Günümüzde sosyal medya, başarı hikayeleri ve sürekli bir karşılaştırma kültürü içinde yaşamak, bireyleri farkında olmadan başkalarının hayatlarına odaklanmaya itiyor. Kim ne giymiş, nerede çalışıyor, hangi başarıya ulaşmış…
Bu tür sorular, zamanla iç dünyamızda sessiz bir yetersizlik duygusu üretmeye başlıyor. Oysa gerçek gelişim kıyasla değil, kendine odaklanmakla başlar.
Bir insanın yaşam yolculuğu, başkasının rotasına göre değerlendirilmemelidir. Her bireyin yetenekleri, olanakları, hedefleri ve hatta mücadeleleri birbirinden farklıdır.
Bu nedenle başkalarının yaptıklarına takılı kalmak, çoğu zaman kendi potansiyelimizi görmemize engel olur.
Başarının özü; kendini tanımak, sınırlarını fark etmek ve bu sınırlar içinde elinden gelenin en iyisini yapmaktır.
Yeni bir şey öğrenebilmek, kendine yeni bir ben daha ekleyebilmek; beni en iyi hissettiren şeylerden biri olmuştur…
Ufkunuzu daima açık tutun. Oluşturduğunuz rotanız hep aydınlık, ileriye dönük olsun.
Zaman zaman kulaklıkla son ses müzik dinler gibi, dış seslere kapatın dünyanızı, taa ki varış noktanıza ulaşıncaya kadar.
Hayatta iyi bir noktaya gelmiş olup da hiç hata yapmamış kimse yoktur.
Hatalarınız aslında sizin en kıymetli yoldaşınız. Çünkü sonunda başarmanızı onlar sağlıyor.
Hep şu sözü hatırla; Başarısızlık yere düşmek değildir, yere düşüp de kalkmamaktır.
Yarıştığınız tek kişi kendiniz olduğu noktada “bence şöyle yapsan daha iyi olurdu. Bana göre hata yapıyorsun, yok canım bu bana ters ” ve benzeri tümcelere, sizi eleştiren, oturdukları yerden yargı dağıtan cümlelere maruz kalacaksınız.
Hiç aldırış etmeyin. Bu doğru yolda olduğunuza işarettir. Ne mutlu size…
Yapabildiklerinize ve yeteneklerinize odaklanın. Önünüzde çözülmeyi bekleyen bir konu varsa elinizdekilerle neler yapabileceğinizi keşfedin, bakış açınızı değiştirin ve başkalarından yardım ve fikir almaktan da gocunmayın.
Yapamazsın edemezsin diyenleri hemen geçin, size yardım edenleri hiç bırakmayın.
İnsanlarla anlaşmazlık, hatta çatışmazlıklar yaşamak, mutlaka sizde kaygı oluşturacak diye bir şey yok. Yapıcı eleştirilere açık olun ama negatifliğe kapınızı kapatın.
İnsanların düşünceleri elbette önemli ve kıymetli fakat günün sonunda en çok güvenebileceğiniz insan sizsiniz.
İçgüdülerinize izin verin. İçgüdüleriniz kalpten gelir, en çok ihtiyacınız olduğu anlarda zihninizi ve kaygılarınızı kapatın, içgüdülerinize kulak verin.
Kendinizin farkına varın, ne yapabildiklerinize odaklanın başkalarının ne yaptıkları bizi hiç ilgilendirmiyor.
Başarılarıyla mutlu olur, takdir ederiz, başarısız olduklarında ise yeniden cesaretlendirir destek veririz.
Arkadaşlıklarımızı kurarken de, yakın çevremizde de bu meziyette insanlar biriktirmek önemlidir.
Hata ve başarısızlık, başarma sürecinin kilit taşlarıdır. Hata ve başarısızlık olmadan elde edilmiş başarı şanstır.
Hatta böyle elde edilmiş küçük bir başarı insanı çok büyük bir başarısızlığa da sürükleyebilir.
Dolayısıyla, küçük başarısızlıkları sevip kabullenmek çok daha hayırlıdır.
Ayrıca kendi hatalarıyla barışık olan, bundan ders çıkaran ve kabul eden insanların çok daha çekici bulunduklarını biliyor muydunuz? 😊
Hayat bir yarış değil, bir yolculuktur. Herkesin varış noktası ve hızı farklıdır.
Bu nedenle başkalarının ne yaptığına takılmak yerine, kendi yaptıklarınıza ve yapabileceklerinize odaklanın.
Çünkü gerçek huzur ve başarı, kendini aşanların yolundadır.
SAĞLIKLA KALIN “HOŞ”ÇA KALIN.
Sevgili Esra, yazılarını cok keyifle okuyorum lise yıllarında da çok güzel bir enerjin vardi herkese kucak açardin, derdine koşardin. Kaleminle yine aynı görevi üstlenmissin belli ki. Daim olsun Esracim.
AYLİN Öğretmenin
Oldukça yerinde tesbit
Erbakan hocanın mücadeleye başladığında krndisine yöneltilen hocam tek kişinin yapacağı bir iş midr bu, tek çiçekle bahar olur mu, eleştirisine şöyle cevap veriyor.
“Evet tek çiçekle bahar olmaz ama her bahar tek çiçekle başlar ”
Ve gerçekten öyle bir bahar başaldıki tek çiçekle şimdi o çiçekler ümmetin umudu oldu.
Yazı mükemmel , kişisel gelişim derslerinde okutulması gereken bir yazı olmuş.