Anadolu topraklarından Avrupa’ya yayılan ve Hristiyan kilise duvarlarında ki resimlere ve heykellere karşı çıkarak bunu inançlarına uygun bulmayan, yaratıcıya dua etmek için papazlara, din adamlarına ve objelere ihtiyaç duyulmadan doğrudan doğruya yaratıcıya dua edilmesi gerektiğini savunan Katharlar yani Pavlikanlar, Katolik Hristiyan dünyası tarafından pek hoşnut karşılanmamışlardır. Pavlikanlar, İsa peygamberin bir hanımı ve bir çocuğunun olduğunu da iddia ederler, ayrıca kutsal kâse denilen yani İsa peygamberin çocuğunu ve onun neslini korumayı misyon edinmişlerdir.
Ortodoksların baskısından kaçıp Avrupa’ya yerleşen Pavlikan’lar bu seferde Katoliklerin ağır saldırılarına ve zulümlerine maruz kalmışlardır. Kilise, Pavlikan’ ları sapkınlıkla suçlayarak imha girişiminde bulunmuş, oluşturulan haçlı orduları ve engizisyon mahkemeleri aracılığıyla on binlerce kişiyi katledilip soykırıma uğratarak öğretilerini yaymaları yasaklanmıştır. Zamanımız da ise Pavlikan’ lar kimliklerini saklayarak yaşama biçimini benimsemiş durumdadırlar.
Eskiden beri Hristiyan dünyası tarafından Pavlikan’ların ötekileştirilmesi İslam – Roma, Bizans savaşında Müslümanların yanında yer almışlarını kolaylaştırmış hatta Selçuklu ve Osmanlı Türklerine birçok alanda fayda sağlamışlardır. Pavlikan’ lar, fikir olarak İslam’a büyük bir sevgi duyarlar çünkü mabetlerde resim, ikon bulundurmamak ayrıca putlara karşı çıkmak ve yaratanla olan ilişkilerde bu araçları araya koymamak Pavlikan’lar ve İslam arasında ki birlikteliği güçlendirmiştir.
Türkiye ile olan ilişkilerini, küreselcilerin yeni bir din oluşturma çabalarına karşı birlik olma gerçeği ortaya çıkartıyor. Bu oluşum onların artık kimliklerini gizlemek yerine açığa çıkarak hak din üzerinde mücadele etmelerini zorunlu kılıyor.
Bir Rus siyasetçinin son günlerde dile getirdiği; “İstanbul meselesi bitmemiştir” cümlesi Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştirilmesi hedeflerini ortaya koyarken, gelecekte Pavlikan’ lar, onlar için büyük tehlike olarak görülebilir. Pavlikan’ ların örgütlenerek şimdilerde harekete geçmesi için İsa (as) ‘ın çağrılarının etrafında toplanmaları büyük önem arz ediyor.
Birçok inanç için önemli kabul edilen İstanbul bu fevkalade konumuyla alternatif bir pozisyon daha elde ederek dünya din başkenti olma özelliğini içinde barındırıyor.
Hedefimiz olan Kanal İstanbul projesiyle oluşacak ada, sadece stratejik ve ekonomik kazanımlarının yanı sıra İslam, Hristiyan ve diğer inanç sistemlerini birleştiren tek din ve tek tanrı gerçeğinin hazırlığıdır.
Ezoterik, Pagan ve Hristiyan inançlarının İslam’la birleştirilmesi için, gerçek inananlardan on iki havarilerin kendilerince kutsal sayılan mezarları, kaçırılan kemikleri ve çeşitli objelerin ayrıca ahit sandığının ’da ortaya çıkartılması ve bu işlerin tarafımızdan yapılması gayet önemli olacaktır.
Gelecekte Ada İstanbul diyeceğimiz yerleşim yerinde Palvikan’ ların Alevilerle olan geçmişten gelen olumlu ilişkileri, tek din olgusunun Alevileri de kapsayarak İslam’ la birleştirmesine yol açacaktır.
Bu bakımdan, inanç sahibi insan olarak kalmak isteği bu adadan dünyaya ilan edilecektir.
Oluşacak bu yapıda ki amaç; Ada İstanbul’un bir davet niteliği taşımasıyla ezoterik ve pagan gizli inanç örgütlerini, soyut ve somut dinleri bu bileşkenin içinde eritmektir.
Hristiyan ve ezoterik yapıların İslam’da birleşmesiyle oluşacak çok kültürlülük yeni bir mezhebin doğması gerekliliğini ortaya çıkarmasıyla, konu üzerinde çalışmalar yapılmasını’ da zorunlu kılıyor.
Ezoterik haç ve gül kardeşliği, tapınak şövalyeleri, kurukafa kemik, Budizm, ve bizim için çok önemli olan İslami bir cemaatin fani olma ve ölümsüzlük felsefelerinin ortak bir paydada buluşmasıyla, örgütlerin bu çalışmaya yapacakları katkılar çok önemli bir yer tutacaktır.
Bundan en zarlı çıkacak olan Çin’dir çünkü bu hedef ve strateji Çin öğreti sistemini bir anda yalnız bırakarak etkinliğini ortadan kaldıran bir hamledir.
Tebrikler👏
👏👏👏
İnsanın karısının magdelana olduğunu ve bu kadından 1 oğlu olduğunu Leonardo da vinci nin yapmış olduğu son yemek adlı eserinden de anlaşılır hatta insanın sağ yanındaki kadının karısı magdelana olduğunu görürsünüz
Ayrıca son yemek adlı eserinde isanın sağ tarafında en son masanın başındaki havari bu masada kadının işi ne dediğinde o benim eşimdir dediğini hatta içinizden biri beni ihbar ve ihanet edecektir dediğini herkes bilir.
İsa çarmıha gerildikten sonra 2 ci Y.Y dan sonra tanrısal güç olduğunu ve bekar olduğunu kabul eden kilise karısını bir fahişe olarak lanse ETMİŞTİR
SAYGILARIMLA
Cok guzel bir konu yine tsk ederiz
Gayet açıklayıcı bir yazı olmuş emeğine saglık
Çok ilginç bir yaklaşım olmuş
Tek kelimeyle muhteşem 👋