Bana yeni bir ben lazımdı çünkü… Eski aldanmışlıklarımı geride bıraktığım, kırgınlıklarıma sünger çektiğim. Kendisini daha çok seven, daha az üzen, kendisiyle de çok mutlu olabilen yeni bir ben lazımdı. Yalnızlığında gerçek ve tek dost yüce Mevla’dan gayrısının yalan olduğunu bilen taze ben…
“önce ben” diyebilmeyi yavaş yavaş öğreniyorum artık. Ve bunun bencillik olmadığını idrak etmeye başladım. Çünkü kendisine faydası olmayan bireylerin, çevresine ve topluma da bir katkı sağlamayacağının farkına vardım. Çünkü ben mutluysam eğer, mutlu edebilirim, etrafıma da içimdeki pozitif enerjiyi yayabilirim. Gereğinden fazla önce kendime değer vermeye başladım mesela… Çünkü sonuç garanti. Hüsrana uğramak yok, hayal kırıklığı yok. Öyle değil mi sevgili dostlar; kendimize niye kazık atalım ki? Hepimiz üç günlük dünya da bir parça mutluluk peşinde değil miyiz? Mental ve ruhen tam bir iyilik haline sahipsem eğer iyiliklerimi çoğaltabilirim. Dolayısıyla bu minvalde, dünyanın daha yaşanabilir ve sevgi dolu bir yer olabileceğine inanmaya başladım. Umut depolamaya ve çevreme olan tebessümlerimi daha çok çoğaltmaya başladım. Beni gördükçe mutlu olduklarını söyleyen kişilerin sayısı arttıkça, doğru yolda olduğuma emindim artık. Yeni kendimle mutluydum ve neticede mutlu etmek daha da kolaylaşmıştı.
“İnsanlar geleceklerine karar vermezler, alışkanlıklarına karar verirler ve alışkanlıkları da geleceklerine karar verir” der Matthias Alexander. İşte tam da bu noktada başlıyor aldığımız kararların eyleme dönüşmesi. Çünkü alışkanlıklarımız bizim konfor alanımızı belirliyor ve yüksek motivasyonla almadığımız veya gerçekleştirme noktasında çok emin olamadığımız kararlarımızı uygularken konfor alanımızın dışına çıkmak istemiyoruz. Dolayısıyla vazgeçemediğimiz gözden çıkartamadığımız her alışkanlık başarısızlıkla sonuçlanan bir karar verme sürecini beraberinde getiriyor. Önceki yıllarda yapmış olduğumuz hataları, keşkeleri, hayal kırıklarını bir daha yaşamamak üzere ‘YENİ BİR BEN’ yaratmak isteriz. Bu yenilik için öncelikle yüksek bir motivasyonla kendimize ve aldığımız kararın bize iyi geleceğine inanmamız gerekiyor. Her şeyden önce yeni bir ben istiyorsak düşünce şeklimizi değiştirmek lazım… Çünkü düşüncelerimiz hayatımızı şekillendirir. Sözlerimizle beraber davranışlarımız değişmeye başlar ve biz değiştiğimizde yaşamımızda değişir.
Bunun için de en başta konuştuklarımıza dikkat etmek gerekiyor. Sürekli yakınan, eleştiren, yargılayan biri miyiz? Benzer benzeri çeker yasası gereği söyledikleriniz neyse etrafınızda onu görürsünüz.
Oysaki “Şükür” sahip olduğunuz şeyi çoğaltan muhteşem bir enerji kaynağıdır.
->Seni mutsuz eden her neyse hayatından çıkar!
->Eğer biri sana kendini özel ve değerli hissettirmiyorsa peşinden koşma!
->Sadece seni mutlu eden enerjini yükselten şeylere yönel…
->Geçmişle ilgili pişmanlıkları hemen bırak… Seni üzen anıları ve tüm olumsuzlukları sil… Bu sana asla bir şey kazandırmaz. Onlarda alman gereken ders neyse onu al ve yoluna devam et…
->Sen sahip olduğun tek şeyin AN’ın kıymetini bil ve ne yapmak istiyorsan şimdi yap… Erteleme!
->Güne mutlaka güzel enerjiyle ve gülümseyerek başla.
Bunları yapmaya başladığımdan beri dostlar ben o eski ben değilim!
Sağlıkla kalın “hoş”ça kalın.