Tevafuk, iki şeyin birbirine uygun ve denk gelmesi demektir. Hususen tesadüfe
verilme ihtimali olmayan ve arkasında İlâhî bir kasıt ve iradenin varlığı
hissedilen denk gelmelere tevafuk denir. Her şeyin planlı bir şekilde çalıştığının,
tesadüfe yer olmadığının kanıtıdır.
“Denizde, karada ne cereyan ediyorsa, Allah’ın ilmi dâhilinde cereyan ediyor.
Bir yaprak düşmez ki Allah’ın ilmi dâhilinde olmasın!” Anlaşılan, tesadüfî
sandığımız kâinat hâdiselerinin hiçbirinde dahi tesadüf yoktur. Bir yaprağın
düşüşünde dahi.
Atacağımız her adım, hangi kitabı okuyacağımız, hangi filmi izleyeceğimiz,
tesadüf sandığımız karşılaşmalarımız, hepsi bizim için birer tevafuktur. Çünkü
hepsi daha önceden kaderimize düzenli bir şekilde yazılmıştır.
Bazen kendi dertlerimize çok aciz kalırız. Başkalarına yeteriz ama kendimize
yetemediğimiz dönemlerden geçeriz. Rabbim öyle zamanlarda, daha fazla
üzülmemizi engellemek için, ya da problemlerimize çareler aramak için, bize
lazım olan insanlarla ya da olaylarla karşılaştırır.
Bazen bir seyahat esnasında
tanıştığımız bambaşka insanların hayatlarına bir anda müdahil olmuşken
buluruz kendimizi. Çünkü Allah öyle istemiştir. Biz tesadüfen tanıştık
zannederiz. Ama o karşılaşma aslında tevafuktur.
Bir insan hata yaptığında ya da yanlış yola saptığında, Allah o insanın hatasını
anlaması için ya da girdiği yanlış yoldan geri dönüp tekrar doğru yola ulaşması
için birbirine bağlı sebeplerle o insanı uyarmaya ve yardımcı olmaya başlar. Kul
bunu anlarsa ne ala…
Tevafuk ile kader iç içedir. Tevafuk insanın sebepleridir, sebepler ise insanın
kaderidir.
Bu yüzden kadere iman etmiş her insan tevafuka inanmalı ve hiçbir şeyin düzensiz olmadığını, Allah’ın her şeyi bir düzen içinde yarattığını
kabullenmelidir.
Yollarımızın ve hikâyelerimizin kesiştiği insanlar aslında koca bir tevafuktan
ibarettir. Çünkü bu dünyada her birimiz bir diğerine ayna oluyor. Her birimiz bir
diğerinin aynasında kendi öz yansımasını görüyor. Belki bilinçli, belki bilinç dışı
fakat mutlak suretle bir değişimin içerisinde buluyor kendini. Çünkü Allah bu
değişimi istiyor.
Yaşamımızda kendimizi uçurumun kenarında hissettiğimiz dönemlerde Yaradan
tutunacak bir dal gönderir. Uçurumun kenarından aşağı doğru kayarken son
anda o dala tutunursun. O dalın orda olması Allah ın sana yardımıdır. Tesadüf
olamaz.
Bu kadar muazzam yaratılan bir evren içinde tesadüf diye hiçbir şey olamaz.
Tesadüf başıboşluk ve rastgelelik demektir. “ tevafuk “ ise nizam, intizam ve
uygunluk demektir. Allah’ın her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplayıp en
muntazam şekilde yarattığına inanıyorsanız, en doğru kelime tevafuktur.
Tesadüflere değil, tevafuklardaki gizlenen mucizelere inanın. Rabbim in hikmeti
sonsuz. O neylerse güzel eyler. Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Allah onu
senin karşına çıkardıysa, bunun bir sebebi vardır.
Sağlıkla kalın. “Hoş”ça kalın.