Anadolu’nun Kokusu: İğde

Haziran, tabiatın kokusunun en yoğun olduğu, çiçeklerin maratona çıktığı aydır. Tabiatın en güzel kokusu nedir sorusuna verecek cevabım yoktur ama hazirana en yakışan kokuyu sorsalar “iğde çiçeği” derim.

Karaman, Türk dilinin başkenti diye bilinir. Benim memleketimdir. Yıllardır gidemediğim bir güzel şehirdir. Ankara, sağanak yağmurlarla boğuşurken, bir anda karar verdim, hızlı trenle Karaman’a gittim. Öyle isabetli karar vermişim ki, 12 günlük gezi bana yetmedi. Karaman’ın bir çiçek cenneti olduğunu da bu vesileyle öğrendim.

Karaman’ın Güldere adlı bir köyü var. Köyün adındaki güzelliğe bakar mısınız? Hem gül hem dere. Dahası var; Güldere’de “Saklı Cennet” dedikleri bir kanyon var ki, tariflere sığmaz. Bir metrekare toprağında binbir renkli çiçeklerin açtığı bir vatan toprağı… Abartmıyorum, belki daha fazla renk vardır. Temiz mi temiz sakin akan bir dere… Kuş cıvıltıları, tarih, ulu ağaçlar, kelebekler, arılar, böcekler, koyunlar, kuzular… Pastoral zenginlik. Güldere ve Saklı Cennet, İranlı yönetmen Mecid Mecidi’nin “Cennetin Rengi” filminin çekildiği bölgeden daha renkli. Karaman bozkırında rüya gibi, serap gibi bir vaha…

Güldere ve Saklı Cennet’i sonra anlatacağım. Öncelik Güldere’nin iğde ağaçları ve iğde kokusuna… Platodan vadiye virajlardan inerken başımı döndüren, adeta sarhoş eden kokuyu anlatmadan Güldere’ye geçmek olmaz.

Benim için haziran, iğde çiçeği kokusudur. Gösterişten uzak, en cömert kokudur iğde kokusu. Bir küçük iğde ağacı çiçek açar, kokusu dört bir yanı sarar. İğde çiçeği güneşte kendini bırakır, kokusu ağırlaşır. Güneş battıktan sonra veya yağmurun ardından en güzel kıvama gelir, damardan dalar, bünyeyi sarar ve kişiyi mest eder. Şafakla, serinlikle ve yağmurla cazibesini artıran bir yosmadır iğde çiçeği. Ruhu tazeleyen, neşe ve enerji veren mucize kaynağıdır.

Güldere’ye ve Saklı Cennet’e giderken, gece yağan yağmur, her yeri yıkamış. Tabiat çitilenmiş, renkler parlak, kokular açığa çıkmış. İğde ağaçları onca yağmur damlasını içer de coşmaz mı? Top top bulutlar ve hafif bir esinti bize eşlik ediyor. Yerle gök arasını iğde çiçeği kokusu sarmış. Güneş henüz ısısını boca etmemiş.

İğde ağacı kuraklığa dayanıklı ve çevre koşullarına kafa tutabilen bir türmüş. İğdeyi tanımak çok kolay. Bir kez gördünüz mü bir daha unutmazsınız. Nerede karşılaşsanız o size kendini hatırlatır. Yaprakları gümüşi yeşil ve pudra dökülmüş gibi beyaza yakındır. Dikenlidir. Çiçekleri sarının en güzel tonunda ve miniciktir. Anadolu’ya en çok yakışan koku, iğde kokusudur. Ne şanslıyım ki, tam zamanında Karaman’a gitmişim.

Hülyalara daldım, rahatladım, heyecanlandım, adrenalin patlaması yaşadım. Uçsuz bucaksız vadide baştan çıktım. Çilesini tamamlamış derviş, meditasyonla arınmış ermiş gibiyim. Derin nefesler aldım, toprağı avuçladım, dere kenarında sakaların, adını bilmediğim ötücü türlerin gevezeliklerini zevkle dinledim. Sincapların ürkek ve telaşlı hallerini gözledim.

Amerikalı bir iş adamı, bir Çinliye “Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek?” diye sorunca Çinli, yanıt vermiş: “Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman!”

Bu fıkra bana çok anlamlı gelir. Amerikalıları bilmem ama bizim ölülerimiz de çiçek koklarlar. Mezarlıklarımız bir çiçek bahçesidir. Mezar taşlarımızın üzerinde kullanılan motiflerin başında çiçekler gelir. Karaman Şehir Mezarlığı da bir gül bahçesi olmuş. İğde ağaçlarıyla gül kokuları sarmaş dolaş olmuş. Bizim ölülerimiz de çiçek sever, çiçek koklarlar!

Türkçenin deyimleri renklidir, iç açıcıdır, ruh halimizden izler taşır, uzun sözü kısa kestirir. Örnek mi; Çiçek gibi… Temiz, bakımlı, güzel demektir. Bir şeyin en zarif, en seçkin ve güzel parçasına yahut bir yönüne işaret eden bir benzetme olarak kullanılır.

Karaman’dan dağarcığım dolu döndüm, üstüme başıma sinmiş iğde kokuları şimdi Ankara’daki evimde. Karaman iğde çiçeği kokusunun da başkentiymiş, bu uzun geziden çıkardığım özet budur. İğde ve çiçek kelimesi Türkçe kökenliymiş. Eski Türkçede yigde, dönüşerek iğde olmuş. Bu yazıyı okurken iğde çiçeği kokuları size eşlik etmişse bilin ki o koku, Anadolu’nun kokusudur. Türk dilinin başkenti Karaman’dan gelmiştir. Torosların serinliğini de onun arkadaşıdır.

Exit mobile version