NASIL YAŞAMAK İSTEDİĞİNE SEN KARAR VER

“Hayat küçük şeylerden oluşur, eğer sen seversen büyük olurlar.” (OSHO)

Bazen kendimizi ısrarla “nasıl mutsuz edebiliriz” diye uğraştığımızı fark ediyor muyuz? Onca acının arasında, incir çekirdeğini bile doldurmayacak şeyleri ne kadar da dert eder olduk kendimize.

İçinde yaşadığımız dönemin mutluluk kavramını artık ne kadar somutlaştırdığının farkındayız. Oysa mutluluk elle tutulamaz, gözle görülemez bir soyut kavram değil miydi?  Böylece mutluluğa gerçek anlamının dışında bir anlam yüklemiş olduk değil mi?

Mutluluğu somut ve maddi şeylerle ilişkilendiren bizler dış dünyalarımızdan telkin edilen mutluluk formüllerinin şartlandırdığı biçimiyle davranmaktan kendimizi alıkoyamaz olduk.  Beklentilerimizin gerçekleşmemesi hâlinde ise umutsuzluğa düşer olduk.

Yaşadığımız hayal kırıklığını ya başka bir hazla gidermeye çalışıp, ya da istediğimizi elde etmek için daha fazla hırs duyar olduk

Dolayısıyla, stres, melankoli ve depresyon gibi kavramlar yaşadıklarına anlam vermekten aciz olan insanın hâlini anlatan toptan etiketler halini aldı. Bir insanın yaşadığı yüzlerce farklı duyguyu tek bir sözcükle ifade etmesi kendini ve hayatı anlayamadığının bir göstergesidir. Bu çerçevede psikiyatristleri hayatın sırrını çözmüş bilge insanlar zannetmeye başladık.

Geçmişine saplanıp kalarak, bugününü göremezsin. Kırgınlıklarını bir kenara atamazsan, kendini mutsuz edersin. Ben kırıldığım anı anda bırakıp, yoluma devam etmeyi öğrendiğimden beri kimsenin beni mutsuz etmesine izin vermez oldum. Rabbim kıranı da görür, kırılanı da… Dolayısıyla niye bana biçilen ömür defterinin bir anını kendimi mutsuz etmekle geçireyim ki?

Bazen bazı insanlar görürsünüz, mutsuz olduklarını yüzlerinden anlarsınız, çökkün görünürler, belki biraz da yorgun ya da uykusuz. Eğer bu insanlarla sohbet eder ve onları dikkatlice gözlemlerseniz bir şey dikkatinizi çeker; bugünden bahsetmezler ve sıklıkla sohbetlerinde sıkıntılar, sorunlar ve mutsuzluk hakimdir. Dinleme konusunda isteksizdirler, sadece anlatmak isterler, içlerini dökmek, sıkıntılarını paylaşarak onlardan bir nebze olsun kurtulma isteğiyle size içlerini açarlar. Sohbetiniz ilerledikçe fark edeceğiniz bir diğer nokta, bu kişilerin çoğunlukla geçmiş yaşantılarını temel alan gelecek kaygıları taşımalarıdır. Bu sebeple, ya geçmişlerinden ya da geleceklerinden bahsederler. Bugüne, bugünün güzelliklerine, yaşamaya değer anlarına, sahip oldukları güzel şeylere, geçmişin geride kaldığı, geleceğin belirsiz olduğu bugünde, en değerli anın şuan olduğu gerçeğine inanmazlar, bu gerçeği yok sayarlar. Bu insanlara göre, aslında sadece şansızdırlar, yani şansız olduklarına inanırlar, ancak unuttukları bir şey vardır; insanların kendi şansları aslında kendileridir.  Kendinize ve sevdiklerinize bu kadar eziyetiniz reva mı?

Geleceğin belirsizliğinin endişesine kapılıp, kontrol edemeyeceği ihtimalleri yok etme çabasına girmek yerine, bugünün güzelliklerinin tadını çıkarmayı deneyin.

Bugünün size sunduğu güzellikleri görmekte zorlanıyorsanız, hayatınızda hep bir şeylerin kötü gittiğine inanıyor, şansız olduğunuzu düşünüyor ve mutsuzluğunuzun nedenini bir türlü bulamıyorsanız, biraz kendinize dönmenin ve en yalın halinizle kendinizle yüzleşmenin zamanı gelmiş gibi görünüyor. Tek gerçek zamanın, yaşamakta olduğunuz an olduğunu unutmayın.

Büyük ihtimalle yaşamayacak olduğunuz olası olumsuzlukların endişesiyle, yaşayabileceğiniz güzelliklerden vazgeçmeyin. Açık olun; isteklerinizde, kaygılarınızda, ihtiyaçlarınızda, zayıflıklarınızda kendinizi en net şekilde karşınızdaki kişiye ifade etmekten korkmayın. Bırakın her halinizle sevebilsin karşınızdaki sizi. Hayatın akışı içerisinde bazen mutsuz olabiliriz, mutsuz olma ihtimalimizi yok etme çabamız, fark etmeden mutluluklarımızı da engelleyebilir. Oysaki mutsuzluk da mutluluk kadar doğal ve insani bir duygudur. O yüzden de hayatı belki biraz cesurca, belki biraz gözü kara yaşamak gerekir. Evet, hesap kitap yapmalı, olası riskleri öngörmeye çalışmalıyız ancak bizi mutlu edeceğini düşündüğümüz heyecanlarımızı, sevinçlerimizi de ertelememeliyiz. Eğer mutluluğun herkesin sahip olamadığı bir şans olduğuna inanıyorsanız, bir kişinin şansının kendisinin elinde olduğuna da inanın ve bu şansı kendiniz için siz de ortaya çıkarın.

Nasıl yaşamak istediğine sen karar ver?

Sağlıkla kalın “ Hoş” ça kalın..

Exit mobile version