DEPREMZEDELERE OY İÇİN YARDIM YAPANLAR YA DA…

6 Şubat Depreminde Yaşananlar

6 Şubat 2023 günü ülkemizde Maraş ve Hatay merkezli çok yıkıcı bir deprem oldu. Bazı şehirlerin yüzde sekseni yıkıldı ya da ağır hasarlı. 50.000’den fazla insanımız hayatını kaybetti, yüzbinlerce insanımız yaralandı. Kısaca, insanlık tarihinde, Nuh Tufanından bu yana bu kapsamda bir felaket yaşanmış değildir.

Şu anda milyonlarca insanımız, başka şehirlerde KYK yurtlarında barınıyorlar, yakınlarının evlerinde kalıyorlar, Devletimizin şefkatli himayesinde otellerde kalıyorlar.

Bazı vatandaşlarımız bütün zorluklara rağmen deprem bölgesinde çadırlarda ya da konteynerlerde kalıyorlar.

Bazı vatandaşlarımız bütün zorluklara rağmen, işlerini yürütmeye çalışıyor, tarlalarını ekiyor, sebze ve meyvelerinin bakımlarını yapıyorlar.
Tabiî ki, deprem olur olmaz, milyonlarca vatandaşımız sırf Allah rızası için seferber oldular, ellerindeki bir ekmeğini ikiye bölerek, ceplerindeki on bin TL’sinin yarısını ayırarak depremzedelere gönderdiler.

Onbinlerce gönüllü kurtarıcı vatandaşlarımız, günlerce seferber oldular, acaba bir can kurtarabilir miyiz? diye.

Evlerinde sadece maddi yardımlarda bulunabilen milyonlarca insanımız da, gönülleri yaralı şekilde bir yandan yardımlarını yaparlarken, diğer yandan da sürekli hasbi ev samimi dualarını esirgemediler.

Hasbi ve Samimi Yardım Kültürümüz
Bizim kültürümüzün en önemli özelliklerinden biri, binlerce sene yoğrularak ortaya çıkan, benliğimizin ayrılmaz parçası, ruhu hükmünde olan paylaşım kültürüdür.

Paylaşım için, illaki bir felakete de gerek yoktur.
Bir evde, güzel bir yemek piştiği zaman, hemen komşulara birer tabak gönderilir.

Ben küçüklüğümde, annem köy tavuğu ile pilav pişirdiğinde, yaprak sarması pişirdiğinde, daha başka lezzetli bir yemek pişirdiğinde, fikrine, zikrine, inancına bakmaksızın çok komşumuza yemek götürdüm. Bütün bunlar benim için emsalsiz hatıralardır.

Bunun Anadolu’daki adı “ülüşleşmek”tir.
Hatta daha somut ifade etmek gerekirse. Benim köyümde çok eskilerde (dedemlerin, ninemlerin, onların büyüklerinin yaşadıkları dönemler) Ermenilerle Müslümanlar birlikte yaşarlardı. Büyüklerimizden yaşadıkları dönemlerle alakalı çok hatıralar işittik.

Komşusu ermeni de olsa, lezzetli bir yemek pişirildiğinde komşuya gönderilirmiş.
Hatay’ın diğer bazı bölgelerinde Yahudi vatandaşlarımıza da benzer şekilde paylaşımlar olurmuş. Yani komşuda pişen tavuğun kokusu onları rahatsız etmesin diye, onlara da gönderilirmiş.
Bu kültür, sadece Hatayda değil ülkemizin bütün bölgelerinde bu şekildedir.

Benzer şekilde ülüşleşme, Ermeni ve Yahudi vatandaşlarımızdan Müslüman vatandaşlarımıza yönelik de yapılırmış.

Yani, bu topraklarda yaşayan herkes, dini, inancı ne olursa olsun, bu kültürel değere sahip olarak binlerce sene birlikte yaşamışlardır.

Kısaca, Anadolu’da ülüşleşmek için komşuların dini inancının, mezhebinin, siyasi düşüncesinin hiçbir önemi yoktur; bunlar ülüşleşmeye mani değildir.

Yardımlaşma ve paylaşma kültürümüz, felaket dönemlerinde en üst düzeye çıkar.

Bizim kültürümüzde, depremzedelere olsun, sel felaketine uğrayanlara olsun, bir başka tabii (doğal) felakete uğrayanlara olsun, halkımız, sırf/sadece Allah rızası için yardım yapar. Bu yardımlar yapılırken bir menfaat hesabı yapılmaz. Hele ki siyasi hesaplar hiç yapılmaz.

Yardımlar yapılırken, felakete uğrayanların inancına, ırklarına, cinsiyetlerine vd. bakılmaz. Hele ki, felakete uğrayanların siyasi fikirlerine, partilerine hiç bakılmaz.

Hatta Anadolu kültürü ve maneviyatı ile yoğrulan insanlarımız, kendileri yardıma muhtaç oldukları halde, kendilerine yardıma gelenlerle bile ellerindekilerini paylaşacak kadar asil, necip ve yücedir.

Mesela Yunanistan’da Türkiye’den dönen kurtarma ekibinde yer alan Dr. Sokratis Doukas, basın toplantısında şunları anlattı:
“Hatay’a varır varmaz Türk yetkililerle bağlantı kurmaya çalışırken, küçük bir çocuk yanımıza geldi ve kaos ortasında bana bir paket bisküvi ikram etti”.

Konuşurken kelimeler boğazında düğümlenen Doukas, gözyaşlarını tutmakta zorlandı.
Bu sadece yüzlerce örnekten birisi.

Bütün bunlar, samimi Anadolu insanımızın özünde, maneviyatında, vicdanında mevcut olan, bizleri başka milletlerden farklı yapan temel özelliklerdir.

Hem zaten o zor anlarda, kimin ne olduğu bilinmez de. Ayrıca, Yunan’lı Dr. Sokratis Doukas’a bir paket bisküvi ikram eden yavrucağımız, ikram ettiği kişinin kim olduğunu merak bile etmemiştir.
Kişilerin, bazı dini, siyasî, ırki, mezhebi özelliklerini araştırarak yardım yapmak isteyen birilerinin bu halkın hâkim toplumsal kültürünün parçası olması mümkün değildir.

Deprem Esnasında Sadece AK Partililerin Kurtarıldığı İddiaları

6 Şubat depreminden kısa süre sonra, hasbi, samimi ANADOLU KÜLTÜRÜNDEN yoksun ve her türlü insani, ahlâkî, vicdani değerlerini yok eden siyasi ihtiraslarına esir olan bazı zavallı SOYTARILAR, milletimizin en zor anlarında, kurtarma ekiplerinin bütün enerjilerini sarf ettikleri bir ortamda, kendilerinde mevcut olan HABİS HİSLERİN başkalarında da var olduğu inancı ile, sadece AK Parti’lilerin kurtarıldığı iftirasını atmışlardı.

Bu iftirayı yalanlayacak binlerce sebep sayılır, ama ben sadece bir kaçını burada misal olarak vereceğim.

AK Parti Hatay milletvekili Hüseyin Yayman’ın yakın akrabalarından 11 kişi, Kahramanmaraş’ta AK Parti eski milletvekili Sıtkı Güvenç, AK Parti Adıyaman Milletvekili Yakup Taş ve ailesi ile birlikte 28 kişi enkaz altında kalarak vefat ettiler. Bu iftiracıların sözünü ettiği şekilde olsaydı, öncelikle burada bahsi edilen AK Partili milletvekillerinin yakınlarının kurtarılmasına odaklanılırdı; ama böyle bir şey olmadı.
Bunların sayıları çoğaltılabilir.

Ama bu iftiraları atanlar, bu milletin maneviyatında, ruhunda, kültüründe, mayasında mevcut olan “sırf Allah rızası için yardım yapma” kültüründen çok uzaktırlar.

Bunlar, bu kültürün ne olduğunu anlamazlar da. Çünkü bu hissin atom zerresi kadar bir kısmına bile sahip değiller.

Bu iftiraları attıklarında, o zamanlar cevabını vermiştik.

Hasbî, samimi paylaşım kültürü yoksunu bazı çirkef insanlar son günlerde bir başka ahlaksızca paylaşımlar yaymaya başladılar.

Siyasi Amaçlı Yapılan ya da Yapılıp Yapılmadığı Bilinmeyen Yardımlar

Bu maneviyat yoksunu kişilikler, yıkıcı deprem sonrasında depremzedelere yardım yaptıklarını söylüyorlar.

Sonra da sosyal medya hesaplarında, deprem bölgesinde yaşayan depremzedelerin büyük ekseriyeti Cumhur İttifakına oy verdikleri için, bu kişilerin nankör olduklarını müstehzi/aşağılayıcı bir üslupla ifade ediyorlar.

Depremzedeler kendilerine oy vermeyeceğini hesaplayarak, bir daha deprem olursa kesinlikle onlara yardım yapmayacaklarını söylüyorlar. Yaptığımız yardımlar haram, zehir, zıkkım olsun diyorlar.

Önce şunu peşin olarak ifade etmek isterim ki, bu müptezel kişiliklerin kesinlikle deprem zamanında depremzedelere yardım falan yaptıkları kanaatinde değilim.

Hadi bu kanaatimde yanıldım diyelim ve bu kişilerin yardım yaptıklarını farz edelim. Yapılan bu yardımlar, bizim toplumsal kültürümüzle, maneviyatımızla kesinlikle uyumlu değildir. Yani bu kişiliklerin, sırf Allah rızası için değil, SİYASİ RANT elde etmek için, OY devşirmek için yardım yaptıkları görülüyor.

Devletimin yerinde olsa, bu şekilde yardım yapanların yardımlarını geri iade eder, bir daha da yardımlarını kesinlikle kabul etmem.

İmkânım olsan, tespit edebildiklerime, “yaptığın yardımları AL BAŞINA ÇAL, bir daha da siyasi hesaplarla yardım yapma, çünkü bu millet siyasi hesaplarla yapılan yardımları kesinlikle kabul etmez” derim.

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Genel Sekreterinin yazısı ile, 14 Mayıs seçim sonuçlarından sonra, Ağustos ayına kadar oturacaklarını söyledikleri depremzedelere, “21 Mayısta artık sizleri barındırmıyoruz, çıkın, ne haliniz varsa görün” demesi, bu meselenin kamuoyuna yansıması üzerine, Belediyenin bu kararından çark etmesi, depremzedelerin siyasi rant amaçlı barındırılmalarının ne kadar çirkefleştiğini göstermektedir.

Nihaî Değerlendirme
Bu ülkede, necip milletimizin manevi değerleri ile mücadele edenlere, bu değerleri yıkmaya çalışanlara bu millet itibar etmez.

Milletimizin samimi kültürel değerleri yıkılmadıkça, bu zihniyet, bu hali ile devam ettiği müddetçe, bin yıl da geçse, milletin serbest iradesi ile iktidara gelemez.

Bu milletin kahir ekseriyeti, bu tür siyasi rantçıların yardım adı altında verdikleri rüşvetleri de, ellerinin tersi ile iterler.

Şayet yapılan yardımların siyasi rant amacıyla yapıldığını bilmiyorsa, depremzede vatandaşlarımız, o yardımları alırlar, afiyetle yerler, içerler, giyerler, sonra da onların gizli beklentilerine inat istedikleri partilere oylarını gönül rahatlığı ile verirler.

Milletimizin manevi kültürel değerlerine yabancı/düşman kişiliklerin hiç yardım falan yapmamalarını öneririm. Çünkü insanları minnet altında bırakıyorlar. Karşıdakini siyasi rant ve minnet altında bırakmak amaçlı yardımlar, vatandaşları üzdüğü gibi, en çok da yardım yapanlara eziyettir. Yanı bu kişilikler, her şeyden önce kendilerine eziyet etmiş oluyorlar.

Huzur içinde yaşamak istiyorlarsa, en ağır deprem ortamlarında da olsa, otursunlar, ayak ayak üstüne atarak deprem felaketini yaşayanların acılarını keyifle izlesinler(!). Bu millet, kendilerine acı-tatlı günlerinde hasbi ve samimi bir şekilde yardımcı olanları bilir, onlarla bütünleşerek, paylaşarak mutluluklarını en acı günlerinde de yaşarlar.

Hasbi ve samimi, sırf Allah rızası için yapılan yardımlar, hem yardım yapanı hem de kendisine yardım yapılanı sonsuz derecede mutlu eder. Onlara bu mutluluk yeter de artar da. Mayasında Allah rızası için yardım yapma hasleti, alışkanlığı olmayanların yaptıkları ya da aslında hiçbir yardım yapmadıkları halde yaptıklarını iddia ettikleri yardımlar, bu milletin samimi dayanışma kültürüne ve ruhuna zarar verir. Kendi mayalarındaki bozukluk, bu üstün meziyeti zedeler.

Elbette ki, bu siyasi şaklabanların sayısını bilmiyoruz. Sinek küçüktür, ama mide bulandırır. Bunları belli bir parti ile mutlak olarak bütünleştirmek, bu kişilerin ait oldukları partilerin bütün üyelerinin aynı olduğunu söylemek, vicdansızlık ve zulüm olur. Ama bu partiler de, yapacakları açıklamalarla, bu kişilikleri telin ederek, kendilerini aklayabilirler. Yoksa bu çamur ve leke, bu partilere de zarar verebilir.

Exit mobile version