• Anasayfa
  • Yazarlar
Pazartesi, 25 Ağustos, 2025
  • Giriş
  • Kayıt Ol
Hür Havadis
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
11 °c
Ankara
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Hür Havadis
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Anasayfa Genel

Gül Goncası ile Oruç Açmak

Ahmet Tek Yazar Ahmet Tek
18 Mart 2025
Genel
0 0
0
0
PAYLAŞIM
19
GÖSTERİM
Facebook'da paylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'ta paylaş

Ah, çocukluğumun ve ilk gençliğimin güzel ve uzun günleri! Ah ah, o yaz ramazanları! Anadolu kasabalarında yaz oruçları çocuklar için susuzluktan ve açlıktan çok kokulara karşı sabır sınavıdır. Kayısı ve şeftali kokuları bir yandan, kavun ve karpuz kokuları bir yandan buram buram tüter. Kızarmış domateslerle kütür kütür salatalıkları sakın masum sanmayın. Salkım salkım iri taneli üzümleri ve közde pişmiş mısırı, buz gibi ayranı, keçi sütünden yapılmış dövme dondurmayı, geniz yakan gazozu unutmuş değilim.

Yaz, sebze ve meyve kokularının tüm canlıları kasıp kavurduğu mevsimin adıdır. Anadolu’’nun bozkırları tahıl kokar, toprak kokar, ayçiçeği kokar. Güneşin ısısından daha çok yaz nimetlerinin kokusu kavurur oruçluların içini.

Çocukluğumun geçtiği 35 bin nüfuslu ilçede bahçe içinde ahşap kâgirden tek katlı yaşlı bir evimiz vardı. 1900’lerin başlarında yapılmış evimizin çiçekli bahçesi gözümün önünde. Kayrak taşlarıyla örülü bahçe yolumuzun sağ yanında envai çeşit çiçek olurdu. Sol taraf yüz metrekareden biraz büyük bir havuzdu. İçi mümbit toprakla doldurulmuş bir havuz. Domates, biber, patlıcan, yer elması, maydanoz, kişniş, soğan, sarımsak ve turp ektiğimiz havuz, havuzluktan çıkmış, şirin evimizin serası olmuştu. Yeşil yeşil bakan, türüm türüm kokan, sebze bahçesine dönüştürülmüş bir havuz.

Çiçek benim için öncelikle gül demekti. Katmer katmer yediveren güller içinde, kokusu en yoğun olanı pembe güllerdi. Gerçek gül kokusu pembe olanlarla kırmızı Isparta’dadır. Diğer renkte olanlar meyvemsi, (kayısı, elma, kiraz, vanilyayla karışık) menekşe veya karanfil ağırlıklı kokar. Gülün, baharat, ballı tatlı, narenciye kokanı bile vardır.

Gül kokusu sabahın serinliğinde inanılmaz keskin ve yoğundur. Saatlerce güneşin sıcak tavasında pişen gül çiçekleri ve açmaya hazır iri goncalar ikindi sonrası kendilerinden geçer, kokuları da ağırlaşır.

Yetmişli yılların başları. Pembe güllere adeta burnumu sokup kokusunu derin derin içime çekmeden evden çıkmazdım. Gül çiçeğinden gelen kokular aklımı başımdan alırdı. Bir gün yine pembe güllerin arasındaydım. Koklamak istediğim irice bir tomurcuk, yeşil çanak yapraklardan kopuverdi. Avucuma aldım, yarısına kadar su doldurduğum bir çay bardağına koydum. Öyle güzel bir koku yayıyordu ki, birkaç kez kokladım. Sonra içimde gülü çiğneye çiğneye hem kokusunu hem tadını alma isteği uyandı. Oruçlu olduğumu hatırlayınca vazgeçtim. Fakat aklıma bir fikir geldi; orucumu gül goncasıyla açacaktım. Öyle yaptım. İftarı pembe gül goncasının yumuşak taç yapraklarıyla açtım. Aman Allah’ım, öyle bir aroma, öyle bir lezzet olur muymuş? Biraz çok çiğneyince acılaştı. Ama gül goncasıyla açtığım yaz orucunu hiç unutmadım. Her ramazan ayında gülün kokusunu ve lezzetini hissederim.

Daha sonraki günlerde iftar soframızda gül suyu da yer aldı. Annem, güller solup düşmeden taç yapraklarını toplamaya başladı. Onları yıkadıktan sonra bir şişeye doldurdu. Üzerine su ilave edip şişenin ağzını tülbentle sardı. Şişeler, pancurlu pencerelerimizin dövme demirlerine boy boy sıralandı. İki veya üç gün geçince şişelerdeki su pembeye dönüştü. Şişeler bir tencereye süzüldü, az limonlu bir şerbetle karıştırıldı. İftar öncesi hazırlanan gül suyu, ramazanın sonuna kadar soframızdan eksik olmadı.

Gül reçeli tutkum da çocukluğumdan kalmadır. Gül yapraklı, gül kokulu reçele dayanamam. Gül yaprağı diriliğini kaybedip erimişse o reçele ellemem. Güllü lokumları ilk kez Ankara’ya geldiğim yıl Hacıbekir’de tattım. Sonra Uzungil, Safranbolu ve Afyon’un güllü lokumlarını keşfettim.

Ramazanlar bana gül kokulu evimizi, elleri gül, saçları gül suyu kokan annemi, sıcak aile yuvamızı, pembe gülün nazik ve sıcak kokusunu, gül goncasıyla orucunu açan kara saçlı, kara benizli, kokulara sevdalı, gelecekten büyük umutları olan yeni yetme bir erkek çocuğunu hatırlatır.

Bitkilerin çiçekleri çoğunlukla güzel kokular yayar. Bunu çocuk yaşlarımda öğrendim. Çiçekli bitkilerdeki kokulu maddelerin kolayca buharlaşabilen kimyasal bileşikler olduğunu ise büyüyünce öğrenecektim.

Bitkiler kokularını çoğunlukla polen taşıyan canlıları kendilerine çekmek amacıyla salgılarmış. İlk amaç üremekmiş. Bitkiler ayrıca hastalıklardan korunmak ve kendilerine zarar veren canlıları uzaklaştırmak amacıyla da koku yayabilirmiş. Bir çiçeğin kokusu farklı kimyasal bileşiklerden kaynaklanabilirmiş. Bazı gül türlerinde 100 farklı koku veren kimyasal bileşikler bulunuyormuş.

Gül, insanlık tarihi boyunca büyüleyici bir çiçek olarak kabul edilmiş ve her kültürde özel bir yere sahip olmuş. Gülün en çekici özelliği, muhteşem kokusu. Gül kokusu, tarih boyunca insanları etkilemiş, ilham vermiş ve tedavi edici bir güç olarak kabul edilmiş.

Eski Mısır’da gül yağı, güzellik ritüellerinde ve mumyalama süreçlerinde kullanılmış. Aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nda gül yaprakları, yatak süslemesinden ziyafet sofralarının dekorasyonuna kadar birçok farklı amaç için değerlendirilmiş.

Orta Doğu ve Hint kültürlerinde gül kokusu, zenginlik, aşk ve duygusal iyilik hali ile ilişkilendirilmiş. Hint geleneklerinde, gül yaprakları ve gül suyu, evlilik törenlerinin ve dini ayinlerin bir parçası olmuş. Bizde de mevlütlerde cemaate gül suyu ikram edilir.

Doğu edebiyatında gül ve bülbül aşkın sembolü olarak kullanılmış. Benim güllü şiirler içinde en sevdiğim; Yahya Kemal Beyatlı’nın “Rindlerin Ölümü”dür. İlk mısrası; “Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış”, diye başlayan şiir “Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.” diye biter. Oscar Wild’ın “Mutlu Prens ve Diğer Hikâyeler” kitabında yer alan “Bülbül ile Gül” öyküsünü okuyup da ağlamayan yoktur.

Yıllar içinde en beğendiğim koku portakal çiçeği oldu. Portakal çiçeği kokusunun bende oluşturduğu duyguyu tarif edemem. Onu tahtından indirecek bir başka kokuyla tanışmadım. Ama çocukluğumun ve ramazanlarımın has kokusu güldür. Gül benim mübarek çiçeğimdir. Gül kokulu oruçlar sizlerle olsun.

Önceki Haber

Tarihte Bugün; 18 Mart 1915- Çanakkale Zaferi ve Şehitlerini Anma Günü

Sonraki Haber

Tarihte Bugün; 19 Mart 1866- Osmanlı Hükûmeti Süveyş Kanalı’nın Açılmasına İzin Verdi

Ahmet Tek

Ahmet Tek

Sonraki Haber

Tarihte Bugün; 19 Mart 1866- Osmanlı Hükûmeti Süveyş Kanalı'nın Açılmasına İzin Verdi

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

  • 381 Takipçi
REKLAM
  • Tarihte Bugün
  • Çok Okunanlar
  • Yazarlar

Tarihte Bugün; 25 Ağustos 1499 – Küçük Davut Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması İle Venedik Donanması Arasında Gerçekleşen Sapienza Deniz Muharebesi, Osmanlı’nın Zaferiyle Sonuçlandı

25 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 24 Ağustos 1516- Mercidabık Savaşı: I. Selim’in Ordusu Memlük Ordusunu Yendi

24 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 23 Ağustos 634 – İlk İslam Halifesi, Hz. Ebu Bekir Vefat Etti

23 Ağustos 2025

Ebulfez Elçibey Kimdir?

22 Ağustos 2025

ÖĞRETMENİM BENİ FARK ET!…

29 Temmuz 2022

ANNELER CARİYE OLUNCA!…

1 Haziran 2022

HOŞGELDİN ASYA

25 Mart 2023

AYDINLIK YARINLARA

11 Mart 2022
Ahmet Tek

Ahmet Tek (132)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (92)

Dr. Adnan Küçük

Dr. Adnan Küçük (74)

Necati İLMEN

Necati İLMEN (63)

Sinan Tekin

Sinan Tekin (48)

Dr. İdris Tüzün

Dr. İdris Tüzün (48)

Ali Murat Duman

Ali Murat Duman (41)

Bayram Baş

Bayram Baş (35)

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU (29)

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış (26)

Prof. Dr. Emre Güler

Prof. Dr. Emre Güler (22)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (17)

Fatıma Zehra

Fatıma Zehra (14)

Esra Çakan Kandemir

Esra Çakan Kandemir (11)

İbrahim Eksilmez

İbrahim Eksilmez (2)

Son Haberler

Ahit’li Toplum-1

25 Ağustos 2025

2025 YKS Yerleştirme Sonuçları Açıklandı

25 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 25 Ağustos 1499 – Küçük Davut Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması İle Venedik Donanması Arasında Gerçekleşen Sapienza Deniz Muharebesi, Osmanlı’nın Zaferiyle Sonuçlandı

25 Ağustos 2025

Balıkesir’in Sındırgı İlçesinde 4,8 Büyüklüğünde Deprem

24 Ağustos 2025
Hür Havadis

Kaliteli, doğru, güvenilir haberi sesi olmaya çalışıyoruz.

Bizi Takip Edin

Kategoriler

  • Belediyecilik
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Haftanın Şiiri
  • Kültür ve Sanat
  • Önemli Şahsiyetler
  • Oyun
  • Politika
  • Sağlık
  • Sanat ve Kültür
  • Siyaset
  • Son Dakika
  • Spor
  • STK Faaliyetleri
  • Tarihte Bugün
  • Tasavvuf
  • Teknoloji
  • Terör İle Mücadele
  • Türkiye

Son Haberler

Ahit’li Toplum-1

25 Ağustos 2025

2025 YKS Yerleştirme Sonuçları Açıklandı

25 Ağustos 2025

© 2021 Hür Havadis

Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Yazarlar
  • Giriş

© 2021 Hür Havadis

Hoşgeldiniz

Lütfen bilgileriniz ile giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni hesap oluşturun!

Kayıt olmak için formu doldurunuz

Tüm alanları doldurun. Giriş yap

Şifre hatırlatma

Şifre değiştirmek için kullanıcı adınızı veya emailinizi girin!

Giriş yap