• Anasayfa
  • Yazarlar
Salı, 3 Haziran, 2025
  • Giriş
  • Kayıt Ol
Hür Havadis
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
11 °c
Ankara
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Hür Havadis
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Anasayfa Genel

Bir Yazarın Çok Sessiz Ölümü

Ahmet Tek Yazar Ahmet Tek
24 Ağustos 2023
Genel
0 0
0
0
PAYLAŞIM
18
GÖSTERİM
Facebook'da paylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'ta paylaş

Muzaffer Buyrukçu’nun 17. Ölüm Yıl Dönümü Anısına…

“Müthiş yoksulduk. Sefalet içinde yüzüyorduk. Ben okuldan çıktıktan sonra sefertaslarını alıyor, Azak sinemasının karşısındaki Tıp Öğrenci Yurduna gidiyor, babamın doldurduğu yemekleri eve getiriyordum. Ama yetmiyordu. Altı çocuğa, ekmek, yemek dayanır mıydı? Giysilerimiz, konu komşunun, akrabamızın verdiği eski giysilerdi. Ayağıma bir ayakkabı alınana kadar okula takunyayla gidip geldim. Açtım.”

Bu satırların yazarı 28 Ağustos 2006’da toprağa verilmiş. Ne zaman öldüğü kesin değil. Bugün 24 Ağustos 2023. Salâh Birsel’in ‘Hacivat Günlüğü’ kitabını okuyorum. 1972-1975 arasındaki günlüklerini yazdığı “Kuşları Örtünmek” bölümünde bir cümleye takıldım.

Salâh Birsel, Cemal Süreya, Ali Püsküllüoğlu ve Haluk Aker bir akşamüstü Bade’de oturup laflamışlar… Cemal Süreya, Muzaffer Buyrukçu’nun ayakkabılarını hep karısına bağlattığını anlatmış. Elinden hiçbir iş gelmezmiş Buyrukçu’nun.

Muzaffer Buyrukçu’yu ‘Yüzün Yarısı Gece’ adlı öykü kitabıyla tanıdım. Farklı bir dili vardı. Daha sonra ‘Gece Bitmedi’ romanını okudum. Bazı kitaplarını da edinmiştim ama onların hiçbirine el bile sürmediğimi hatırladım.

Merak bu ya, bir insanın ayakkabısını bağlayamayacak denli elinden iş gelmemesi nasıl olur? Özürlü olmadığını biliyordum. Bir konakta el bebe gül bebe büyütülmüş de ayakkabısını bağlamaya alıştırılmamış, sonra da bu işi yapmaya üşeniyor olmalı diye düşündüm.

Hiç de öyle değilmiş. Hayatı çok zorlu geçmiş. Soyadının gereğini yapamamış. Yazının giriş paragrafı da Buyrukçu’nun kendi dilinden öyküsü.

Aşçılık, sütçü yamaklığı, kunduracı çıraklığı, gazetecilik, inşaat işçiliği, fresecilik, pedalcılık, kalorifercilik, kâtiplik ve İstanbul Toprak Mahsulleri Ofisi’nde memurluk yapmış. Birçok iş kolundan ekmek parası kazanmış. Sanat hayatına, kapıcı olarak çalıştığı Son Telgraf’ta yayımlanan öyküleriyle başlamış.

Salâh Birsel’in günlüğündeki gibi ayakkabısının bağcığını bağlayamayacak birine benzemiyor. Buyrukçu’nun son yılları da çileli geçmiş. Sağlık sorunlarıyla boğuşmuş. Son bir yılını evinde yaşam destek ünitesine bağlı olarak geçirmiş. Eşi Misli Hanım, galiba Alzheimer hastasıymış. Buyrukçu’nun öldüğünü fark etmeyip, uyuyor diyerek üzerine battaniye örtmüş.

Muzaffer Buyrukçu’nun vefatını wikipedia.org şöyle vermiş:
“26 Ağustos 2006 günü evinden gelen kötü kokular nedeniyle komşularının ihbarı sonucu yapılan polis aramasında İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesi Bağlarbaşı Mahallesi, Menekşe Sokak’taki evinde ölü bulundu. Birlikte yaşadığı eşi Misli Hanım’ın Alzheimer hastalığı nedeniyle Buyrukçu’nun ölümünün farkına varmadığı, uyuduğunu sandığı için üzerini battaniye ile örttüğü, ölümün beş gün önce gerçekleştiği anlaşıldı.”

Cenazesi, oğlunun yurtdışından gelişiyle 28 Ağustos 2006 günü Teşvikiye Camisi’nde kılınan ikindi namazı sonrası Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verilmiş.

Türk edebiyatının üretken yazarlarındandı. Öyküde asıl yapmak istediğini şöyle anlatmış:
“Öyküde asıl yapmak istediğim nedir biliyor musunuz? Yaşam kadar eşsiz, yaşam kadar sıcak, güzel, verimli, yaşam kadar zengin, yaşam kadar doğurgan, yaşam kadar saygın, yaşam kadar kutsal, yaşam kadar kudretli, yaşam kadar soylu, yaşam kadar yüce, yaşam kadar coşkulu, deli, çılgın verimlerin üzerine ölümsüz yapılar oturtmak… Hiç, eski püskü, sakızlaşmış, paspaslaşmış, çürümüş, bir yana itilmiş malzeme kullanmamak, benimle birlikte edebiyata giren, orda var olan, büyüyen, çoğalan “sözcük aileleri”ni, “sözcük imparatorlukları”nı öykülerimin aracılığıyla okurlara sunma onuruna ermek…”

Hayat bu, istediğimizi değil, istediğini sunar. Buyrukçu’nun ayakkabısından nerelere savruldum. Edebiyatın dehlizlerinde nice öyküler derin uykuda. Cahit Sıtkı Tarancı, ölüm karşısındaki duruşunu ifade ettiği dizelerde ne diyordu:
“Korkacak ne var bunda,
Bir parça metin olmak yeter.”

“Ben ölürsem ölürüm bir şey değil” diyen de Cahit Sıtkı’dır:
“Ben ölürsem ölürüm bir şey değil;
Ne olursa garip eşyama olur.
Bir hayır sahibi çıkar mı dersin,
Mektuplarımı iade edecek?
Ya kitaplarım, ya şiir defterim?
Yanarım bakkal eline düşerse.
Kim bilir bu döşek de kimler yatar,
Hangi rüyaları örter bu yorgan!
El sırtında böyle zarif duramaz,
Ismarlamadır elbisem, pardösüm;
Her ayağa göre değil kunduram;
Bu kravat ben bağladıkça güzeldir;
Bu şapkayı kimse böyle giyemez.”

Herkesin ayağı kendi kundurasında rahat eder. Başkasının kundurasını giymedim. Bağlıklarımı da kendim bağladım. Kundurasını bağlamasını bilmeyen birini hiç duymamıştım. Duyduklarım bana yetti. Cemal Süreya, o akşamüstü laflamasında, olsa olsa dostu Muzaffer Buyrukçu’nun soyadına esprili gönderme yapmıştır dedim.

Önceki Haber

Ankara Ülkü Ocaklarında Bayrak Değişimi

Sonraki Haber

KADINLAR DEĞERLİ MİDİR?

Ahmet Tek

Ahmet Tek

Sonraki Haber

KADINLAR DEĞERLİ MİDİR?

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

  • 381 Takipçi
REKLAM
  • Tarihte Bugün
  • Çok Okunanlar
  • Yazarlar

Tarihte Bugün; 2 Haziran 1970- Türk Yazar, Orhan Kemal Vefat Etti

2 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 1 Haziran 1911- Türk Hava Kuvvetleri Kuruldu

1 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 31 Mayıs 1237- Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Alaeddin Keykubat Vefat Etti

31 Mayıs 2025

Tarihte Bugün; 30 Mayıs 1453- Fatih Sultan Mehmet İstanbul Üniversitesi’ni Kurdu

30 Mayıs 2025

ÖĞRETMENİM BENİ FARK ET!…

29 Temmuz 2022

ANNELER CARİYE OLUNCA!…

1 Haziran 2022

HOŞGELDİN ASYA

25 Mart 2023

AYDINLIK YARINLARA

11 Mart 2022
Ahmet Tek

Ahmet Tek (130)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (92)

Dr. Adnan Küçük

Dr. Adnan Küçük (70)

Necati İLMEN

Necati İLMEN (59)

E. Enes Kara

E. Enes Kara (53)

Dr. İdris Tüzün

Dr. İdris Tüzün (48)

Sinan Tekin

Sinan Tekin (44)

Ali Murat Duman

Ali Murat Duman (41)

Bayram Baş

Bayram Baş (35)

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU (29)

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış (25)

Prof. Dr. Emre Güler

Prof. Dr. Emre Güler (22)

Ali Semerci

Ali Semerci (17)

Fatıma Zehra

Fatıma Zehra (14)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (12)

Esra Çakan Kandemir

Esra Çakan Kandemir (3)

İbrahim Eksilmez

İbrahim Eksilmez (2)

Son Haberler

Orhan Kemal Kimdir?

2 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 2 Haziran 1970- Türk Yazar, Orhan Kemal Vefat Etti

2 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 1 Haziran 1911- Türk Hava Kuvvetleri Kuruldu

1 Haziran 2025

EYVALLAH

31 Mayıs 2025
Hür Havadis

Kaliteli, doğru, güvenilir haberi sesi olmaya çalışıyoruz.

Bizi Takip Edin

Kategoriler

  • Belediyecilik
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Haftanın Şiiri
  • Kültür ve Sanat
  • Önemli Şahsiyetler
  • Oyun
  • Politika
  • Sağlık
  • Sanat ve Kültür
  • Siyaset
  • Son Dakika
  • Spor
  • STK Faaliyetleri
  • Tarihte Bugün
  • Tasavvuf
  • Teknoloji
  • Terör İle Mücadele
  • Türkiye

Son Haberler

Orhan Kemal Kimdir?

2 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 2 Haziran 1970- Türk Yazar, Orhan Kemal Vefat Etti

2 Haziran 2025

© 2021 Hür Havadis

Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Yazarlar
  • Giriş

© 2021 Hür Havadis

Hoşgeldiniz

Lütfen bilgileriniz ile giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni hesap oluşturun!

Kayıt olmak için formu doldurunuz

Tüm alanları doldurun. Giriş yap

Şifre hatırlatma

Şifre değiştirmek için kullanıcı adınızı veya emailinizi girin!

Giriş yap