• Anasayfa
  • Yazarlar
Salı, 17 Haziran, 2025
  • Giriş
  • Kayıt Ol
Hür Havadis
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
11 °c
Ankara
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Hür Havadis
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Anasayfa Genel

Asalet İcbar Eder

Editör Yazar Editör
22 Mayıs 2021
Genel
0 0
0
0
PAYLAŞIM
22
GÖSTERİM
Facebook'da paylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'ta paylaş

İngiliz kültürüne atfen “asalet icbar eder” sözü, kişinin bazen bulunduğu ortam, statü veya şartlar sebebiyle belli davranış kalıpları içinde bulunmasının bir zorunluluk olduğunu ifade eder. Bizim toplumumuzda “ağalık, vermeyle olur” veya “yiğitliğin şanındandır” tarzı ifadeler de benzer bir hakikate işaret eder.

Bundan hareketle istikamet üzere olmak da Müslümanın şanındandır demek yanlış olmaz kanaatindeyim. Sonuçta günde kırk defa Allah’tan diliyoruz.

İstikamet üzere olmak ise imtihansız olmaz şüphesiz. İmtihanın şiddetini ise bizim tavrımız, yaklaşımımız, niyetimiz belirleyebiliyor.

Bunun için kendisine bir rota çizen ve bu doğrultuda yürümeye niyetlenen kişiler açısından, bu niyetini aşikar etmek, icbar edici olduğu için istikamet için de bir teşvik edici unsur olarak karşımıza çıkar. Çünkü “insanlar ne der” endişesi, asaletin icbar etmesi gibi, insanları aşikar ettiği niyet doğrultusunda harekete iter.

Sözgelimi kişi, bilmediği ve bilinmediği yerlerde ve kişilere karşı nefsine yenik düşebilir ve olmadığı bir kişi gibi davranabilir. Kalabalıklar içinde bir yalnız olarak bir cihette nefsiyle baş başa kalır. Peygamberimizin “Beni göz açıp kapayıncaya kadar, hattâ ondan daha az bir zaman bile nefsimle baş başa bırakma” niyazı bu meselenin önemine dair kıymetli bir işarettir.   

Bu durumlarda kişinin kendini izhar etmiş olması gerçekten önemlidir, çünkü böylelikle kendi ile nefsinin arasına başkalarını koyar. Kimi zaman kendini seven insanlara mahcup olmamak kimi zaman da kendi şahsında ailesine, dinine, milletine leke sürmemek adına istikamete doğru kendisini sürükler. Mevlana’ya atfen belirtilen “olduğun gibi görün” ile “göründüğün gibi ol” arasındaki nedensellik bağı da bu icbarın bir diğer yansımasıdır.

Mesela kişinin dindar bir Müslüman olarak bilinmesi, hatalara düşmek noktasında caydırıcı olabiliyor. Her ne kadar biz kendimizi yakıştırmasak da, layık olmadığımızı düşünsek de insanlar bizi dinimizin ve dindarlığımızın temsilcisi bilir ve bizim şahsımızda dinimizi ve dindarlığımızı yargılar. Bu da kişinin kendisine çeki düzen vermesini sağlar. Çünkü kişi arkadaşının, komşusunun, iş arkadaşının hayatındaki tek Müslüman, çevresindeki tek dindar olabilir. Bu durumda sizin yaşantınız, hareketleriniz, tavrınız dininizin ve dindarlığınızın misali olur. İnsanlar size bakar dininiz hakkında kanaat oluşturur, sizi görür dindarları yargılar. 

Bundan dolayıdır ki İmam-ı azam hazretleri gayr-ı müslim diyarlarda bile Müslümanca bir tavrı ve yaşantıyı tebliğin bir unsuru olması olarak görür, zira hal dili, lisandan daha etkili bir aracıdır.

Bununla birlikte yine peygamberimizin hadislerinde ve ayetlerde geçen bünyan-ı mersus tabiri meseleye başka bir boyut katar. “Hazıra dağlar dayanmaz” atasözünü referans alırsak, kişinin sermayesi, bir yerden beslenmediği müddetçe günün birinde tükenecek, yalnızlıkla nefsiyle baş başa kalacaktır. Kenetlenmiş taşların, sırt sırta vererek muhkem yapılara dönüşmesi gibi, insan da kendi gibilerle birlikteyken ayakta kalır ancak. Kişinin arkadaşının dini üzere olması, dostun iyisinin Allah’ı hatırlatan olması gibi ikazlar hep bu sırdandır.

Çünkü insan sosyal bir varlık olarak etkiler ve etkilenir. Bu etkileşim aynı düşünce ve niyeti taşıyan kişiler arasında olunca birbirini takviye ederken, farklı kişilikler arasında çoğunlukla birinin diğerine meyletmesi ile neticelenir.

Peygamberimizin hadislerinde geçen eş seçimi kriterleri açısından “siz, dindar olanını tercih edin” yaklaşımı da bu minvaldedir. Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan diyenin hesabı, günün sonunda eşlerden biri diğerinin rengine bürünür.

“Bana damdan düşen birini getirin!” diyen Nasrettin Hoca da aslında kendi gibi olanların, aynı dertten muzdarip kişilerin birbirine muhtaçlığını ortaya koyar ki kişinin kendini izhar etmesinin böyle bir etki oluşturacağı aşikardır.

Dolayısıyla kişinin tek başına “müstakim” olması, kendi için bile kurtarıcı olmayabilir.

Hasıl-ı kelam, tek taştan duvar olmuyor, Vesselam

Önceki Haber

Son Dakika! Ankara Çevre Yolunda Zincirleme Kaza

Sonraki Haber

Yavru Vatan Kıbrıs’a Can Suyu Türkiye’den Gidecek

Editör

Editör

Sonraki Haber

Yavru Vatan Kıbrıs'a Can Suyu Türkiye'den Gidecek

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

  • 381 Takipçi
REKLAM
  • Tarihte Bugün
  • Çok Okunanlar
  • Yazarlar

Tarihte Bugün; 16 Haziran 1950- TBMM Türkçeleştirilmiş Ezanın Özünde Olduğu Gibi Arapça Okunmasına Dair Kanunu Kabul Etti

16 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 15 Haziran 1826 – Sultan II. Mahmud, Yeniçeri Ocağı’nı Kaldırdı “Vaka-i Hayriye”

15 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 14 Haziran 1839 – Jandarma Teşkilatı Kuruldu

14 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 13 Haziran 1987- Türk Yazar Ve Çevirmen Cemil Meriç Vefatı

13 Haziran 2025

ÖĞRETMENİM BENİ FARK ET!…

29 Temmuz 2022

ANNELER CARİYE OLUNCA!…

1 Haziran 2022

HOŞGELDİN ASYA

25 Mart 2023

AYDINLIK YARINLARA

11 Mart 2022
Ahmet Tek

Ahmet Tek (131)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (92)

Dr. Adnan Küçük

Dr. Adnan Küçük (71)

Necati İLMEN

Necati İLMEN (60)

Dr. İdris Tüzün

Dr. İdris Tüzün (48)

Sinan Tekin

Sinan Tekin (46)

Ali Murat Duman

Ali Murat Duman (41)

Bayram Baş

Bayram Baş (35)

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU (29)

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış (25)

Prof. Dr. Emre Güler

Prof. Dr. Emre Güler (22)

Fatıma Zehra

Fatıma Zehra (14)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (13)

Esra Çakan Kandemir

Esra Çakan Kandemir (5)

İbrahim Eksilmez

İbrahim Eksilmez (2)

Son Haberler

Tarihte Bugün; 16 Haziran 1950- TBMM Türkçeleştirilmiş Ezanın Özünde Olduğu Gibi Arapça Okunmasına Dair Kanunu Kabul Etti

16 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 15 Haziran 1826 – Sultan II. Mahmud, Yeniçeri Ocağı’nı Kaldırdı “Vaka-i Hayriye”

15 Haziran 2025

KUŞLAR KANATLARIYLA, İNSANLAR UMUTLARIYLA YÜKSELİR

14 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 14 Haziran 1839 – Jandarma Teşkilatı Kuruldu

14 Haziran 2025
Hür Havadis

Kaliteli, doğru, güvenilir haberi sesi olmaya çalışıyoruz.

Bizi Takip Edin

Kategoriler

  • Belediyecilik
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Haftanın Şiiri
  • Kültür ve Sanat
  • Önemli Şahsiyetler
  • Oyun
  • Politika
  • Sağlık
  • Sanat ve Kültür
  • Siyaset
  • Son Dakika
  • Spor
  • STK Faaliyetleri
  • Tarihte Bugün
  • Tasavvuf
  • Teknoloji
  • Terör İle Mücadele
  • Türkiye

Son Haberler

Tarihte Bugün; 16 Haziran 1950- TBMM Türkçeleştirilmiş Ezanın Özünde Olduğu Gibi Arapça Okunmasına Dair Kanunu Kabul Etti

16 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 15 Haziran 1826 – Sultan II. Mahmud, Yeniçeri Ocağı’nı Kaldırdı “Vaka-i Hayriye”

15 Haziran 2025

© 2021 Hür Havadis

Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Yazarlar
  • Giriş

© 2021 Hür Havadis

Hoşgeldiniz

Lütfen bilgileriniz ile giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni hesap oluşturun!

Kayıt olmak için formu doldurunuz

Tüm alanları doldurun. Giriş yap

Şifre hatırlatma

Şifre değiştirmek için kullanıcı adınızı veya emailinizi girin!

Giriş yap