2023 yılının son çeyreğindeyiz, yüksek enflasyonun olduğu bu dönemde, kamu çalışanının, emeklinin, işçinin ve tüm emekçilerin derdi var. Yüksek fiyat ve enflasyon, verilen zamlar ile kısmi olarak çözüm olsa bile, çalışanların sıkıntısını gideremedi. Enflasyonla topyekûn ekonomik mücadele gerekiyor. Her zaman söylediğimiz gibi çözüm enflasyonda istikrar.
İstikrar olur ise yabancı yatırımcıyı ülkemize daha çok çekeriz. Yerli yatırımcının sayısını daha çok artırırız. İstihdam artar, işsizlik azalır. Dövizin Türk lirasının karşında erdiğini görürüz. Faizler düşer. Bolluk ve bereket gelir. Banka kredilerini sadece firmalar, orta ve küçük işletmeler kullanır. Vatandaşlarımızın kredi kartı kullanmasına gerek kalmaz. Düşük faiz ile ev, araba ve çeşitli gayrimenkuller için vatandaşımız ihtiyaç halinde veya yatırım yapmak için kredi kullanır. Benim tercihim 0(Sıfır) faizli kredi ve ticari bankalardan, İslami fetva kurullarının belirlediği kredi.
İstikrar için ağır sanayi hamlelerinin artırılması, tarımın güçlendirilmesi, turizmin daha da güçlendirilmesi, enerji atılımları, uzay sanayinin geliştirilmesi gerekmektedir. Hava savunma sanayisi hepsine örnektir aslında, bir otomobil markamız değil, beş tane otomobil markamız olması ülkemizin hedeflerinden biri olmalıdır. Örneğin Almanya ekonomisi bugün sağlam ise bunu otomobil ve ağır sanayi hamlelerine borçludur.
Alman Ekonomisini 4 sektör domine ediyor. Bunlar Otomobil, Makine İmalatı, Kimya ve Elektrik sanayi, Dünya’da 3. Numara ihracatçı olan Alman firmaları, ABD ve Çin’den sonra geliyor. Ağır sanayi devi olan Almanya’da üretimin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Üretimi sayesinde işsizlik oranı %3,1 olan Almanya’nın, pandemi ve son yıllarda enerji fiyatlarının yükselmesi nedeniyle ekonomisinde küçük daralma ve durağanlık mevcut. Ama Enflasyondan ciddi bir şekilde etkilenmediler.
Biz Türkiye olarak ağır sanayi hamlelerini artırmamız ve marka üretmemiz gerekiyor. Ağır sanayiye Türkiye’nin gücü yeter, altyapımız var. Türkiye genç nüfusu sayesinde insan kaynağında sıkıntı yaşamaz. Özel sektörde çalışma şartlarını düzeltmemiz lazım. Çalışma saatleri kısaltılması, asgari ücretin güvenilir düzeye getirerek, işçilerin yaşam standartlarını yükseltmemiz gerekmektedir. Üretim eğilimi Alman ekonomisi gibi olur ise, daha çok işçiye ihtiyaç olur. Vardiyalı sistem yelpazesi genişler. İşçilerin çalışma saatleri düşer. Üretim ve istihdam böylece artmış olur.
Milli Teknoloji Hamlesiyle, hava savunma sistemlerini, Siha’ları ve İha’ları üreten Türkiye Ağır sanayi hamlesini 2 katına, 3 katına çıkarabilir. Hava savunma sanayisinde çok başarılıyız. Bu başarıyı çok daha ileri seviyeye götürüleceğinden hiç şüphem yok. Türkiye’de 2018 yılından itibaren Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (Teknofest) düzenleniyor. Çocuklar ve gençler için yarışmalar düzenleniyor. Aslında bu festivalde bir yandan teknoloji yarışmaları düzenlenirken, diğer yandan geleceğin güçlü, teknolojik hamleleri daha da ileriye taşıyacak zihinlerin önü açılıyor.
Milli Teknolojik hamleler sayesin de 2040’lu yıllara geldiğimizde hem teknolojide, hem de Dünya’da 1 numara olacağız. Türkiye bunu başarabilir. Bizleri zirveye taşıyacak hamle teknoloji ve üretim hamlesiyle olacak.
Teknolojik ve ağır sanayi hamleleri, ekonomik sarmalın belini kıracak, enflasyon belasını başımızdan def edecektir. Kamu çalışanından, emeklisine, işçisine ve tüm emekçilerin elini rahatlatacaktır. Tüm çalışanlarımızın gerçek refah seviyesine ulaşmasını istiyorsak bu saydıklarımızı yapmak zorundayız. İstikrar, istihdam, üretim, 0 enflasyon, bu ülkenin asıl gelmesi gereken yere getirecek. Emekçilerin boynundaki zinciri kıracaktır. Çalışanlar alın terini, akıl terini hakkını böylece alacaktır.
Emekçilerin hakkını tam manasıyla almasını istiyor isek, enflasyon sarmalının belini kırarak, paranın pul olmasını engelleyerek, tam ekonomik istikrar ile yapabiliriz. Yüksek zammı alıyoruz ama enflasyon belası yüzünden, kısa bir zaman içinde aldığımız zammın eriyor olması üzücü bir durum.