Siyonist soykırımcı terör yapılanması İsrail 7 Ekimden bu yana hiçbir hukuki, ahlaki, vicdani ilke ve kural tanımaksızın katliamlarına devam ediyor.
Katledilen Filistin’li kardeşlerimizin çok büyük ekseriyeti, masum bebekler, savunmasız kadınlar, yaşlılar, eli silahsız, açlık sınırında yaşayan mazlum insanlar.
Son zamanlarda bütün insani yardım çabaları engellendiği için, açlıktan ölümler yaşanmaya başladı. Açlıktan ölenlerin birçoğu bebekler, çocuk yaşta kişiler.
Katliamların başlarında Batılı ülkeler ve halklar, katliamları İsrail’in meşru savunması kapsamında değerlendirerek destek veriyorlardı.
İşgaller, katliamlar, bombalamalar o kadar dayanılmaz ve acımasız boyutlara ulaştı ki, artık dünyanın her tarafından vicdan sahibi insanlar, kuruluşlar, sanatçılar, sporcular artan tonda ve sayıda, Siyonist İsrail’e üst perdeden tepkilerini ortaya koymaya başladılar.
Artık üç-beş kişi değil, on binlerle, yüzbinlerle ifade edilen insanlar meydanlara çıkarak Gazze’de yaşanan soykırımı lanetliyorlar.
Bazı yabancı ülkelerde on binlerce seyirci, maç izlemek için geldikleri Stadyumlarda en yüksek perdeden soykırım lanetliyorlar.
Bazı yabancı ülkelerdeki Üniversitelerde düzenlenen mezuniyet törenlerinde öğrenciler yüksek sesle Gazze’deki katliamı telin ediyorlar.
Aslında Batılı ülkelerde Gazze konusuna en geç ilgi duyan kesim sanatçılardır. Artık katliamlar, vicdanları o kadar yaralar, hatta parçalar hale geldi ki, bazı ünlü sanatçılar da soykırımı yürekten lanetlemeye başladılar, lanetlemelerini on binlerce izleyicilerin yüreklerini konuşturarak yükselttikleri gür sesleri ile birlikte gerçekleştirmeye başladılar.
Kısaca Almanya’dan Hollanda’ya, Avustralya’dan İtalya’ya, İspanya’dan Japonya’ya, Avusturalya’dan Meksika’ya onlarca ülkede yaşayan vicdan sahipleri, meydanlara, caddelere, sokaklara, sahillere toplanarak, Gazze soykırımını gerçekleştiren İsrail’i lanetliyorlar.
Hatta ülkemizin müzmin düşmanı olarak bilinen Yunanistan’da da vicdanlı insanlar İsrail soykırımına karşı ayaklanmış durumdalar.
Filistin’le dayanışma sergilemek ve İsrail’in ablukasını kırmak için 50 kadar ülkenin desteğiyle Küresel Sumud Filosu adıyla oluşturulan uluslararası sivil yardım filosuna bağlı tekneler, 31 Ağustos’ta İspanya’nın Barselona kentinden Gazze’ye doğru yola çıktı.
Filo sözcüsüne göre toplam 34 tekne, yaklaşık 500 ton insani yardım taşıyan yaklaşık 600 kişiyle göreve katıldı. Tüm dünyayı saran küresel vicdan patlamasından rahatsız olan Siyonist İsrail Tunus’taki Küresel Sumud Filosu’na, 8 ve 9 Eylül gecelerinde dron saldırısı düzenledi.
Küresel Sumud Filosu, şimdiye kadar Gazze’ye doğru yola çıkan en kalabalık filo olma özelliğine sahip. Temel amaç, İsrail’in Gazze ablukasını kırmak için şimdiye kadar yapılan en büyük girişimle Filistinlilere yardım ulaştırmak.
Peki, bu küresel vicdan ateşinin tutuştuğu bu insanlar kimler?
Bunların hepsi Müslüman mı; yoksa Müslüman olmayanlar da var mı?
Bir kere küresel ölçekte lanetleme ateşini tutuşturanların çok büyük ekseriyeti Müslüman olmayan vicdani ve ahlaki duyarlılığı en düzeyde olan insanlardır.
Hatta başta Suudi Arabistan, Küveyt, Mısır olmak üzere çoğu İslam ülkesinin halklarından, Gazze’de yaşanan katliamlara yönelik “ÇIT” diye bir ses bile çıkmamaktadır.
Bu ülkelerde yaşayan ve Müslüman oldukları söylenen halkların, başlarındaki diktatör yöneticilerden korkularından mı yoksa, vicdanları kömürleştiği, Müslümanlara yapılan zulümlere duyarsızlaştıkları, insani ve vicdani hislerini kaybettikleri için mi bilemem, ama sesleri çıkmıyor.
Türkiye, Pakistan vb. birkaç İslam ülkesi hariç, Müslüman toplumlardan ses çıkmıyor. Hatta İsrail’in bombaladığı İran’dan bile Gazze’deki katliamlara yönelik pek ses soluk çıkmıyor.
Bundan da anlaşılıyor ki;
* Zulme ve haksızlığa karşı şiddetle tepki verme eğilimini ateşleyen “Vicdan” sahibi olmak için, Müslüman olmak şart değildir; her dinden insan vicdani hassasiyete sahip olabilir; hatta hiçbir dini inancı olmayan bazı insanlarda da vicdani hassasiyet söz konusu olabilir.
* Bir kısmı İsrail’de bir kısmı diğer Batılı ülkelerde yaşayan bazı Yahudiler bile İsrail’in soykırım katliamları karşısında “VİCDANΔ bir duruş sergileyerek tepkilerini gösterebilmektedirler. Nitekim Tel Aviv Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde düzenlenen doktora mezuniyet töreninde, tıp fakültesi öğrencisi Yael Harrari sahnede dikkat çeken bir protestoya imza attı. Harrari, cübbesini açarak üzerinde “Soykırım yapma” yazan tişörtü gösterdi.
* Vicdanları kömürleşmiş bazı Müslümanların Gazze’de yaşananlara karşı duyarsızlıkları, insanı en çok kahreden bir durumdur. Vicdanını kömürleştirmiş bir Müslüman yerine vicdan sahibi Gayr-ı Müslim’le iyi ilişkiler kurulması uygun hale gelmiş görünüyor.
* Batıda yaşananlar iki boyutludur. Birincisi başta Almanya, İngiltere, Amerika olmak üzere çoğu Batılı ülkelerin yöneticileri, İsrail’i tüm güçleriyle desteklemektedirler.
İkincisi, bu ülkelerde yaşayan ve İsrail’in soykırım katliamlarına karşı vicdani tepkileri üst düzeylere çıkan halk kesimleridir. Nitekim bu ülkelerin çoğunda, İsrail’in soykırım katliamlarına karşı yapılan gösterilere en ufak taviz vermemeye çalışıyor, gösterilere katılanları karga-tulumba tutukluyorlar.
Burada okyanustan bir damla kabilinden bazı tepkilere kısaca yer vermek istiyorum:
İsrail’in katliamlarına gözyaşları içinde tepki veren Batılı bir hanımefendi, “Arap ülkeleri nerede, Müslümanlar nerede, Gazze’deki kadınlara yapılanlara neden sessiz kalıyorlar, neden İsrail’in soykırımcı politikaları karşısında sessizler” diye haykırıyor.
Vicdanlı İspanyol seyirciler, İsrail’den gelen bisikletçileri yarışa almadılar. İspanya Dışişleri Bakanı J. M. Albares, İsrail takımının yarıştan çıkarılmasını desteklediğini açıkladı.
İspanya’da İsrail’in soykırım katliamlarına karşı vicdan sahibi geniş halk kesimleri ile Hükümet arasında bir dayanışma söz konusudur.
Slovenya Başbakanı Robert Golob, BM Genel Kurulu’nda kürsüye yumruğunu vurarak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya, “bu savaşı hemen durdurması” çağrısı yaptı.
Dünyaca ünlü Portekizli futbolcu Cristiano Ronaldo Filistinli mazlumlara destek vermek için şu açıklamaları yaptı: “Neler olduğunu görmüyor musunuz? Filistin halkı hayal bile edilemeyecek kadar acı çekiyor. İsrail güçleri onları acımasızca bombalıyor. Gazze moloza dönüşüyor. Çocuklar ağlıyor, anne babaları cansız yatıyor. Dünya sessiz kalıyor. Gazze’deki hava kan ve keder kokuyor. Her zaman Filistin halkının yanında oldum”.
Amerikalı Ünlü oyuncu ve film yönetmeni Mark Alan Ruffalo Gazze’deki Kıtlık İçin Harekete geçti. Ruffalo, “Almanya, Avrupa, bir şey yap! İngiltere, bir şey yap! Biz burada oturup Gazze’de olanları mı izleyelim? Bu delirtici! İnsan yüreği Gazze için paramparça oluyor! Bir şeyler yapın!” diye haykırarak, vicdanının sesini en üst perdeden seslendirdi.
Bir İngiliz Pop sanatçısı Bob Vylan, iki yüzbin kişinin kendisini izlediği bir konserinde, tüm izleyicilerine coşkulu bir şekilde “Filistin’e hürriyet, İsrail ordusuna ölüm, Nehirden Denize Filistin hür olacak inşaallah” şeklinde tezahürat yaptırdı. Dünyaca ünlü rock yıldızı Rou Reynolds, yüzbinlerce izleyicilerinin coşkulu destekleri eşliğinde benzer tepkilerini ortaya koydular. GBPS İngiliz rapçi Workrate, Filistin için yazdığı “Gazze” isimli parçalarına bir yenisini ekledi.
91 yaşındaki Ünlü İngiliz oyuncu Michael Caine, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırılara sessiz kalmayarak, insani yardım çağrısında bulundu. Paylaşımlarında sivil ölümlerine ve çocukların yaşadığı travmalara vurgu yapan Caine, “Hiçbir savaş, çocukların hayatından daha değerli değildir” ifadesini kullandı.
Bunlar İngiltere’deki sanatçılardan sadece bazılar.
Latin Grammy tarihinin en çok ödül alan sanatçısı Porto Rikolu rapçi Residente, Meksiko’daki Zócalo’da Filistin’le dayanışma göstermek için şehir tarafından desteklenen ücretsiz konseri kullandı. Gazze’den mülteci Abed ailesini, dünyanın en büyük meydanlarından birinde “Palestina Libre!” (Özgür Filistin!) sloganlarının yankılandığı 180.000 kişilik bir kalabalığın önünde sahneye çıkardı.
Aralarında dünyaca ünlü oyuncu ve yönetmenlerin de olduğu 1300’den fazla sinemacı, Gazze lehine boykot kararı aldı.
Filistin için ses çıkaran, konserlerde veya sokaklarda bayrak açan ünlü isimlerden bazılarının isimler şunlar: Amerikalı rapçi Macklemore, Filistinli şarkıcı Saint Levant, Faslı rapçi ElGrande Toto, Amerikalı yayıncı IShowSpeed, İspanyol rapçi MORAD, İtalyan rapçi Baby Gang, Fransız rapçi Soolking, İtalyan rapçi Ghali, Amerikalı model Bella Hadid, Fransız rapçi Lacrim.
ABD Başkanı Trump, soykırımcı İsrail’e desteği sebebiyle Washington’da bir restoranda protesto edildi: tepki verenler “Trump çağımızın Hitler’idir. Hür Filistin!” diye tezahürat yaptılar.
Amerikalı papaz Chuck Baldwin, Amerikan rejimini ve evanjelik kiliseleri ve rahiplerini eleştirdi. “Evanjelik papaz ve kiliseler işgalci İsrail’i destekliyor. Siyonist rejimin Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen ve İran’da gerçekleştirdiği katliamları destekliyorlar. Bu da artık vicdan sahibi insanları Hıristiyanlıktan uzaklaştırıyor” dedi. Papaz Baldwin, Amerikalıların şu anda kitleler halinde Protestanlığı terk edip mezhep ya da din değiştirdiğini, Müslüman olduğunu ifade etti.
Çin’de bile, “Filistin halkı için Pekin’de barışçıl bir protesto” yürüyüşü düzenlenerek onbinlerce Çinli Free Free Palestine (Hür Hür Filistin) tezahüratları yaptılar.
Zulme karşı çıkan Fransız Paris Saint Germain FC taraftarları Parc de Princes’de Filistin ve Lübnan için hazırlanan mükemmel bir koreografiyle zulme karşı en gür seslerini yükselttiler. Ünlü Fransız DJ Snake’in de Filistin bayrağını açtığı bu görüntülerle gür bir haykırışla Özgür Filistin Özgür Lübnan tezahüratları ile yeri göğü inlettiler.
“Filistinlileri öldürüp tatile geliyorlar. Defolun. Gidin” diye tepki veren İspanya’nın Vigo kentinde bir Lokanta çalışanı, “ben size yemek servis yapmam” diyerek İsraillileri restorandan kovdu.
Amerikalı ünlü şarkıcı Madonna, Gazze için Papa’yı göreve çağırdı, ruhani lidere ”bölgeye git” diye seslendi.
İspanya’nın Valensiya Havalimanı’nda kalkış sırasında uçakta soykırım şarkıları söyleyen 50 kişilik İsrailli kafile uçaktan atıldı ve grubun yöneticisi gözaltına alındı.
Yunanistan’da Filistin’e destek vermek isteyen bir grup, yaptıkları eylemle, İsraillileri taşıyan kruvaziyerin Siros Adası’na yolcu indirmesine izin vermedi.
İrlandalı MMA dövüşçüsü Paddy McCorry İsrailli rakibini mağlup edip Filistin Bayrağını açarak ‘Filistin’e özgürlük’ diye bağırdı.
İtalyan milletvekili Angelo Bonelli, İsraile sessiz kalan Başbakan Giorgia Meloni’ye sert tepki gösterdi.
Bütün bunlar, tüm dünyada vicdani hassasiyetleri yüksek olanların verdikleri yaygın ve gür sesli tepkilerin sadece binse birisi. Artık vicdanları tutuşmuş olan bu insanlar, hem tüm insanlığa Filistin’e yönelik desteklerini haykırıyorlar, hem de yönetimlerini zorluyorlar.
Bu vicdan ateşine karşı duranlar, muhtemelen yakın gelecekte yıkılacaklar.
Yıkılacak rejimlerin başında Müslüman ülkelerdeki dikta rejimleri olacaktır.
Dünyayı saran vicdan ateşi, hem Siyonist İsrail’i, hem de onları destekleyen Batılı güçlerle Müslüman ülkelerin siyonist destekçilerini yakacaktır.
İki seçenek var: Ya Siyonist İsrail’i destekleyenler vicdan ateşinde yanıp yıkılacaklar, ya da Filistin’e destek vererek, geleceklerini garanti altına alacaklar.
Bu vesileyle tüm İslam Ülkelerine ve toplumlarına haykırarak sesleniyorum:
“Yönetimlerinizi ve halkınızı bu vicdan ateşinden korumak için Filistin’i tüm gönlünüzle kucaklayarak destekleyiniz. Aksi takdirde, imanlarının aksine hareket ederek katliamı desteklemenin en ağır bedelini, rejimleri yıkılarak ödeyeceksiniz. Aslında bu bedeli siz yöneticiler ödeyeceksiniz, toplumunuz ise hürriyetine kavuşacaktır. Bu hürriyet İslam baharının habercisi olacaktır”.
Bu bölgede istikrarlı, adil yönetimlerin kurulması, İslam ülkelerinin önce Siyonist Batı esaretinden kurtulmasına daha sonra da İttihad-ı İslam’ın tesisine bağlıdır.
Yazımızı bir İslam âliminin şu sözü ile bitirelim: (Kim ne yaparsa yapsın Ey Ehl-i İman!) “Ümitvar olunuz. İstikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!”