Okurlarımdan özür dileyerek, seri halde yayımlanan “CİNSELLİĞİN HAK OLMASI MESELESİ VE AİLE” konusuna bu yazımızda ara vererek, 14 Mayıs 2023 seçimlerini konu edinen bu yazımızı yayınlamak zarureti hasıl oldu.
Millet İttifakı’nın ana omurgasını CHP ve İyi Parti teşkil etmektedir. Ama asıl büyük ortak CHP’dir.
CHP’li yöneticiler, eskilerde HDP’li yöneticilerle görüşseler de, bu görüşmeler sonrasında kamuoyuna yönelik birlikte resim çektirmiyorlardı.
Son zamanlarda, CHP’li yöneticiler, HDP’li yöneticilerle aleni olarak görüştükleri gibi, artık müşterek kampanyalar da yürütüyorlar. Mitinglerde CHP ile HDP’nin flamaları birlikte boy gösteriyor.
İyi Parti eskilerde HDP ile oldukça mesafeli görüntü vermeye çalışıyordu. Hatta İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “HDP kırmızı çizgimizdir; elimiz kesinlikle HDP’lilere temas etmez” diyordu.
Ama Millet İttifakı ile HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifak yapması üzerine İyi Parti’li yöneticiler DERİN bir SESSİZLİĞE büründüler.
Kısaca İyi Partililerin “sükût ikrardan gelir” şeklinde bir tutumu söz konusudur.
Yakın geçmişte, İyi Parti’nin Millet İttifakı içindeki GÖRÜNÜRLÜĞÜ üst düzeyde olduğu halde, HDP ile olan ilişkiler MASA ALTINDAN “GİZLİLİKLE” yürütülmekte idi.
Son zamanlarda roller değişti, Millet İttifakı ile HDP arasındaki ilişkiler tamamen alenileşirken, İyi Parti MASA altına saklanır pozisyonunu takınmaya başladı.
HDP-CHP-Millet İttifakı İlişkileri
Şunu net bir şekilde ifade etmek gerekir:
HDP’nin Millet İttifakı ile olan ilişkileri, bu bağlamda, HDP-Millet İttifakı arasında Cumhurbaşkanlığı seçimleri özelinde kurulan işbirliği ve ittifak, Millet İttifakı bileşenlerini de kapsamaktadır. Yani Millet İttifakı, kendisini oluşturan partilerle bütünlük arz etmektedir.
Daha somut olarak ifade etmek gerekirse, Millet İttifakı ile HDP arasındaki diyalog, işbirliği ve ittifak, aynı zamanda, Millet İttifakı içinde yer alan CHP ile HDP, İyi Parti ile HDP, Saadet Partisi ve diğerleri ile HDP arasında da söz konusudur.
Kılıçdaroğlu Millet İttifakının Ortak Cumhurbaşkanı adayıdır.
İyi Parti, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde desteklenmesi, birlikte oy vererek seçilmesinin sağlanması konusunda Millet İttifakının diğer ortakları ile mutlak bir şekilde işbirliği içindedirler. Bu işbirliği HDP tarafından da tamamlanmaktadır.
HDP-CHP Diyaloğu
Abdülkadir Selvi’nin açıklamalarına göre, CHP-HDP diyaloğu, Kılıçdaroğlu’nun TBMM’de HDP’yi ziyaretinde, HDP’li yöneticilerin cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaklarını deklare etmelerinden daha eskilere gitmektedir. Bu ziyaret esasen CHP ile HDP arasında daha önceleri tesis edilen işbirliğinin kamuoyuna yönelik ilanından ibarettir.
6 ay önce CHP’li Sezgin Tanrıkulu ve bölgeden önemli bir işadamı aracılığıyla CHP’li yöneticiler Kandil’le (yani PKK’nın elebaşıları ile) anlaştı. Selahattin Demirtaş ve Ahmet Türk bu anlaşmanın katalizörü oldular. Anlaşmanın temeli CHP’nin tarihinde ilk kez Irak ve Suriye tezkerelerine HDP ile birlikte ret oyu verdiği zaman atıldı. Irak-Suriye tezkeresi, Kılıçdaroğlu açısından Kandil’in bir güvenilirlik testiydi. Kılıçdaroğlu bunu başarıyla geçerek, Kandil’in desteğini kapmış oldu (Hürriyet, 03.04.2023).
HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’ın yapmış olduğu Kılıçdaroğlu’na destek açıklamasında şu kritik ifadeyi kullandı: “Kılıçdaroğlu ile hedeflerimiz örtüşüyor”.
Kılıçdaroğlu, şimdiye kadar bu sözü tashih ya da reddeden bir açıklama yapmadı.
Burada, HDP-CHP hedeflerinin müştereklerini belirlemek için, öncelikle HDP’nin hedeflerine yer vermek istiyorum.
HDP hakkında AYM’de kapatma davası açılmış durumda; dava şu anda devam ediyor.
AYM’nde süren kapatma davasında HDP hakkında şu suçlamalar söz konusudur:
* HDP PKK’nın devamıdır;
* HDP, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü yıkmak isteyen eylemlerin odağı haline gelmiştir;
* HDP, PKK’yı terör örgütü olarak görmemektedir;
* HDP, PKK’yı meşru silahlı halk (gerilla) hareketi olarak görmektedir;
* HDP, bir nevi PKK’nın dağ kadrosuna “askere alma şubesi” gibi faaliyet gösteriyor;
* HDP’li milletvekili aday listeleri, HDP’li yöneticiler tarafından Kandil’den bağımsız olarak hazırlanmıyor, bizzat Kandil tarafından belirleniyor;
* Başta HDP milletvekili Semra Güzel olmak üzere bazı HDP’li milletvekillerinin PKK kampında fotoğrafları yer alıyor;
* Yukarıda izah edilen örnekler sebebiyle HDP ile PKK terör örgütü arasında organik bağlar mevcuttur.
HDP’li yöneticiler bütün bu iddiaları reddetmedikleri gibi, bilakis bunlara karşı hiç bir savunma da yapmadılar.
Ayrıca, HDP’li yöneticiler, sürekli, Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde, genel af ilan edilerek, başta Abdullah Öcalan (Apo) ve Selahaddin Demirtaş (Selo), Figen Yüksekdağ, Gülten Kışanak, Sebahat Tuncel olmak üzere mahkûm olan bütün HDP’lilerin ve PKK’lıların serbest bırakılacağını açıklıyorlar.
HDP’lilerle PKK’nın dağ kadrosunda yer alan elebaşı militanlar sadece bunlarla yetinmiyorlar, şu açıklamaları da yapıyorlar:
* PKK’ya yönelik her türlü operasyonlar sonlandırılacak;
* Türkiye Kuzey Irak ve Suriye topraklarından çekilecek;
* PKK’nın mutlak olarak gerçekleştirilmesini istediği “Özerklik” ilan edilecek; esasen HDP eski eşbaşkanı Selo’nun açıklamaları ve PKK, KCK ve PYD’nin istekleri özerklikten de öte konfederasyondur; yani Türkiye’den bir coğrafi bölgeyi kopararak birden fazla bağımsız devletten oluşan konfederasyon kurmaktır;
* 100 yıllık Cumhuriyet’i değiştireceğiz;
* 14 Mayıs’ta sadece cumhurbaşkanı değil, sistem de değişecek”;
* AKP/MHP faşizminin yıkılması, Kürdistan’ın özgürlüğünün önünü açacaktır;
* PKK ve İyi Parti aynı yerde. Biz faşizme karşıyız. Onlar da şu an karşıyız diyorlar. Eğer (AKP/MHP) böyle katıksız faşist olmasaydılar, herkes böyle bir tutum sergilemezdi;
* AKP-MHP faşizminin yıkılması, Türkiye ve Kurdistan’da yeni bir süreç başlatacak;
* Kemal Kılıçdaroğlu seçilemediği takdirde “İç savaş” çıkartırız;
* AKP-MHP ittifakı hükümetine yönelik her türlü yıkma eğilimine destek vereceğiz;
* AKP-MHP ittifakının seçimlerde yenilgiye uğratılması PKK için çok önemlidir;
* Birilerine (Kılıçdaroğlu) destek vereceğiz, birilerine (Erdoğan) destek vermeyeceğiz;
* “Uluslararası güçler, bazen doğrudan ve açık bir şekilde, bazen farklı şekillerde (PKK) yönetimimize haber gönderdiler, selam gönderdiler”;
Şimdi, bütün bunlar, HDP’li yöneticilerle ve PKK’lı elebaşı militanların, Millet İttifakının kazanması halinde gerçekleşeceğini söyledikleri vaadlerdir.
Hiçbir CHP’li, İyi Partili ve Millet İttifakı’nın diğer bileşenlerinin yöneticilerinden bu vaadlerle alakalı hiçbir tekzip gelmedi.
Yukarıdaki açıklamaları yapan, otüz binden fazla masum vatandaşımızı ve askerlerimizi hunharca katlederek şehit eden eli kanlı terör örgütü PKK’lı elebaşılar, ayrıca Kılıçdaroğlu’nu açıkça destekleyeceklerini, seçilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını açıklamaktan da geri durmamaktadırlar.
Kırmızı bültenle aranan PKK yöneticisi Remzi Kartal: “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’na oy verilmesi tarihsel fırsatta istediğimiz gelişmeyi yaratmak, yeni bir milat için önemli bir fırsattır”.
Destekçilerine Kılıçdaroğlu’na oy vermesi için çağrı yapan PKK’lı terörist elebaşı Çiğdem Doğu: “15 Mayıs’a uyandığımızda Erdoğan’ın başkan olmadığı ve Meclis’te halkların, Alevilerin, gençlerin ve kadınların iradesinin en üst düzeyde temsilini bulduğu bir sabaha, umuda, ‘baharlaşma’ya uyanalım”. (Bu arada “sana söz ‘baharlar’ gelecek” sözü CHP’nin seçim sloganları içinde yer almaktadır).
Ayrıca, PKK elebaşları Murat Karayılan, Bese Hozat, Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Sabri Ok ve Duran Kalkan’dan da Kılıçdaroğlu’na destek açıklamaları geldi.
Nihai Değerlendirme
Gerek küresel güçlerin, gerekse başta CHP ve İyi Parti olmak üzere Millet İttifakı bileşenlerinin, Millet İttifakına, HDP üzerinden PKK’yı meşrulaştırma misyonu yükledikleri söylenebilir.
Sağır Sultan da dâhil herkes tarafından bilinen bir gerçek şu:
“HDP, PKK’nın siyasî uzantısıdır. HDP’li yöneticilerin Kandil’e rağmen en küçük bir adım atabilmesi mümkün değildir. Ayrıca, her fırsatta HDP’li yöneticiler, güvenlik güçlerimiz tarafından öldürülen PKK’lı teröristlerin cenazelerine iştirak etmekte, taziyelerde bulunmakta, onları vatanları için mücadele eden meşru silahlı gerillalar olarak görmekte, hiçbir terör eylemini lanetlememektedirler.
Öyle görünüyor ki, Batılı müstemleke (sömürücü, işgalci) güçler, Millet İttifakına,
* Türkiye’ye yönelik bölücü politikalarının tahakkuk etmesi;
* Türk askerlerinin Suriye Topraklarından çekilmesinin sağlanması;
* Bu yolla, Suriye’nin Kuzeyinde bir PKK terör koridorunun oluşturulması;
* İleri aşamada, bir bölümü Türkiye’den koparılarak oluşturulacak konfederal yapılı terör devletlerinin kurulması,
Amaçlarına sahip PKK terör örgütünün meşrulaştırılması yönünde bir işlev yüklemiş görünüyor.
CHP ve İyi Parti’nin içinde bulunduğu Millet İttifakının, hem HDP ile birlikte Mecliste çoğunluğun sağlaması ve hem de Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi yoluyla bu işlevi gönüllü olarak üstlendikleri görülmektedir.
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun ifadesiyle, “Şimdi CHP’ye PKK’nın enkazını kaldırtmaya çalışıyorlar”.
Millet İttifakına gönül veren ve milliyetçi, ulusalcı olduğu iddiasında bulunan tüm seçmenlerimize sesleniyorum, 14 Mayıs günü tüm bu GERÇEKLİKLERİ bilerek oy veriniz.