Ne iş yaparsanız yapın, içinde insan varsa memnuniyet göreceliye dönüşür…
Kimilerini memnun edersiniz, kimilerini edemezsiniz.
Ama siz siz olun doğru bir çizgide samimiyetle yürüyün. Hedefe ancak samimiyetle, doğrulukla ulaşabiliriz…
Bazı dönemlerde kendi kendimize ülke yararına nasıl faydalı olunur diye sormak lazım…
Bazen susmak gerekir. Buradaki susmaktan kasıt bilmediğimiz konularda yorum yapmamak ile mümkündür. Her söylenene, hemen inanmadan işin aslını araştırıp öğrenmek gerekir.
Bazen ise kendinizi kitaplara verip tefekkür etmek lazım gelir. Düşünmeyen asla insan olamaz.
Bazen toplum da kimileri der ki “Dünya’yı sen mi düzelteceksin?”.
Hakîkaten Dünya’yı biz mi düzelteceğiz? Bir fert olarak buna gücümüz yeter mi dersiniz?
Aslında insanın başaramayacağı iş yoktur. Yeter ki insan istikrarla doğru bildiği yolda ilerlesin…
Unutulmaması gerekir ki; mermeri delen suyun gücü değil, damlaların istikrarıdır…
Toplumun fertlerden oluştuğunu düşünürsek, her bir fert kendini düzelttiği takdirde elbet gün gelir toplumlar da düzelecektir…
Dünya’nın ise düzelmiş olduğunu düzelen toplumların yansıması olarak görürüz.
Arada çürük ve aciz insan çıkar mı, çıkabilir. Fakat o iyilikler içirişinde kaybolur gider.
Yani üzüm üzüme bakarak kararır Atasözünden yola çıkıldığında bu sefer o kararma olgunlaşma manasına dönüşür. Güzelliklerin iyiliklerin yansımasından ötürü aklanır ve paklanır.
Bazen insan tek başına hareket edemez. Kimi zaman sürü psikolojisine de kapılınabilir…
O sürü sizi uçuruma da götürebilir, gül bahçesine de…
Burada önemli olan husus müdâhil olduğunuz sürüdür…
Buna kötü bir örnek olarak; 15 Temmuz hain fetöcülerle yol yürüyenleri örnek verebiliriz.
İyi örnek olarak da; vatanı ve ülkesi için canını hiçe sayarak sokaklara çıkıp gelecek nesillerimiz boyunduruk altına girmemesi adına iyilerle yürüyenleri örnek verebiliriz.
Her bir fert olarak bizim ne yapmamız lazımdır?
Gönüllerden tutmamız iyi örnek olmamız lazım, hatta ve hatta elzemdir…
Yalan çok kötü bir haslettir. Maalesef bunu toplumu idare etmeye çalışanlar bu işi siyaset perdesinin altında utanmadan, sıkılmadan algıyla birlikte çokta güzel yapıyorlar…
Sakın sürü psikolojisine kapılıp bunların arkasından gitmeyiniz…
Allah biz insanoğlunu eşrefi mahlûkat olarak yaratmış.
Yani anlayacağımız üzere mahlûkatın en şerefli varlığı bu Dünya da insandır…
İnsan kendi eliyle maddi manevi en yukarıya da çıkabilir buna litaratür de a’lâ-yı illiyyîn denir.
Yine insan kendi eliyle maddi manevi aşağıların en aşağısına da düşebilir buna da esfel-i sâfilîn denir.
Velhâsıl dostlar bu iki yoldan birisini tercih etmek biz’e kalmış. O yüzdendir ki yükümüz ağır hayat yolumuz uzun…
Nerde kimlerle yol yürüdüğünüze dikkat edin. Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim diye boşuna dememiş atalar… Vesselâm…