KALBİNİZİ İYİLİKLE SEVGİYLE BESLEYİN

Kalbimizin ne kadar hayati önem taşıyan bir organ olduğunu hepimiz adımız gibi biliyoruz
artık.

Kalp sağlığı hakkındaki bilgilere de; gerek medyadan, gerek okuduğumuz makalelerden,
bazen de kulaktan duyma haberlerle az çok fikir sahibiyiz. Özellikle yaşama dört elle sarılan
her birey, kalbine gözü gibi bakmayı da bilir.

Öncelikle kısa bir hatırlayalım kalp sağlığına ne iyi gelirdi, neler yapmamız gerekirdi?

Bu noktada işi uzmanlarına bırakmak gerekir. Ben haddimi bilenlerdenim 😊
Benim kalbime çok iyi gelen başka bir şeyden bahsetmek istiyorum size. Kalbi iyilikle sevgiyle
beslemek…

İyilik yapmak arı ve duru bir kalbin sanatıdır. İyilik yaparsınız; bu, kalbinizin rahat etmesini
sağlar.
Sizi kötü hissettiren, içinizi kemiren, kalbinizi huzursuz eden hani o anlam
veremediğimiz eksikliklerimiz var ya; iyilik bu noktada devreye giriyor işte. Kalbi kemale
erdiriyor. Bu minvalde bizi insan yapan en önemli unsurdur; kalbi iyilikle sevgiyle beslemek.

Sığ düşünceler içinde yüzmeye çalışan insanlar var. Attıkları her kulaçta biraz daha derinlere
inen acı ve hüzün dalgaları arasında inadına yüzmeye çalışan ruhlar var. Kirli kalpler var;
esaret altında düşünceler, köle olmuş nefisler, yılmış bedenler, sömürülmüş nefesler…
Her şey var ama boş şeyler tümü… Çünkü kalpleri hastalıklı, kötü.

Kirli bir kalbin zehrini akıtmayın insanlığa. Sevgi tohumları atın ağzınıza, kalbiniz de çiçekler
yetiştirin.

Geçici bir dünya için kalbimize ettiğimiz bu eziyette neyin nesi? Yok olacak şeyler için, yok
etmeyin kalbinizdeki sevgiyi.

Hayatına bir anlam yükleyip kalbine yaptığın haksızlığa son vermek istiyorsan eğer; yağmura
bak, toprağı kokla, yıldızları seyret, papatyaya dokun. Sessizce iyilik yap, at denize kul bilmese
de Halık bilir elbette.

Hiçbir şey yapamıyorsan eğer, geç bir aynanın karşısına atan kalbin için, seni sağlıklı yaratan
Rabb’ine şükret.

Çiçekler göndermeli, tebessüm etmeli, yardım eli uzatmalı, sevgiyi, yemeği, eşyayı, malı,
mülkü, kalbini, her şeyi paylaşmalı.

Sevgi ise insanın gönlünü aydınlatır. Sevgisiz gönül ise, sert ve kaba, yontulması zor bir taş
gibidir. Sevgisiz insan olgunlaşamaz.

Yunus’un dediği gibi, taş gibi katılaşmış bir gönül bahçesinde ne biter,  ne yeşerebilir ki?

Hiçbir şey yeşermez. Çiçek bitmez. Sevgi dolu insan yumuşayıp eriyen bir mum gibi olur. Yani
yumuşak gönüllü, merhametli ve şefkatli olur. Taş gibi katı gönüller ise yaşanması zor, sert ve
kara kışa benzer.

Sevgiyle beslenemeyen kalpler, gün gelir küser taa ki ona biçilen ömrü vefa edene kadar
fizyolojik faaliyetlerini yerine getirmeye devam eder. Ruhu ölmüştür. Taşlaşmış diye tabir
edilen amansız bir hastalığa yakalanmıştır. Hesap gününü iple çekmeye başlar bizden davacı
olmak için.

Canın kıymetini bilmek ve cana değer vermek, canı verene duyulan derin saygıdan ve
sevgiden ileri gelir. Cana saygısı olmayanın, canın sahibine de saygısı yoktur. İnsanın taşıdığı
can, Yaradan tarafından bahşedilmiş bir nimettir.   Yaratılanı Yaradan’dan ötürü hoş görmek,
canın kıymetini bilmektir.

YARATILAN HER GÜZEL ŞEYİ SEVİN, İYİLİKLERİNİZİ ZARF ARASINA KOYARAK DAĞITIN.
KALBİNİZİ İYİLİKLE VE SEVGİYLE BESLEYEREK ÖMRÜNÜZE HUZUR İLAVE EDİN.
SAĞLIKLA KALIN. “HOŞ”ÇA KALIN.

Exit mobile version