EY BİDEN 20 MİLYON ÇOCUK NEREDE?

Dünya yine Müslümanların kanı dökülürken seyirci kalıyor!

Mazlumlara zulmetmeyi ne vakit bırakacaklar?

Çocukları öksüz, kadınları dul bırakmaktan usanmadınız mı?

Sayın Cumhurbaşkanımız çıkıp Dünya beşten büyüktür dediğinde, insanlık “Erdoğan ne demek istedi acaba?” diye düşünüyordu.

Zamanında o sözleri işte bu zulme karşı söylemişti…

“Ey Müslüman ülkeler aklınızı başınıza devşirin… Dünya sadece beş ülkeden ibaret değil.

Dünya’yı sadece bu sözde süper güç denilen ülkeler yönetemez! Bizlerde varız gelin birlik olalım ki, iri olalım diri olalım… Tesânüd ve ittifak halinde olalım.” Mesajını vermek istemişti bu zor günler için…

Türkiye’ye destek verin ki bitsin bu yapılan zulümler. Sömürülen, ezilen, mazlumlar ayağa kalkabilsin. Dünya’ya yeniden huzur, barış, adalet gelsin, gerçek ma’nâda eşitlik olsun… Uyanın artık diye var gücüyle sizlere çağrıda bulunuldu…

Bu savaşların sonucunda, maalesef öksüz kalan çocuklara ne olduğunu bilen var mı? Arka planda neler dönüyor ne kötü oyunlar çevriliyor hiç haberimiz var mı?

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) raporuna göre Avrupa da resmi rakamlara göre 50 bin çocuk kayıp. Bu rakamlar gayri resmi olarak 100 binlerde…

Daha acısı şu ki Dünya genelinde 20 milyon çocuk yurtlarından koparılmış…

Bu Ermenistan’ın sözde Soykırım iddiası gibi yalan değil, gerçek belgeli resmi bilgilerle sabit…

Açıkça kayıp denmiyor da 20 milyon çocuk için “yurtlarından koparılmış” ifadesi kullanılıyor ki millet uyanmasın. Yani bu kibarca söz konusu 20 milyon çocuk kayıp demektir…

Bu çocukların bir kısmına Türkiye’de ki vakıflar dernekler yetim evleri kurup barındırarak hayatlarını idâme ettiriyorlar. Lâkin sayıları 20 milyon totalinde bakıldığında yok denilecek kadar az…

Ya diğerleri nerde derseniz Avrupa’nın sapık köhnemiş pedofillerine satılıyor organ mafyalarının ellerinde, çetelerle suça iştirak ettiriliyor. Kız çocukları fuhuş baronlarının elinde hepsi mahzun hepsi perişan…

Bunlara birileri çıkıp dur demesi lazım değil midir? Bu yaşanılan hadiseler siyaset üstü konulardır. İnsanlığı ilgilendiren, ben insanım diyenlerin derdidir…

Hangi dinde, çocuklara ve yurtlarından edilen sömürülen insanlara yapılanların doğru olduğu yazıyor buna teşvik ediyor; açıkçası bilmek isterim.

Dinler için Kutsal sayılan kitaplarında; öldürmeyin; zulmetmeyin; sömürmeyin, adaletli olun yazıyor…

Hatırlayalım 29 Ocak 2009 da Dünya Ekonomik Forumu (WEF) kapsamında “Gazze: Ortadoğu’da Barış Modeli” başlıklı panel düzenlenmişti.

Dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Mun da katılım sağlamıştı

O gün Davos’tan bir ses yükseldi “one minute” (bir dakika)…

Panelde, Peres’in Gazze saldırılarını meşrulaştıran sözleri ve diplomatik sınırları ihlal eden davranışlarıyla, moderatör Washington Post yazarı David Ignatius ‘ın taraflı tutumu karşısında, Sayın Cumhurbaşkanımız sert bir şekilde tepki göstermişti ve şu sözleri söyleyip salonu terk etmişti benim için Davos bitti…

Ayrıca salonu terk etmeden önce Peres’in ve Dünya’nın yüzüne karşı şu sözleri söylemişti: “Sesin çok yüksek çıkıyor.

Benden yaşlısın biliyorum ki sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Benim sesim bu kadar çok yüksek çıkmayacak.

Bunu da böyle bilesin. Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz.

Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum.

Filistin’e, tankların üstünde girdiğim zaman, “kendimi bir başka mutlu addediyorum” diyen başbakanlarınız var.

Ayrıca bana sayılar veriyorsunuz.”

Şimon Peres’in konuşması esnasında salonda alkışlayanları kastederek Cumhurbaşkanımız, “Şu zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum.

Çünkü bu çocukları öldürenleri kalkıp da alkışlamak öyle zannediyorum ki insanlık suçudur” demişti.

Yahudilerin inandığı kitap İbranice “Tora” dedikleri yani bizim bildiğimiz ismiyle Tevrat’ta da öldürmeyeceksin yazıyor. Lâkin bunlar öldürüyor…

Peki batılı müttefiklerin ortaklaşa kurduğu İsrail’e kim dur diyecek? Dünya’yı bu 5 Ülke’nin zalimlerine mi bırakacağız?

Bakın bu Mescid-i Aksayı çökertmeye çalışan İsrail’in varlığının nedenini batılı işbirlikçisi ABD’li Biden 1986 da yapmış olduğu bir konuşmada nasıl da anlatıyor.

Biden: “Bizim bakış açımızda Orta Doğu,

Bence artık İsrail’e yaptığımız yardımlar yüzünden özür dilememiz gerektiğini savunanları durdurma vakti gelmiştir.

Ortada özür dilenecek bir şey yok hem de hiç.

Bu bizim en iyi yaptığımız 3 milyar dolarlık yatırım. İsrail olmasaydı bizim zaten orta doğuda ABD çıkarlarını korumak için yeni bir İsrail icat etmemiz gerekirdi.”

İşte bu zulmü durdurmak için 19 Ülkenin devlet adamıyla görüşen tek lider bizim Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır

Bu süreçte ve diğer mazlum coğrafyalara yapılan zulümler noktasında destek verilmesi gereken tek ülke Türkiye ve onun başkanıdır.

O yüzden son olarak Üstad Necip Fazıl’ın şu cümleleriyle cevap vermek istiyorum…

Yıkılasın İsrail! Enkazını Göreyim, Sana Ülke Diyenin Yüzüne Tüküreyim!

Biz inanıyoruz ki batının çöküşü yakındır bunlar son çırpınış saldırganlıkları. İsrail ve İşbirlikçilerinin yıkıldığını yakında göreceğiz, sizlerde şahit olun… Vesselâm…

Exit mobile version