BİR GÜNLÜK DİJİTAL DETOKS

Teknolojik cihazlar ve gelişmeler bütün hayatımızın merkezi haline gelmiş durumda… Yediden yetmişe, erkeğinden kadınına, gencinden yaşlısına, öğrencisinden öğretmenine ve neticesinde toplumun her kesiminde etkilerini çok büyük oranda göstermektedir.

Günlük kullanmış olduğumuz cihazların elbette hem olumlu olarak faydaları, hem de olumsuz olarak zararları mevcut olup, kontrol altında tutmamız gayet önemli hale gelmiştir.

Telefon, tablet, bilgisayar, televizyon, internet ve hatta kullandığımız elektronik ev eşyalarının bahsettiğim gibi kontrollü bir şekilde kullanıldığı zaman faydaları çoktur. Kontrolsüz bir şekilde kullanıldığında ise zararları çoktur.

Dijital dünyanın nimetlerinden faydalandığımız gibi zararlarından da kaçmamız elzem hale gelmiştir. Hem maddi hem de manevi olarak bizlere verdiği zarar aşikardır.

Arınma sürecine girmemiz ve hayatımızda 90’lı yıllarda ki gibi doğal bir reaksiyon içinde geçmesini istemez misiniz? Ben şahsen isterim o yıllar çocukluk yıllarıma denk geliyor. Mesela bizim 90’lar kuşağı tam olarak geçiş dönemini yaşamıştır. 90’lı yıllarda cep telefonları bildiğiniz üzere zaten nereneyse hiç kimsede yoktu, bilgisayar çok az evde bulunurdu, tablet ve laptop daha dünyada yoktu.

İnternetin ülkemizde hiçbir yaygınlığı yoktu, sadece kamu kurumlarında yaygınlaşmıştı. Ve neticesinde doğal reaksiyon gösteren bir yaşam tarzı mevcuttu. Biz o yıllarda az önce bahsettiğim gibi çocuktuk ve bizim kuşağımız geçiş dönemini yaşadı genç oldu, teknolojik gelişmelerle dijitalleşme ve bu kapsamda üretilen cihazlar hayatımızı sarmaya başladı.

Bizlerin zihinlerimizde doğal süreçleri hatırlatan arınma sürecine ihtiyacımız var. Yani günümüz tabiriyle detoks yapmamızda fayda var. Buna yazdığım köşe yazısının ana fikri olan, dijital detoks olarak tanımlıyorum. Sizce nasıl fikir? İyi fikir değil mi? İyi fikir seslerini duyar gibiyim.

Yazımızın ana temasında tanımladığım gibi, ‘Bir günlük dijital detoks‘ yapmaya ne dersiniz? “Evet, iyi fikir” dediğinizi varsayıyorum. Peki bir günlük dijital detoksu nasıl planlayıp, yapacağız.

Öncelikle işimizin olmadığı boş geçirdiğimiz bir günü belirleyeceğiz. Etrafımızdaki insanlara bu durumla ilgili bilgilendireceğiz. Ve sonrasında kitap okuma, spor yapma, doğa yürüyüşü, bisiklete binme, köyünüze gitme, arkadaşlarınız ve akrabalarınızla sosyal bir sohbet ortamı veya ibadet etmek gibi önünüzde bir sürü seçeneğiniz olduğu gibi, tercih etme hakkı da sizlerde, istediğiniz gibi bir gününüzü planlayıp, hareket edebilirisiniz.

Dijital dünyadan bir günlük olsa bile bağınızı koparabilirsiniz. Ve emin olabilirsiniz ki bu teknoloji bağımlığınıza azaltacaktır. Ruh halinize iyi gelecek, dikkat dağınıklığınız azalacak, arınma sürecine gireceksiniz. Ve hayatınızın standartlarından kurtulacak, stresinizi azaltacaksınız.

Sosyalleşme ve etkinlik yapamama probleminiz ortadan kalkacaktır. Teknolojiyi ihtiyacınız olduğu kadar kullanacak ve nimetlerinden faydalanmış olacaksınız.

Sosyal Medya hesaplarınız meydana getirdiği gösteriş merakımızdan kurtulup, gerçek hayata döneceğiz. Konu bütünlüğünün biraz dışına sapacak olursak, sosyal medya hesaplarının yarattığı sahte dünya hepimizin hayatını sarıp, sarmaladı.

Özel, genel hayatımızdan hemen hemen her şeyi, siyasi fikirlerimizi, tuttuğumuz futbol takımını, ahlaki ve ahlaki olmayan her şeyi sosyal medya hesaplarımızdan paylaşır ve tartışır olduk. Sosyal medya hesaplarının ne kadar faydası ve zararı oluyor tartışılacak bir konu, ilerleyen dönemlerde ne hale gelecek ucu çok açık. Allah bilir.

 Konumuza geri dönecek olursak, dijital çağda gerçek hayat reaksiyonundan uzak yaşıyor ve belki de farkında olmadan bu dramını yaşıyoruz. Bu durumun manevi olarak acısını hissediyoruz, ama farkında değiliz.

Gerçek yaşama dönmek için, acımızın hafiflemesi için kendimize çözümler üretmeye mecburuz. Tabi farklı alanlarda uzman olan insanlarında, toplumun önde gelenleride çözüm üretmesi gerekir. Benim şahsen sunmuş olduğum fikir, kontrollü bir arınma süreci olmuş olup, bir günde olsa dijital detoks yaparak, doğal hayata ve yaşama dönmektir.

Ayrıca yeni nesil kuşakları da dijital dünyanın yoğun olduğu bu dönemde uyarmamız görev ve sorumluluklarımızdan biridir. Çocukları ve gençleri dijital mecranın faydalarını, zararlarını anlatmak ve öğretmemiz, onların karanlık ve belirsizlik dünyasına itmemiz, engel olmamız, dijital dünyanın nimetlerinden düzgün bir şekilde faydalanmasını sağlamamız elzem ve önemli bir konudur.

Hani eski mahalle kültürümüzde herkes kendi kapısını süpürür tabiri vardır. Evet; Herkes kapısının önünü süpürürse mahalle tertemiz olur. Öyle değil mi? Tam da buna ihtiyacımız var.

Herkes kendi bilinçlenir. Kendi çocuğunu dijital mecraların faydalarını ve zararlarını öğretilirse, dijitalleşme konusunda temiz, bilinçli bir toplum meydana gelir. Bu konuda ülke olarak kendimizi geliştirirsek, yapay değil, doğal insanlar olmayı başarabiliriz.

Exit mobile version