Bir hafta önce sosyal medyada yayınlanan merhum Alparslan Türkeş’in videosu bir çok ezberi bozdu !.. Dayatılan tarih yavaş yavaş demode olmaya başladı !..
Cumhuriyet sonrasında tek partili Kemalist ideolojisiyle yazılan, hiç bir belgeye kanıta dayanmadan, millete yutturdukları çarpıtılan tarihe artık kimse inanmıyor !
600 yıl Dünya’ya adaletle hüküm süren, Dünya’nın üçte birine sahip olan, Peygamberimizin övgüsüne sahip, Haçlı keferelerine karşı ümmete sancaktarlık yapan
Ecdadımızı, Osmanlı padişahlarını kötüleyerek kimin eline ne geçti bundan sonra ne geçecek!!
Özellikle Cumhuriyet sonrasında ecdadımızı, Müslüman Türk halkından soğutarak algı operasyonlarıyla bugünlere geldik…
Geçen günlerde sosyal medyada yayınlanıp büyük ses getiren, merhum Türkeş’in de söylediği gibi ,1908 yılına kadar II. Abdülhamit’in padişahlığı döneminde, Osmanlı Devleti’nin sınırları Adriyatik denizinden Afrika’nın bir ucuna, Avrupa’nın orta merkezinden Hint okyanusuna kadar, yaklaşık 7.000 kilometre kareydi…
Abdülhamid Han’ı yıkmadan Osmanlı’yı yıkamayacaklarını anlayan Emperyalist haçlıklar ve Siyonistler, büyük bir yıldırma operasyonu yaparak II. Abdülhamid’i her alanda kuşatma altın aldılar !..
İttihatçılara göre, II. Abdülhamid gitmeliydi, sonra ne olacaktı, burası hiç düşünülmüyordu. Önce O gitmeliydi… ve gitti ’de !..
Cemiyet, Fransız devriminin sloganları olan özgürlük, eşitlik, kardeşlik gibi simgesel kavramları dillendirip ,Meşrutiyetin ilanını istiyordu. Gelişen bu olaylardan dolayı II. Abdülhamid 23 Temmuz 1908’de Meşrutiyet’i ilan etti!..
Yunanlılar Girit’i, Avusturya-Macaristan, Bosna –Hersek’i ilhak etmiş, Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiş ve daha bir çok bölge gitmişti!..
Yeni rejime karşı ilk tepki 13 Nisan 1909’da 31 Mart 1909 (tarihte 31 Mart vakası diye geçen ihtilal) patlak verdi. Olayın başrolünde Derviş Vahdeti yer alıyordu. Sokaklarda mektepli subaylara saldırıldı. 2. Abdülhamid sadrazam değişikliğine gitmesine rağmen olayların önü bir türlü alınamıyordu çünkü hedef Padişah II. Abdülhamit’ti !.
Olaylar öyle büyük bir isyana dönüştü ki, isyancılar hem II. Abdülhamid ve hem de İttihatçılara karşı idiler! Bu isyan hareketinde birçok üst düzey kişi ve gazeteci öldürüldü
Padişah ise, bir iç savaş olmaması için, isyancılar üzerine asker dahi göndermedi.
Bunun üzerine Selanik’ten yola çıkan Hareket Ordusu, hiç bir mukavemet karşılık görmeden İstanbul’a girdi, sıkıyönetim ilan edildi ve isyan tamamen sona erdi.
33 Yıl Osmanlı Devletini büyük bir akıl ve mantıkla yöneten II. Abdülhamid tahttan indirilerek Selanik’e sürüldü.
Yapılan bu yanlışlıların ardından İttihatçılar, kaybedilen toprakları geri alma hırsıyla Almanlarla gizli ittifak yapıp 1.Dünya Savaşı’na girilmesi, Osmanlı Devleti’ni çöküş hızını arttırmıştır!
Osmanlı Devletini en riayetli padişahlarından II. Abdülhamid Savaş sonunda imzalanacak Mondros Ateşkes Antlaşması’nı göremeden 3 Temmuz 1918’de 74 yaşında vefat etti.
İktidarı ele geçirip ihtilal yapan İttihatçılar, yeni bir düzen kuramadıkları gibi, Trablusgarp Savaşı’nda askeri tedbirleri almayarak büyük bir hata sonucu Trablusgarp’ın kaybından sonra, Osmanlı Devleti’nin sonunu hazırlayan gelişmelere neden olmuşlardır.
31 Mart olayıyla,15 Temmuz darbesi arasında hiç bir fark yoktur, Orada hedef II. Abdülhamit’ti, burada da hedef Recep Tayyip Erdoğan’dı !..
Şunun altını da çizelim, 7.000 km kareye sahip Osmanlı Devleti’nde iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki, Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa önderliğinde uçurumun kenarına getirmişlerdir..
1908’den sonra iktidarı ele geçiren güçlü İttihat ve Terakki, ülkenin her alanına hakim oldular, Osmanlı padişahlarının ancak ismi vardı yetkisiz kuklalardan farklı değildi!..
1908’den 1918’e kadar 10 yıl süre zarfında bir çok cephe açılarak başta Çanakkale Savaşı olmak üzere, 1. Dünya Savaşı’na ülkemizi sokarak, LOZAN sonrası 780.000 kilometre kareye Müslüman Türk halkını hapsettiler!..
Yani merhum Türkeş’in dediği gibi Osmanlı Devleti’ni padişahlar değil, iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki yıkmıştır!..
Bu 3 ihtilalci, Osmanlı Devletinin Emperyalist haçlılar tarafından paylaşıldıktan sonra yurt dışın kaçtılar !..
Ben merak ediyorum Osmanlı padişahları Osmanlı hanedanı, bu ecdat düşmanlarına ne yaptık, 1 asırdır kinleri ve nefretleri devam ediyor…
Özellikte hanedanının üyeleri yurtdışına çıkarıldıktan sonra ne hikmetse bir türlü onları af edemedik bağrımıza basamadık ama, Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’yu ateşe veren, başta İzmir olmak üzere birçok şehrimizi yıkıp yakan, mezalim uygulayan, kadınlara tecavüz edip, çocukları süngülerle öldüren başta Yunan gavurları olmak üzere, Müslüman Türk düşmanlarını kırmızı halılarla yatlarla karşılayıp baş tacı ettik !..
Yetmedi, savaş meydanlarında mağlup ettiğimiz bu gavurların ne kadar örf adetleri kanunları varsa hepsini alarak, 2 bin yıllık şanlı bir medeniyete sahip Müslüman Türk milletine zorla empoze etmeye kalktılar !..
Bu kin ve nefret yetmedi mi artık!
Müslüman Türk halkının düşmanı Osmanlı padişahları değil, Başta bütün Haçlı Devletleri olmak üzere, Siyonist İsrail rejimidir !…
Uyanın ve kendinize gelin !