Biz neden veya kimden korkacağımızı unutmuşuz ya da unutturulmuşuz!
Milli şairimiz Mehmed Âkif Ersoy istiklâl marşına başlarken dahi “korkma” demiştir.
Merhum Âkif daha baştan Büyük Türk Milletinin sadece Allah’dan korktuğunu beşerden korkmayacağımızı açıkça belirtmiştir.
Adli yargı açılışında diyanet işleri başkanı duâ ederek açılışa iştirak etmesi batılı çocukların belli ki zoruna gitmiş… Bu durumdan kısır siyasi çekişme yapmaya çalışıyor, saldırıp duruyorlar…
Duâ nedir bilmez misiniz? Duâ Allah’a niyazda bulunup yalvarıp tazarru ederek onun rahmetini ondan hayır dilemektir kısaca…
Çünkü duâ ibadetin ruhudur. İstemektir müracaat etmektir. Belalardan kurtulmaktır, manevi bir zırhtır bundan korkulmaz.
İnsan inandığı Allah’tan ister inanmıyorsa istemez. Bizler inanan kısmındayız ve her şeyi sebepler tahtında Yüce Allah’tan istiyoruz.
Bundan neden korkuyorsunuz, böyle yapınca laiklik mi gidiyor…
Hatırlarsanız 23 Nisan 1920’de ilk meclis dönemin önde gelen âlimleri ve hocaları tarafından duâlarla açılmıştı. Peki sizdeki bu rahatsızlığın sebebi nedir?
Dini uygulamaları her defasında ortaçağ ritüeline benzetiyorsunuz, ne yazık size…
Asıl; duâyla açılış olmaz, dini yargıya alet etmeyin gibi söylemler skolastik çağın zihniyetidir…
Geçtiğimiz günlerde Edremit’in kurtuluş yıldönümü etkinliklerinde çok rezil bir işe imza atıldı. Kutlamalar devam ederken genç bir kız beyaz elbiseleri ile alanın ortasına oturtuluyor üzerine kara çarşaf giydiriliyor ve zincirlere vuruluyor. Buda yetmez gibi zincirle beraber bu kız çarşafı da atıyor ve elinde çiçek ile ayağa kalkıyor.
Sorarım size kara çarşaf kadınlarımıza vurulan bir zincir midir?
Ey gidi akılları zincirlenmiş, zihinleri tefessüh etmişler Nene hatunların, Erzurum’lu Kara Fatmaların, Şerife Bacılar ve nicelerin örtüleri de sizin şimdi karalamaya çalıştığınız o çarşafdı…
Sizin gibi İslamofobik zevatlara Merhum Akif ne güzel söylemiş:
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne,
Acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne.
Medeni olmak eğer açmaksa bedeni,
Desenize hayvanlar insanlardan daha medeni.
Sizlerin bu deli saçması söylemlerinizin ülkenin genç zihinlerini tahrif ettiğini bilmenizi isterim.
Gerçi biliyorsunuz ve bunu da bilinçli yapıyorsunuz. Sonrasında da çıkıp o gençlerin aklıyla alay eder gibi Z kuşağı diyerek dalga geçiyorsunuz, ayıptır sizin yaptıklarınız.
Yeni nesli farklı bir kuşağa oturtmaya çalışmanız bu ülkenin altına dinamit koymaktır… Bunlar gençleri köklerinden, kültürlerinden kopartma eylemleridir…
Ön teker nereye giderse arka teker oraya gider mantığıyla düşünün, düzgün örnek olun olamıyorsanız ecdaddan örnek gösterin yeter ki ördek olmayın…
Bu yapılanlarda tıpkı neye benziyor biliyor musunuz? Batılılara çalışan içimizde ne kadar hain adam varsa başta fetöcüler gibi onlara tüm Avrupa ülkelerinin kapısı sonuna kadar açık.
Mâ’mâfih sömürdükleri yetmez gibi iç savaş çıkarttıkları ülkelerin sığınmacı, mültecilerine kapılar kapalı, sizce çok manidar değil mi?
Adalet ve demokrasi anlayışı bu mu acaba diye sormak lazım?
Biz batının adil olmadığını geçmişten, büyüklerimizden ve tarih kitaplarından biliyoruz. Şimdide müşahit oluyoruz… Adil değilsiniz.
Haçlıların eskiden beridir bir İslamofobi yani İslâm korkusu İslâm’a karşı olmaları vardı bunun yanına şimdi Erdofobi eklendi.
Yani Sayın Cumhurbaşkanımızdan korkuyorlar ve dâhîli ve harici olarak indirmeye yönelik çalışmalar yapıyorlar çok uluslu bir çalışma yapılmaktadır…
Buna bizim içimizdeki muhalefetcikler de çanak tutuyorlar peki Erdoğan’ı gönderdiniz kimi getireceksiniz?
Muhalefetten CHP İstanbul vekili Aykut Bey diyor ki “gıcık oluyorum adama ölsün istiyorum”.
Yine Meral Hanım hatırlarsanız Sayın Cumhurbaşkanımızı Bebek katili İsrail’in Netanyahu’ suna benzetmişti…
Sayın Erdoğan Bebek katilimi kimi öldürttü bu söylemler Züll’dür. Fakat akıl tutulması yaşadıkları için Züll nedir onu da bilmezler.
Bir dönemde Diktatör benzetmesi yapmışlardı muhalefetcikler…
Kim gelirse gelsin yeter ki Erdoğan gitsin mantalitesindeler.
Ülke düşmüş, yangın yerine çevrilmiş, batılıların sömürüsüne girmiş, iç savaş çıkmış umurlarında değil. İşleri güçleri Erdofobilik yapmak…
Merhum Necip Fazıl Üstad’ın dediği gibi; Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır…
Tarih sizleri ve işbirlikçilerinizi asla affetmeyecek.
Muhalefet olarak bir projemi yaptınız, millet ve ülke yararına sundunuz da iktidar mı hayır dedi?
Ülkemiz biranda çok uluslu bir yangına maruz kaldı ormanlarımız ciğerlerimiz yandı.
Siz ne yaptınız kısır siyasi rant peşine düşüp algı ve yalandan başka bir şey yapmadınız.
Sadece deniz kenarı yalılarınızda algı peşinde koştunuz. Yalanlarınızla rezil olup tükürdüğünüzü yalayacağınıza bir kova su atsaydınız ülkeye daha çok faydanız dokunurdu…
Akabinde sel felaketi oldu bundan bile siyasi rant hükümeti yıpratma yolunu seçtiniz…
Elbette 20 yıllık iktidarında hataları vardır, fakat istikrarın bozulmaması adına destek olmak hataları izale etmek yerine yıkmaya yönelik çalışmalar yapmak hem de dış kaynaklı çokuluslu çalışmalara destek vermek yakışır mı bu ülkenin evladına…
Eğer hata varsa söyleyin neyse doğrusu unutmayın ki o oturduğunuz koltuklar sizlere bâkî değil. Unutmayın ki hesabını mahkeme-i Kübrâ da vereceksiniz…
Yapmayın bu cennet vatanımızı hep birlikte muhafaza edelim yanlışları düzeltelim doğruyu bulalım. Vesselâm…