Öncelikle ‘Asgari’ kelimesinin manasıyla başlayalım; Asgari kelimesi Türkçede “En az, en aşağı, en düşük, en alt, minimal, minimum.” anlamına gelir. Dilimize Arapçadan geçmiş olan Asgari kelimesi; Arapça sözcük’te Arapça ṣaġīr صغير “küçük” sözcüğünün tafdilidir.
Refah seviyesinin önemi
Refah seviyesi sadece maddi kaynak olarak algılamamalıyız. Refah Seviyesi ayrıca sosyal ve psikolojik olarak da önemlidir. Eğer İnsanların Refah seviyeleri olmaz ise, sosyal haklarını da muhafaza edemezler, psikolojik olarak sınırlarını koruyamazlar, kültürel faaliyetlerde bulunamazlar ve ailelerinin ihtiyaçların karşılayamazlar. Bu ihtiyaçlarını karşılayamadıkları zaman toplumda huzursuzluk doğar. Huzursuzluk fitneyi, adli olayları hatta aile içi şiddeti tetikler. Aile toplumun temelini belirler, toplumun temelleri sarsılırsa huzursuzluklar daha da büyür, içinden çıkılmayacak bir hal alır.
Refah seviyesi yazdığımız üzere sadece maddi değil, ayrıca manevi olarak da önemlidir. Zaten manevi açlık içinde olan insanoğlunun, maddi kaynakları da kısıtlı olursa inançsal bakımdan zayıflaması daha da hızlanır. Manevi hazzı yaşaması için emekçilerin, emeklilerin işçinin, memurun, çiftinin ve esnafın maddi durumu iyi olması gerekir.
Şimdi mevcut asgari ücret 5500 Türk Lirası, kamuoyunda asgari ücrete iyi bir zam oranı bekleniyor. Her kesimden açıklamalar geliyor, sendikalardan farklı zam oranları isteniyor. Aslında rakamların bir önemi yok; asıl önemli olan çalışanların refah seviyelerinin korunması, refah seviyelerinin istikrarının olmasıdır. Refah seviyesi istikrarı korunur ise inanın asgari ücret zammı kamuoyunda gündeme bile gelmez. Gündemde olduğu için usulen bende yaklaşık %64 bir zam ile 9000 TL olması gerektiğini belirttim. Türkiye Açıklanan verilere göre maalesef yoksulluk sınırı ortalama bu rakamlarda açıklanıyor. Bir kamu sendikacısı olarak ben insanımızın daha fazla gelir seviyesinde olmasını isterim. Pandemi sürecinde sonra Dünya’da ve Türkiye’de ekonomik olarak sarsılmalar ile beraber fahiş fiyatlar, stokçuluk ve emtia fiyatları üzerinden haksız kazançlar aldı başını gitti maalesef, emtia piyasası haksız kazançlar serbest piyasada büyük bir dengesizliğe yol açtı.
Piyasa dengesizliğini gidermek sadece zam yapmakla olmuyor. Bunun yanı sıra fahiş fiyat adaletsizliğini iyi denetimden geçirilmeli, işverenlerin maliyetleri konusunda ise Devletimizin ayrı bir fon oluşturulması, işveren maliyetinin azaltılması ve işten çıkarmaların önüne geçilmesi gerekmektedir
Asgari Ücret ve Piyasa Dengesi
Asgari ücret 9000 Türk lirası veya daha üzeri olmalı, çalışanların refah seviyelerinin artırılması için ciddi bir adım atılmalı, asgari ücrete zam geldiğinde piyasa dengesi sağlanmalı ki, vatandaşlarımız çarşıya, pazara çıktığında emtia fiyatları karşısında yüksek enflasyona ezilmesin.
Serbest Piyasa Dengesi korunmalı, fahiş fiyatlara müsaade edilmemeli, emekçilere verilen zamların kısa bir süre sonra fahiş fiyatlar karşısında erimemelidir. Serbest piyasada kısır döngünün bozulması için denetimlerin yüksek seviye artırılması gerekmekte olup, etiket fiyatlarında toptancıdan alış ve satış kâr marjı oranları korunmalıdır. Etiket fiyatlarında kar marjı oranlarını korumayan ticari yapılara ağır yaptırımlar uygulanmalı, yaptırımlarla ilgili kanun ve yönetmeliklerin tekrar gözden geçirilmelidir. Vatandaşımız fahiş fiyatlarla hayatlarını zehir edenlere asla taviz verilmemelidir.
İşveren Teşvikleri artırılmalıdır
İşten çıkarmaların önüne geçilmesi için iş insanlarına teşviklerin artırılması gerekmektedir. Bunun yanında işsizliğin azaltılması için istihdam destek paketlenin açıklanması ve asgari ücretli çalışan başına destek verilmelidir. Piyasada ki fahiş fiyat kısır döngüsünün kırılması için yüksek oranda zam, sıkı bir denetim mekanizması ve kısır döngünün kırılması için kanuni alt yapının tekrar gözden geçirerek uygulanması gerekmektedir. Eğer piyasa dengesinin kısır döngüsü kırılırsa, emekçilerin yüksek enflasyon oranına ezilmesi söz konusu olmayacaktır. Serbest Piyasalardaki kısır döngünün kırılması, asgari ücrete verilen parasal destek sayesinde piyasalar daha hareketli hale gelmesiyle, Devletimizin vergi gelirleri otomatik olarak artacaktır.
Eşel- Mobil Sistemi
Eşel-Mobil Sistemi Nedir?
Eşel- Mobil sistemi satın alma gücünde problem yaşayan emekçilerin aylık, iki aylık veya üç aylık ödenecek şekilde maaşlarına enflasyon farkının ödenmesi sistemidir.
Eşel- Mobil Sistemi asgari ücrete zam verildikten sonra devreye sokulabilir. Aylık, iki aylık veya üç aylık şeklinde enflasyon farkları oranınca, Devletimiz tarafından işverenlere destek paketi kapsamında ödeme yapılması büyük bir devrim olur. Mayıs- Haziran aylarına kadar eşel-mobil sisteminin, teşvik paketleri kapsamında uygulamaya koyulması ve yılın diğer yarısı için ikinci kez asgari ücrete ihtiyaç duyulması halinde zam verilebilir.