TUT ELİMDEN-2

Renkler bu kadar karışmışken tuzak kurucuların tuzaklarının farkına varabilecek bir ferasete ihtiyacım var. Yanılgılarımı bilgisizliğime, hatalarımı insan oluşuma vermeni isterim. Şu dünya gemisinde yükümüz ağır, gücümüz az. Gücümüzü çok yükümüzü hafif eylemek senin elinde. Sıhhatli hastalardan olmak istemiyorum. Hastalıklı sıhhatlilerden de eyleme. Kalabalıkların yalnızlığı korkutuyor beni. Yalnızlığın kalabalığını içimde yeşert. Son anımıza kadar gözlerimizi göz aydınlıklarımızdan mahrum etme. Dualarımda sadece ben olmayayım. Bencil dualardan sana sığınırım. Yakınlarım ve ümmet de olsun aminlerimin arasında. Her istediğim güzelliği ve her kaçtığım çirkinliği kendimden önce onlara dileyecek bir aşk ver. Aşk ki sana kainattı yarattırdı. Aşkı dilimden kalbime indirdiğin gün huzur bulacağım. Seni anlatırken insanlar üzerindeki tesir gücüm galiba buna bağlı. Bir hayli zamandır ahlak yoksunu çocuklarıyız ümmetin. Birbirimize sırtını dönen kardeşleriz. Yusufları kuyuya attığımızdan bu yana Yakupların dinmez oldu gözyaşı. Bünyaminler hep yalnız kaldı Kenan çöllerinde. Sui zan kılıncıyla vurulan yüreklerimize şifa ver ne olur.

Ey Rabbim! Hayat basamağının zirvesine doğru adım adım çıkarken ölümü tıpkı Mevlana’nın düğün gecesini beklediği gibi beklemeyi nasip et. İmanın lezzeti ölüm korkumuzu alıp götürsün. Mümin olarak hayata veda etmek ne büyük bir saadet. İman şurubunu içerek noktala hayatımı, hayatlarımızı. İlk doğuşum gibi saf ve temiz olsun ölümüm. Arkamdan iyiliklerim konuşulsun. Günahlarım toprak altında bedenim gibi çürüyüp gitsin.  Dua çeşmem hiç kesilmesin. Bizlere açılan her bir âlem öncekinden daha iyi olduğuna göre orasının da iyi olmasını umarım. Anne karnındayken dünyada beni nelerin beklediğini bilmediğim gibi kabirde de beni nelerin beklediğinden habersizim. Uyuyacak mıyız uyanık mı olacağız birer muamma… Ruhani âlemlerde gezinecek miyiz yoksa bulunduğumuz mevziden güzelliği ya da çirkinliği mi seyredeceğiz? Daha da ötesi azap ya da mükâfatı hissedecek miyiz bilemiyorum. Bildiğim tek şey aydınlığımın ancak sen olacağın. Haşir koridorunda beklediğimiz yerde bizi nefessiz koyma. Kuşkusuz hesap günü çok daha zorlu geçecek. Defterimde iyilik adına çok az şeyin olduğunun farkındayım. Keşke o defteri olması gerektiği gibi doldurabilseydim. Bazen bonkör adamlar hesap defterinin kalınlığına bakmadan kişilerin borçları bir çırpıda silerler. Ey Rabbim! Ben de sana olan borçlarımı ödeyemediğimi mahcup bir şekilde itiraf ediyorum. Onları silmen sana zor gelmez. Zira cömertliğin darlığa düşürmenden daha fazla. İkram ediciliğini sadece bana değil hepimize göster. Kaldı ki dünyada lütuflarını fazlasıyla gösteriyorsun. Nimetlerini tadacak dil, görecek göz, işitecek kulak vermen ikramının bir vesikası. Haşir meydanında senin sevgilinin sancağı altında toplanmayı inanlarına nasip et.

Ey yeri, göğü ve içindekileri yaratan Rabbim! Her şeyin sahibi sensin. “yer, gök” sadece kesrette boğulmamam için söylediğim bir sözcük sadece. Ehadiyet ateşini dizginleyen bir tılsım. Yoksa ben “ yer, gök ve içindekilerin” içini dolduracak bir kabiliyette değilim. Sen dile getiremediğim kudretin, rahmetin, ilmin, iradenin, güzelliğin üstündesin. Bense senin isimlerinin tecellilerinin sayısızca gölgesinin gölgelerine sığınmaya çalışan bir abd-i acizim.

Ey Rabbim! İhtiyaçlarımın sonu yok. Hacetimin sonu senin hazinenin yanında damla desem damla değil, zerre desem zerre değil. Söylenmiş söylenmemiş ne demeye çalışsam senin hazinenin yanında bir değer atfetmiş olurum. Gınanın haddi hesabı yok demeyi ne olur kifayetsizliğimin bir işareti olarak kabul et. Mecalimin her geçen gün daha da azaldığını hissediyorum. Gücümü arttır. Aklım geçmişin pişmanlıklarıyla meşgul. Aldığım neşelerde geçip gittiği için yine hüzünlüyüm. Gelecek endişesi bir baş belası  olarak duruyor aklımın bir kenarında. Aklımı sükunete erdirecek bir limana yaklaştır. Dalalet vadilerinden kurtarıp iman sahralarında dolaştır beni.

Zulme uğramak korkunç. Zulm etmek daha da korkunç. İki korkunçtan da koru beni. Fitne ocağını uzak tut çevremden. Bedenimde ve beynimde var olan dengeyi, hayatımın her anında sürdürebilmeyi nasip et. Hadiselere karşı duyarsızlık kalp katılığının bir işareti olsa gerek. Duyarsızlıktan sana sığınırım. Sıhhatimin farkına varabilmeyi göster, göster ki hastalığın öğreticiliğine gerek kalmasın. Beni Kuddus isminin tecellisiyle temizle. Ruhumun ve bedenimin buna ihtiyacı var. Kullarına borçlu olmak bana en zor gelen işlerden biri. Başa kakılan bir iyiliğin ne büyük bir kötülüğe dönüştüğünün tarafları olmak istemem. Beni ve ailemi namerde muhtaç eyleme. İşlerimi kolaylaştır. Doğru işler beni bulsun. Güce ve güçlüğe boyun eğmeyecek bir duruş ver bana. Akıl erdiremediğim fenalıkları yapanların fenalıklarından koru. Bana öfke girdabında boğulmadan yüzebilmeyi öğret. Dostlarına yumuşak huylulukla boyun eğmemde, düşmanlarına da boyun eğdirmemde bana yardımını esirgeme. İsteklerimin gerçekleşmesini yalnızca senden istiyorum. Kalpten yalnızca senden dileyen bir ümmet olduğumuzda güneş ısıtacaktır insanlığı. Korkularımız ve kaygılarımız uzaklaşacak bizden. Nil ve Fırat’ın kardeşliği senden yardım dileyenlerin olacak. Birleşen ırmakların suyu besleyecek ekinlerimizi. Senden yardım dileyince sensiz kıtaların bizlerden aman dilediklerine şahit olacağız.

Mektubunda defalarca belirttiğin halde henüz yeni yeni anlayabiliyorum insanın ne denli cahil olabildiğini. Bunca hakikate rağmen gerçeğe göz kapamak zannederim insana mahsus bir kabalık. Okumuşluk üstün insan olmak için yeterli değilmiş. Dünya serveti bir karın ağrısıymış. Gücüne güvenmek güçsüzlüğün işaretiymiş meğer. Üstenci bakışımız, pervasız davranışımız, buyurgan dilimiz cehaletimizin bir göstergesiymiş. Cehaletimizin idrakini isterim senden. Kabalıklarımızı bağışla. İnce ruhlu kullarınla tanıştır bizleri. Tevazu sahibi insanların sofrasına dahil et.

Ey Rabbim! Edep havuzunda yıkanmayı isterim senden. İçimde manevi cenneti yaşayacak bir iyilik tomurcuğu yeşert. Kötülük yaptığımda ise manevi cehennemi hissedecek bir ruh ver. İyi ya da kötüye karşı duyarsızlıktan sana sığınırım. İptal-i hisden sana sığınırım. Görünüyor ve duyuluyor olduğumu devamlı hatırlamayı hatırlat bana. İmanın lezzetini en acı ilacı içerken bile duymayı isterim. Kul olmanın ne büyük bir paye olduğunun farkına vardır. Amelim, ilmim, gücüm, servetim yok. Yoklarımı varlığa; varlığımı yokluğa dönüştürmek senin elinde. Günahlarımı yokluğa mahkum et.

Nuh’un gemisine kabul edilir miyim bilemem ama ben yine de ısrarla yüzmeye devam edeceğim. Kanatlarımın kırıklığına bakmadan huzuruna kabul edilmeyi bekleyeceğim hep. Selamımı alacağın güne dek sabırla kapında duracağım. Günahlarla yediğim yumruklara aldırmadan kalkmayı deneyeceğim. Havlu atmayacağım içimdeki düşmana. Savaşacağım onunla. Hakkını veremesem de kıyam durmayacağım senden başkasına.

Ey Rabbim! İçimdeki dünya meyli şüphesizki bitmeyecek. Meylimi azaltacak bir hedef göster bana. İsteklerimin kısacık dünyada değil uzun vadeli olmasını dileyebilecek bir dil, bir irade ver. Kahrımı lüfta, cefamı sefaya, kötü huylarımı güzel ahlaka çevir. Dularımı kabul edilen dualar arasına al. Bu garip ve cahil kulunu affeyle ey affedicilerin en affedicisi.

Exit mobile version