alanda yapılan eleştirilerin önünü kesmektir. Absürt bir şekilde, bu tanım her nerede kabul edildiyse, -kendi devletleri dâhil- her devlet eleştirilebiliyor, ancak İsrail Devleti eleştirilemiyor”!

Hukuk devleti ve insan hakları hukukunun temel gereklerinden biri de, suç fiilinin, her türlü belirsizlikler giderilecek şekilde, sarih olarak tanımlanmış olmasıdır. IHRA’nın tanımı, bu belirginlik mevcut olmadığı için, hukuk devleti ve insan hakları ile kesinlikle uyumsuzdur.

3- Bu tanımlamayla sadece Yahudilere yönelik bir suç tanımı yapılmakta; başkalarına yönelik benzer fiiller serbest bırakılmaktadır. Burada Yahudiler, diğer milletler karşısında ayrıcalıklı olarak korunurken, diğer milletler bu korumadan mahrum bırakılmaktadır.

Burada kısaca, her milletin her türlü yönden eleştirilebileceği, Yahudilerin ise bu tanımda ve örneklerde belirtilen ve kapsamı kesinlikle belirginlikten uzak olan konularda eleştirilmesi kesinkes yasaklanmaktadır. Kısacası, “Yahudilerin gözü üzerinde kaşı kaşı var demek” bile suç haline getirilmektedir.

4- Burada, Yahudilerin, Siyonizm temelinde ari ırk haline getirilerek, diğer milletler üzerinde tahakküm kurmasının meşrulaştırılması amaçlanmaktadır.

İkinci Dünya Savaşında Naziler tarafından Holokost kapsamında Yahudilere yönelik yapıldığı belirtilen soykırım fiillerinin destekçileri çok sınırlı idi. Burada, IHRA’nın tanımı kapsamında Yahudilerin, Siyonist politikalar yoluyla gerçekleştirdikleri soykırımdan da beter insanlığa yönelik katliamları, başta Amerika olmak üzere hürriyetçi demokrasi olarak nitelenen devletler tarafından desteklenmektedir. Bu destekle, Yahudilerin yaptıkları mezalimlerin, insan hakları, demokrasi vb. temelde meşrulaştırılması söz konusudur. Burada her türlü insani ilke ve değerler, kendi özünden uzaklaştırılarak değersizleştirilmektedir.

5- Her toplumla alakalı “komplo teorisi” kapsamına dâhil edilebilecek sözler söylenebilir. Bu sözler, Amerikalılar, Ruslar, İranlılar hakkında da yapılmaktadır. Mesela başta PKK ve İŞİD olmak üzere çoğu terör örgütleri Amerika ile ilişkilendirildiği halde, bunlar doğru ve haklı olarak suç kapsamına girdirilmediği halde, Yahudilerle alakalı olanların suç kapsamına girdirilmesi, bu konuların ifade hürriyeti alanı haricine çıkarılmasıdır.

Burada, Yahudiler hakkında IHRA’nın tanımında ve açıklayıcı örneklerinde belirtilen konuların dile getirilmesi yasaklanarak, ifade hürriyetinin boğulması amaçlanmaktadır. Bu yasaklama, genel olarak anayasal demokrasi ile uyumlu değildir.

6- Her ne kadar bazı açıklayıcı örnekler, ciddi eleştirileri hak etse de, bazılarının yasaklamayı haklı kıldığı söylenebilir. Mesela, “Radikal bir ideoloji ya da aşırılık yanlısı (köktenci) bir dini görüş adına, Yahudileri öldürme veya onlara zarar verme çağrısı yapmak, buna yardımcı olmak veya bunların yapılmasını meşrulaştırmaya ve mazur göstermeye çalışmak” örneğinin yasaklanması kabul edilebilir bir durumdur. Hatta bu yasaklamanın sadece Yahudilere mahsus kabul edilmesi eleştirilebilirse de, esasen bu fiillerin Yahudiler dışındaki kişiler için de ceza mevzuatında yasaklanmış olabileceğinin kabulü gerekir.

Exit mobile version