Başarının tarifini yapın deseler, herkes kendi ulaşmak istediği istikamete göre başkaları için tuttuğu cetvelden bir şeyler söyler. Eğer onun sevdiği şeyleri yaparsan başarılısın, onun istemediği veya ilgilenmediği işleri yaparsan tartıya dahi gelemezsin.
Başarı! Kime göre, neye göre?
Boyunun kısalığı nedeni ile hocası tarafından takıma alınmayan Mıcheal Jordan, gün geldi dünyanın en iyi basketbolcularından biri oldu.
Bethoven, keman hocası onun keman tutuşunu beğenmeyip “ müzisyen olmak için hiç umut vaat etmiyor “ dedikten sonra, 9 senfoni, 5 piyano konçertosu, 32 piyano sonatı, 16 yaylı dörtlüsü ve Fidelio operasıyla dünya çapında bir marka oldu.
Genetik biliminin tartışmasız öncülerinden kabul edilen Gregor Mendel’in hocalarından biri onun hakkında “ Bir bilim adamı için gerekli olan berrak düşünebilme yeteneği yok “ notunu tuttu.
Richard Bach yazdığı “ Martı “ adlı kitabı bastırmak için 18 yayın evi gezdi. Hepsi “ bu tutmaz “ diyerek geri çevirdi. 19.yayınevi nazlanarak kitabı bastı. 50 yılı geçen zamandır halâ bu kitap tüm dünyada büyük bir beğeni ile okunuyor.
Amerika’nın kurucularından, 100 dolarlık banknot’un üzerinde resmi bulunan adam Benjamin Franklin, öğretmeninin ona inanmaması, hayat enerjisini düşürmesi sonucu 10 yaşında okulu bıraktı. Hayata atıldı. Birçok başarı kazandı. Elektriğin negatif ve pozitiften oluştuğunu keşfetti.
George Westinghouse, okuduğu kolejden “ yeteneksiz, çalışmayı sevmeyen ve aptal “ notları ile uzaklaştırıldı. O, 20 yaşını doldurmadan buharlı motor çarkının patentini aldı.
Tolstoy, öğretmenlerinin ortak kararıyla “ öğrenme isteği yok” denerek okuldan uzaklaştırıldı. Ancak edebiyata kazandırdığı dünya çapında değerlerle unutulmazlar arasına girdi.
Pablo Picasso 11 yaşına kadar okuma yazma öğrenemedi. Resim hayatına atıldı ve 20 binin üzerinde eseri dünyaya miras bıraktı.
“ Git kamyon şoförü ol “ denilen Elvis Presley, kendi müzik şirketini kurdu ve müzik devleri arasına katıldı.
Edison için öğretmeni ailesine “ o beyinsiz bir çocuk ve hiçbir işte başarılı olamaz “ diye mektup yazdı. Ama o elektriği buldu.
Albert Einstein için öğretmenleri aklının yavaş çalıştığını söylüyorlardı. Ama o fizikte geliştirdiği kuramsal teorilerle dünyanın geleceğine yön verdi.
Yukarıda verdiğim örneklerdeki isimlerin ortak özellikleri, kendilerini bir şekilde “ engelli “ ilan eden, enerjilerini düşüren, umutlarını soğuran kara zihinli insanlara inat gerçek engelli olanların, kendilerine bu damgayı vuranlar olduğunu ispat etmeleridir.
Fiziksel olarak kısıtlı olduğu için engelli olarak tanımlanan o güzel kardeşlerimizin yanından bile geçemez bu “karanlık” beyinliler. İşleri güçleri insanların gözlerindeki ışıkları söndürmek. Kimmiş engelli? Görün diye yazıyorum.
Hayatım boyunca siyasi, kamu ve sosyal hayatta yaptığım yöneticilşklerde, takım arkadaşlarımın özgüvenlerini hep yüksek tuttum. Benimle birlikteyken ve daha sonra onların kazandıkları başarıları mutlulukla izledim.
Maalesef etrafımız negatif iyon saçan kimselerle dolu. Enerjinizi bitiren, hayata inancınızı zedeleyen, saçma sapan değerlendirmelerle size ambargo koymaya çalışan gereksiz insanları silin hayatınızdan. Bilgisayar ekranındaki gibi çöp kovasına göndermeyin. Direk silin, hafızanızdan çıksınlar geri dönmemek üzere. Onların ne size ne topluma verebilecekleri hiçbirşey yok.
Güvenin kendinize, yeteneklerinizin farkında olun. Etrafınıza neşe ve motivasyon dağıtın.
İnanın bana yüreğine değdiğiniz insan kadar varsınız.
Sağlık ve afiyet dileklerimle.