ENFLASYONLA MÜCADELENİN KARADELİĞİ; ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIK VE ÇIKIŞ YOLU

bty

Önceki yazımızda enflasyon hesaplama yöntemlerinden ve kamuya yansıyan enflasyon rakamlarının neden farklı algılandığından bahsettik.

Bu yazımızdaysa, yeni ekonomik programda ısrarla üzerinde durulan enflasyonla mücadele hakkında bir bakış sunuldu.

Enflasyon, bir ürün grubunda iki dönem arasında oluşan fiyat artışını ifade eder. (Ayrıntılı bilgi için önceki yazımıza bakılabilir).

Peki neden fiyatlar artar?

Fiyat artışını engellemek mümkün mü?

Ürün, tüketiciye ulaşana kadar girdi faktörlerinden doğrudan etkilenir. Dolayısıyla girdi fiyatlarının kontrol altına alınması enflasyonla mücadelede kolay yol gibi görünüyor (piyasada ticari ahlak olduğu varsayılırsa). Aslında işler bu kadar kolay değil. Bu yazımızda bütçenin kara deliği olan enerji maliyetlerini masaya yatıracağız.

Ülkemizde üretilen her ürüne harcanan 1 TL’nin yaklaşık 0,5 TL’si enerji maliyetine gitmektedir. Yani enerjinin yerli ve milli olarak üretilmesi demek ürünlerimizin yarı yarıya ucuzlayacağı anlamına gelir. Enerjide dışa bağımı olan bir ekonomi için enflasyon hedeflemesi ancak hayaldir. Gelinen noktada enflasyonla mücadele için uygulanan finansal tedbirler geçici sonuç verecektir.

Aklımıza yeni bir soru geliyor! Peki küresel piyasalarda petrolün fiyatı yarıya düşmesine rağmen enflasyon artışı neden engellenemiyor?

Bize göre iki sebebi var! 

1. Enflasyonu tetikleyen girdi fiyatları dışında başka faktörler var. 

2. Petrol fiyatları küresel piyasalarda düşmesine rağmen tedarikçi halen petrolü eski kurdan arz ediyor olabilir.

İkisi de günlerce tartışılabilecek karmaşık konular. Tabi gerçek maliyetlerin ürün ve hizmetlere yansıtılmasında sorun yok ancak az önce de belirttiğimiz gibi etik ve ilkeli olmak insanlara okullarda öğretilecek konula değil bana göre.

Biz burada ikinci maddeyi tartışalım. Enerjide dışa bağımlı olmak demek başta petrol, tüm ihtiyacının ithal edilmesidir. Kurda oluşan yukarı hareket doğal olarak Türk parası cinsinden maliyetlerin artması demektir.

Sonuç olarak petrolün fiyatı uluslararası piyasada son altı ayda 100 dolardan 50 dolara düşmüş olabilir ancak kurda en az onun kadar yukarı gitti. Yani petrolde yaşanan gevşeme maalesef pompa fiyatlarına gereği kadar yansımadı.

Uluslararası ticarette döviz kullanıldığı sürece benzer sonuçlar her zaman yaşanmaya devam edecek. Dünyanın gelişmiş ekonomileri başta ABD, Almanya Japonya gibi ülkeleri artık fosil yakıtlara yatırım yapmıyorlar. Dahası işletmeler kredi kullanırken yeşil üretim belgesi olan işletmelere düşük faizle kredi veriyor. Yani dünya artık yeşil enerji için yatırım yapıyor. Dünyanın gelişmiş ekonomileri bile henüz yolun başındayken rota bellidir. Bu hem enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak hem de insanlığa büyük bir katkı olacaktır.

Sağlıkla kalın dostlar.

Exit mobile version