“Modern çağın hastalığı nedir?“ diye bir soruyla karşılaştığımızda vereceğiniz
cevap ne olurdu? Cevapları duyar gibiyim. “Kanser, obezite, kaygı bozuklukları,
mide ve bağırsak hastalıkları… Gibi birçok fizyolojik etkenlere dayanan
hastalıklar sayabiliriz. Bu saydığımız ve örneklerini çoğaltacağımız birçok
hastalığın sebebi; aslında kronikleşen mutsuzluğumuz. Kronikleşen diyorum,
çünkü yaşantımızda hiçbir şeyin bizi mutlu edemediği, mutlu olmak için de
sebep aramayı bıraktığımız ve devamlılık arz eden bir vazgeçmişlik içerisindeyiz.
Kendimizce haklı sebeplerimiz olabilir. Geçim sıkıntısı, gittikçe pahalılaşan hayat
şartları, kalp kırıklıklarımız gibi birçok sebep sıralayabiliriz. Haklısınız bunlar da
bir insanı mutsuz edebilecek etkenler arasında diyebiliriz. Ama asla bizi “Kronik
mutsuz insan hastalığının “ amansız kollarına sürüklemeye yetmemeli.
Böyle durumlarda ne mi yapmalıyız?
Mesela sabah işe giderken son anda eğer metroyu yakaladıysam, o günümün
çok güzel geçeceğine inanırım. Çünkü içten bir şükürle başlamışımdır günüme.
Bilirim ki gün içerisinde yaşadığım olumsuzluklar, ya da iş yoğunluğu beni
mutsuz edemeyecek. Hepimizin bir hayat mücadelesi var. İnanın şu içinde
bulunduğumuz ahir zaman, parası olana da zor, olmayana da. Hayat her haliyle
zor zaten. Ama kolaylaştırmak kendi elimizde. Mutluluk her daim kendi içimizde
bir yerlerde. Bazen bir çocuğun tebessümüne sebebiyet vermekte, bazen bir
sokak hayvanının başını okşayabilmekte. Çevrenizde sahip olduğunuz, eğer bir
tane dahi olsa dostunuz kaldıysa; yalansız, çıkarsız, sizin her anınızda yanınızda
olan, mutluluk o işte. Sizi sadece siz olduğunuz için seven insandır mutluluk.
Hayatta sağ olan sevdiklerinizdir, mutluluk. Karşılık beklemeden yaptığınız
iyiliklerinizdir. Vicdanınızın rahatlığıdır. Sağlam karakterinizdir. İnandığınız
şeylerden ödün vermemenizdir. Mesela birine gerçekten güvenebilmenizdir.
Yürüyüp koşabilmenizdir. Duyup konuşabilmenizdir. Hastalığa yakalanmadan
sağlığınızın kıymetini bilmektir mutluluk. Sevdiğiniz işi yapabilmenizdir. Bugün
kendim için bir şey yapacağım diyebilmenizdir.
Sevdiğiniz müzik türündeki parçaları telefonunuza indirin. Sonra kulaklığı takın
ve dış dünyadaki seslere; , en azından 1 saat,“ ne haliniz varsa görün “ , deyin.
Ve kendinize dönün. Kendinizle bir yürüyüşe çıkın. Bunu hayatınızda bir
alışkanlık haline getirin.“ Vaktim yok“ demeyin. Kimlere ne zamanlar harcadık.
Asıl en önemlisi, kendimizi fazlasıyla yalnız bıraktık. Artık kendimizle barışma
zamanı. Kendimizden af dileme zamanı. Parasız da saadet oluyor inanın. İç
huzurunuzu satın alabilecek bir servet biliyor musunuz? Nereye giderseniz
yanınızda, mışıl mışıl uykunuzda, içten kahkahanızda. Var mı böyle zenginlik?
Size soruyorum. O yüzden diyorum ki: mutluluğu sadece parada ya da
başkalarında aramayın. Mutluluk aslında hayatımızdaki küçük ayrıntılarda gizli.
Sadece biraz kendimize yönelelim yeter. Bir Esra atasözü der ki: “ HAYAT
MUTSUZ OLUNAMAYACAK KADAR KISA” Hoşça kalın, mutlulukla kalın.
Maşallah arkadaşıma herşey yakışır herşeyi de hakkıyla yapar😘
Emeğinize kaleminize sağlık..
Emeğinize sağlık
Kalemine yüreğine sağlık Esra cım güzel mana yüklü bir yazı olmuş 👏👏👏
Emeğine yüreğine sağlık.