Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulsunlar. (BAKARA suresi 186. ayet)
De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin! (FURKÂN suresi 77. ayet)
Duanın dili ne Arapçadır, ne Farsça… Duanın dili kalpten gelendir. Duanın dili evrenseldir. Makbul olan dua : ederken anlamını bilmediğimiz, telaffuz bile ederken zorlandığımız kelimelerle değil de; samimi içten kalbimizin diliyle kurduğumuz cümlelerdi. Duada asıl olan samimiyettir, muhattabımızın bizi bizden daha iyi bilen ve daha iyi tanıyan Allah olduğunu bilmektir.
Dua kötülüklere karşı bir kalkan, düşmanlarınıza karşı bir silahtır. Dua her anınızda size yoldaş, enerjinizi göğe yükseltecek bir güçtür. Dua şifadır. Dua arada hiçbir aracı olmadan Allah la konuşmaktır. Sürekli online… En yüce, en büyük ve en güçlü olanla; her zaman, her yerde ve her durumda açık bir hat… Bu Allah’ın insana nasıl muhteşem bir lütfu ve ikramıdır! Dua, Allah’a çıkarılmış davettir.
Bir de bilimsel boyutta duayı inceleyelim:
Evrenin yaradılış sistemi için, modern bilimin araştırma ve bulguları gösteriyor ki; dua bizler tarafından sistemin işleyişine etki edebilecek bir potansiyel taşır.
ABD ‘de yayınlanan ünlü haber dergisi ‘Newsweek’, 10 Kasım 2003 tarihli sayısında ‘Allah ve Sağlık: Din Bir İlaç mı? Bilim Neden İnanmaya Başlıyor? (God and Health:Is Religion Good Medicine? Why Science is Starting to Believe?)’ başlığı altında dinin iyileştirici etkisini kapak konusu yaptı.
Newsweek‘in anketine göre; insanların % 72’si dua ederek hastalıklarından daha çabuk kurtulduklarına, duanın iyileşmeyi hızlandırdığına inanıyor. ABD ve İngiltere’de yapılan araştırmalar, hastalar için dua etmenin, hastaların rahatsızlık belirtilerini azalttığını ve iyileşme sürecini hızlandırdığını sonucunu elde etti.
Michigan Üniversitesi‘nin araştırmasına göre, dindarların depresyon ve stres az görülürken, Chicago’daki Rush Üniversitesi‘nin anjiyo operasyonu gerçekleştiren 750 hasta üzerinde yaptığı bir başka araştırmada da ‘duanın iyileştirici gücü’ bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Dua okuyan kalp hastalarının, ameliyattan sonraki birkaç yıl içinde ölüm oranlarının % 30 daha az olduğu tespit edilmiştir.
Columbia Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada üreme sorunları yaşayan kişiler için düzenli olarak dua okunmuştur. Bu kişilerde döllenmenin başarı oranı yüzde 8’den yüzde 16’ya çıkmıştır. Embriyonun sağlıklı bir şekilde büyüme ihtimali ise yüzde 25’ten yüzde 50’ye yükselmiştir.
Bu konuda yapılan araştırmalar bu örneklerle sınırlı değildir. San Francisco Hastanesi’nde 393 kalp hastası üzerinde yapılan başka araştırmada, 150 hasta için düzenli olarak dua edilmiş, tanımadıkları kişilerin kendilerine dua ettiği bu hastaların, ilaç tedavisine daha çabuk cevap verdikleri ortaya çıkmıştır.
Bilimsel verilerin de sonuçlarına bakacak olursak; dua Yaradan’ın yarattıklarına sunduğu akıl sır erdirilemeyen ışık hızında ilerleyen en güzel mucizesidir.
Dua umudunuzdur. Bir şeyin olmasını çok istersiniz ve onun için dua edersiniz. Duanızın kabul olmasını umutla beklersiniz. Çünkü bilirsiniz RABBİM OL DERSE OLUR. Onun kudretine akıl sır erdirilmez.
Dua, hem fizyolojinize hem de psikolojinize en iyi gelecek ilaçtır. Bugün öyle görünüyor ki, duanın gücü hayatımızdaki her noktayı etkiliyor. Her ne kadar son zamanlarda duadan uzaklaşıldığı düşünülse de bence insanlar bugün kişisel problemlerini çözmede ellerindeki en büyük gücün dua olduğunun farkındalar.
0 zaman önce kendinizi, sonra da sevdiklerinizi dualarınızla bol bol iyileştirin. Duayla kalın. “HOŞÇA ”kalın.