Önceki yazılarımızda Maliye Bakanlığının açıkladığı yeni ekonomik program kapsamında, enflasyon hesaplama yöntemleri, enflasyonla mücadele için öneriler ve genç istihdamının artırılması konuları tartışıldı.
Bu yazımızda aynı programın belki de en önemli hedeflerinden, dış ticaret hacminin artırılması ve dış ticaret açıklarının önlenmesi konuları ele alınacak.
Konu geniş olduğu için iki yazıda sizlere arz etmeye çalışacağız. Bu yazımızda kalkınmanın temel dinamikleri ele alınacak, sonraki yazımızda ise ihracatın artırılması için yol haritası verilmeye çalışılacak.
Uluslararası literatürde kalkınma, bir ülkenin ürettiği katma değer ile ilişkilendirilir. Başka bir ifadeyle, örneğin A ülkesinin cari yılda tüm üretim faktörleri ile üretmiş olduğu milli hasılanın miktarıdır. Söz konusu hasıla satın alma gücü paritesine göre yeniden değerlenerek küresel gelişmişlik sıralaması tespit edilir. Dolayısıyla kalkınma için üretim faktörlerinin “emek, sermaye, toprak ve girişimci” geliştirilmesi önemlidir. Bu bakış salt kapitalist bir yaklaşımdır.
Bize göre ise bu kalkınma için yeterli değildir. Dolayısıyla insani gelişmişlik endeksi de bir o kadar önemlidir “ideolojik yaklaşımlardan arındırılarak ölçülmesi şartıyla”.
Söz konusu endeks, ortalama gelir düzeyi “ki bu kapitalist bakışın değişkenidir”, eğitimi düzeyi, hukuki yapı, ortalama yaşam süresi gibi faktörleri analiz eder. Araştırma her yıl İnsani gelişmişlik endeki adıyla kamuoyuna sunulur.
Bu yazıda, kapitalist yaklaşıma yönelik kalkınma enstrümanları tartışıldı.
Emek, yani insan gücü bir önceki yazımızda yeterince tartışıldığı için ayrıntıya girmedik. Arzu eden o yazıyı inceleyebilir.
Toprak, bakıldığında sabit bir girdi gibi algılanmaktadır.
Ancak durum o kadar basit değil. Tarımda üretim olanaklarının geliştirilmesi verimlilik üzerinde doğrudan etkilidir. Bunun en güzel uygulamaları başta Hollanda olmak üzere Kanada ve Avustralya da gözlemlenmektedir.
Toprak hasılasını artırmanın bir diğer yolu ise yer altı kaynakların çıkartılması ve iham halde değil, işlenerek katma değerli ihracının sağlanmasıdır.
Son yöntem ise, illegal yollardan diğer ülkelerin yer üstü ve yer altı kaynaklarını ele geçirmek, yani sömürge sistemidir. Emperyalizmin bıraktığı en büyük miras maalesef sömürgeci yapıdır. Bize göre ikili anlaşmalarla bir ülkede yer altı ve yer üstü kaynakların çıkartılarak işletilmesi de sömürgeciliğin bir başka türüdür.
Sermaye, üretim faktörleri içerisinde en karmaşık yapısı olanıdır. Uluslararası ticarette rezerv olmayan para sermaye olarak kabul edilmez. Dolayısıyla rezerv parayı ülkeye çekebilmek oldukça zorlu bir süreçtir. Uluslararası sermayeyi iki farklı şekilde değerlendirmek gerekir.
Bunlar; portföy yatırımı ve doğrudan yabancı yatırımlardır.
Portföy yatırımı likit yani nakit kaynağı temsil eder. Kısa vadeli bir fayda sağladığından dolayı yüksek riskli bir enstrümandır. Örneğin BİST 100’den yabancı yatırımcı tarafından alınan hisse senedi kısa vadeli bir kaynaktır. Dolayısıyla her ne kadar cari dengede pozitif katkı sunsa da ani çıkışlar ülke ekonomisinde ciddi çalkalanmalara neden olabilir. Günümüzde gelişmiş ekonomilerin dünyanın kalanına ayar vermek için en çok kullandıkları araç işte bu kısa vadeli portföy yatırımlarıdır.
Doğrudan yabancı yatırım ise, yabancı sermayenin ülke içinde yerli işletmelerle yaptıkları lisans anlaşmaları, franchising, montaj operasyonları, şirket birleşmeleri, şirket satın almalar ve sıfırdan işletme kurma faaliyetleridir. Dolayısıyla büyük sermaye gerektiren söz konusu yatırımların ülkeden çıkması da bir o kadar zordur. İşte esas olan ve sermaye yatırımı bağlamında istenen bu tip yatırımlar olmalıdır.
Girişimciyi, klasik literatür üretim faktörü olarak görmez. Ancak gelişen küresel ekonomi diğer üretim faktörlerini bir araya toplayabilme ve ondan bir değer üretme kabiliyeti nedeniyle girişimciliği de üretim faktörleri arasında saymaktadır. Dolayısıyla girişimcinin varlığı bu anlamda katma değer üretmek için son derece önemli ve gereklidir.
Yazıyı uzatmamak için burada sonlandırıyoruz. Kalkınmanın ticari ilişkiler boyutu sonraki yazıya bırakıldı.
Sağlıkla kalın dostlar.