Afet, Türk Dil Kurumunun tanımına göre, çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkımlardır. Acil durum ise Cambridge Dictionary, 2021 versiyonu sözlükte, aniden veya beklenmedik bir anda ortaya çıkan ve zararlarından kaçmak için hızlı işlem yapmak gereken olaylardır.
Modern afet yönetiminin temel amacı, sadece enkaz altından sağ veya vefat etmiş insanları çıkarmak, çadır alanları kurmak veya ceset torbası sayısı hesaplamak değildir.
Gelişmiş vizyon ile, afet yönetimi artık, afet öncesi bütün riskleri belirleyip ortadan kaldırmak, müdahale ve sonrası aşamalar için hazırlıkları en üst seviyede tutmak hedefleri ile hareket etmektedir.
Afet Yönetimi döngüsü, risk ve zarar azaltma, hazırlık çalışmaları ile Risk Yönetimini, müdahale ve iyileştirme çalışmaları ile Kriz Yönetimini uygular.
İyi bir kriz yönetimi, öncesinde planlanmış iyi bir Risk Yönetimine bağlıdır.
Kriz yönetimi, afet veya acil durum meydana geldiğinden itibaren devreye girmektedir. Risk yönetimi her gün, her saat ve sürekli bir periyodu ifade etmektedir.
Dolayısı ile yerel ve genel idarelerin vazgeçilmezi, bütün planlarının temeli ve yönetim anlayışları Risk Yönetimi üzerine oturtulmalıdır.
İtfaiye Teşkilatı, modern bir afet ve acil durum yönetiminde tam merkezde olması gereken en önemli kurumdur. Uzak ve yakın tarih bunun ispatıdır.
İtfaiye kelimesi Arapça “ ifta “ kökünden gelmektedir ve söndürme anlamı taşımaktadır.
Ateşin söndürülmesi, afete dönmesinin önlenmesi ihtiyacı onun bulunması ile başlamıştır.
Tarihte bilinen en eski itfaiye teşkilatı Roma imparatorluğu dönemindedir. O dönemde çokça çıkan yangınlarda, fazla sayıda insan ölümünün önüne geçmek, yangınla mücadele etmek ve erken haber almak konusunda önlemler almak amacıyla, basit de olsa görevli birlikler oluşturulmuştur.
Osmanlı döneminde, 1720 yılında, sonradan Müslüman olan David isimli bir Fransız mühendis, imparatorluğa ilk tulumbayı getiren kişi olmuştur.
Uzunca dönem Yeniçeri ocağına bağlı Tulumbacı Ocağı adı ile hizmet eden itfaiye birliği kurulmuştur. Yıllarca itfaiye askeri bir kurum olarak hizmet etmiştir.
1846’ da ilk kez çıkarılan Belediye Nizamnamesi ile itfaiye askeri bir yapılanmadan çıkarak, bölgesel ve yerel idareler bünyesinde konumlanmaya başlamıştır.
Dünya’ da Bazı Büyük Şehirlerin İtfaiye Teşkilatları
Londra’ da İtfaiye Teşkilatı, yerel bazda Büyükşehir ölçeğinde Acil Durum Planlama Dairesine bağlı olarak çalışmaktadır.
Newyork’ da yerel bazda belediyeye bağlı 12 bin personelli, büyük bir İtfaiye Teşkilatı bulunmaktadır.
Tokyo’ da İçişleri Bakanlığına bağlı İtfaiye Genel Müdürlüğü bünyesinde 20 bin personeli olan Tokyo Şehir İtfaiyesi bulunmaktadır.
Paris’ de yerelde Büyük Şehir İtfaiye Teşkilatı bulunmaktadır.
İstanbul’ da İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul İtfaiye Daire Başkanlığı bulunmaktadir.4901 personel, 912 araç, 126 istasyon ile hizmet vermektedir.
2003 tarihi itibari ile, 1.000 kişiye düşen itfaiyeci sayısı İngiltere’ de 1,14, Akmanya’ da 15,3, Fransa’ da 4,2, Japonya’ da 9,2, İtalya’ da 1, Türkiye’ de 0,21’ dir.
( Yenitürk, N.,A.,Tarı,E.ve İlki, A.(2003), Türk İtfaiye Teşkilatının Yeniden Yapılandırılması, İstanbul, İTÜ Afet Yönetim Merkezi )
İtfaiye Teşkilatı mevzuat açısından 5393 sayılı Belediye Kanunu 52 ve 53.maddesinde yerini bulmaktadır.
İtfaiye 21/10/2006 tarih ve 263226 sayılı belediye itfaiye yönetmeliğinde 14 maddelik yasal görevleri sıralanmıştır.
Yangınlara müdahale etmek ve söndürmek, teknik kurtarma işleri yapmak, ilk yardım hizmeti sunmak, arama kurtarma çalışmalarına katılmak başta gelen gorevlerindendir.
1959 tarihli 7269 sayılı Afet Kanunu, afet yönetimi konusunda, afetin olduğu yerin vali veya kaymakamını yetkili kılmakta, belediye başkanını ise onlara sadece destek veren ikincil bir konumda tutmuş bulunmaktadır.
Bu vaziyet, itfaiye gibi bir kurumun faaliyet ve hazırlıklarından mülki idare amirleri in habersiz olması sonucunu doğurmakta, olası afetlerde daha baştan koordinasyon, sevk ve idare hususunda sıkıntılar başlamaktadır.
Afette koordinasyon can alıcı, çok kritik ve olmazsa olmaz bir şarttır.
Mülki idare amirleri in habersiz oldukları itfaiye teşkilatları, ilçe düzeyinde de belediye idarelerince yeterince bilinmemekte, ilçe koordinasyon toplantılarına çağrılmamakta, ilçe planlarında görüşleri sorulmamaktadır. İlçe bazında belediyelerin bile habersiz oldukları ve yapılarına dahil etmedikleri itfaiye teşkilatı, afetlerde valilerce nasıl yönlendirilebilecektir?
İtfaiye Teşkilatının ülkemizde belediyelere bağlanması, afet ve acil durumlara olayın yaşandığı yere hızlı ve direk müdahale edebilme imkanı bulmak içindir. Ancak, bu ihtiyaç, itfaiyenin belediyeye bağlanmasını zorunlu tutmaz.
İtfaiye Teşkilatı Hakkında Tespit ve Öneriler
1) İtfaiye Teşkilatı, müstakil merkezi bir Genel Müdürlük olmalı, ilçelere kadar şubeleri açılmalıdır. Bu merkezîleşme, itfaiye in müdahale kapasitesini güçlendirecek, daha verimli hareket etmesine olanak tanıyacaktır.
2) 657 sayılı Devlet Memurları kanununda tanımlı bir meslek olmayan İtfaiyecilik için, net bir tanım yapılıp ilgili kanuna koyulmalı, İtfaiyecilik Sağlık Mensupları veya Emniyet Mensupları gibi bir sınıf olmalıdır.
3) İtfaiyeciler belediyelerde Genel Hizmet Sınıfına dahil edilmektedir. Bu kadar hassas ve önemli bir teşkilatın, meslek tanımlarının olmaması nedeni ile dahil edildikleri bu sınıfta, hak ettikleri özlük hakları da bulunmamaktadır.
4) Meslek olarak tanımadıkları ve özlük hakları yapılandırılmasını için, yıpranma payları da olmamakta, dolayısı ile itfaiye şartlarının asla kabul edemeyeceği yaş sınırı olan 65 yaşına kadar çalışmaktadırlar.
5) 2021 itibari ile 45 üniversitede sivil savunma ve itfaiyecilik Programı, 15 lisede İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği dalı bulunmaktadır. Buraları, İtfaiyeciliğin bir meslek olarak tanınmaması ve özlük haklarının olmaması nedeni ile istihdam konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır.
6) Mensubiyet, her meslekte olduğu gibi, İtfaiyecilikte de büyük bir olaydır. TSK Personeli, Emniyet Personeli, Sağlık Personeli gibi İtfaiye Teşkilatı Mensubu Personel olabilmek için önce meslek tanımı ve özlük hakları belirlenip yayınlanmalıdır.
7) Afet ve Acil Yardım Yönetiminde, olay yeri komutanın kimde olduğu hususu hala karmaşıktır. Her türlü acil durum ve afet anlarında olay yerinin komutasında polis mı, jandarma mı, savcı mı, Kızılay mı kim yetkilidir? Sevk ve idareyi kim yönetecektir? Sevk ve idare ayrı, olay yeri komutası ayrı şeylerdir.
8) Mevcut afet kanunu bu konuda afet yönetimi sevk ve idaresini mülki amirlere vermiştir. Lakin aynı ilçede bile, büyük bir afette onlarca olay yerinde ayrı bir idare sorumluluğu gerekmektedir.
9) İtfaiye Teşkilatı ve Amiri, afet ve acil durum olduktan sonra, ilgili olay yerinde en üst yetkili olmalıdır. Polis, Jandarma, Kızılay, STK ve diğer kamu kurumları itfaiyenin sevk ve idaresinde girmelidir. İtfaiye Teşkilatı ve Amiri, olay yeri sevk ve idaresinden ilgili yerin en üst mülki amirine karşı sorumlu olmalıdır.
Yararlanılan Kaynaklar
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı AFAD
Afet ve Acil Durum Yönetiminde İtfaiye Hizmetleri 2018(Mete Gündoğan )
Hayırlı sabahlar başkanım.
Afad eğitimlerine katılmış bir fert olarak afet yönetiminin öncesi ve sonrası çok önemlidir.
Öncesi afet olasılığı düşünülerek tedbir ,afet sonrası tekrar normal hayata geçiş için sevk ve idare büyük önem taşımaktadır.
Bu da mülki amir başta olmak üzere işi bilen konuya hakim birimler yani AFAD ve İTFAİYE gibi teşkilatlar sayesinde daha hızlı ve sağlıklı olabilir.
Selam ve saygılarımla.