Enes bin Mâlik’in (r.a) nakline göre Nebiyy-i Ekrem şöyle buyurmuştur:
“Allah Teâlâ arzı yarattığı vakit, arz sarsılmaya başladı. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, dağları yaratarak yeryüzüne yerleştirdi ve onu istikrâra kavuşturdu. Melekler dağların kuvvetine hayran kaldılar.
«–Ey Rabbimiz, dağlardan daha kuvvetli bir mahluk yarattın mı?» diye sordular.
«–Evet, demiri yarattım» buyurdu.
«–Ey Rabbimiz, demirden daha kuvvetli bir şey yarattın mı?» dediler. Hak Teâlâ:
«–Evet, ateşi yarattım» buyurdu.
«–Ey Rabbimiz, ateşten daha kuvvetli bir şey yarattın mı?» diye yine sordular. Hak Teâlâ:
«–Evet, suyu yarattım!» buyurdu.
«–Ey Rabbimiz, sudan daha kuvvetli bir şey yarattın mı?» dediler. Hak Teâlâ:
«–Evet, rüzgârı yarattım» cevabını verdi.
«–Ey Rabbimiz, rüzgârdan daha kuvvetli bir şey yarattın mı?» diye yine sordular. Bu sefer Hak Teâlâ:
«–Evet insanoğlunu yarattım. Eğer o, sağ eliyle sadaka verir ve bunu da sol eli bilmeyecek şekilde gizlerse, (hepsinden daha kuvvetli olur)» buyurdu.” (Tirmizî, Tefsîr, 113-114/3369; Beyhakî, Şuab, III, 244)
hadisimizde, gizli verilen sadakanın insana sağladığı güç ve kuvvet dile getirilmektedir. Zira, sadakayı gizlice vermek, dağlardan, demirden, ateşten, sudan ve rüzgârdan daha büyük bir kuvveti gerektirir. Çünkü burada, nefse muhalefet ederek cimriliği ve şöhret tutkusunu yenmek ve şeytanı kahretmek söz konusudur. Bu ise oldukça zor bir meseledir. Diğer taraftan, bir mü’min gizlice sadaka verirse, Allah onu sadakanın bereketiyle dağ, demir, ateş, su, rüzgâr ve benzeri şeylerden gelecek musîbetlere karşı muhâfaza eder.
Bir de, gizlice verilen sadaka mü’minin kalbini Allah’a öyle bağlar ki bu bağ sebebiyle kul her şeyden daha kuvvetli hâle gelir. Mâneviyât ehli zâtların rûhâniyet gücü bunun bir örneğidir. Nitekim onlar için:
“Allah erlerinin himmeti, dağları kökünden söküp atar.”denilmiştir.
SADAKA AÇIKTAN MI YOKSA GİZLİ Mİ VERİLMELİDİR?
Bahsedilen mahzurlar söz konusu değilse, sadakayı açıktan vermekte bir beis yoktur. Hatta bazen, sadakayı açıktan vermenin daha faydalı olacağı durumlar bile zuhûr edebilir. Böyle durumlarda sadakayı gizlemeye gerek yoktur. Diğer taraftan âlimlerimiz, farz olan zekâtı açıktan, nâfile sadakaları da gizli vermeyi daha uygun görmüşlerdir.
SADAKA VERMENİN ADABI
Başa kakmak ve incitmek sûretiyle sadakaları boşa çıkarmamalıdır. Cenâb-ı Hak, bu çirkin davranışı ısrarla yasaklamaktadır. (Bakara 2/262-264; İnsân 76/8-11)