• Anasayfa
  • Yazarlar
Çarşamba, 27 Ağustos, 2025
  • Giriş
  • Kayıt Ol
Hür Havadis
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
11 °c
Ankara
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Hür Havadis
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Anasayfa Genel

Toplumsal Çürüme: “Kör Tuttuğunu”…

Ahmet Tek Yazar Ahmet Tek
11 Eylül 2023
Genel
0 0
0
0
PAYLAŞIM
9
GÖSTERİM
Facebook'da paylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'ta paylaş

Ağzıma almaktan ve yazmaktan çekindiğim kelime ve deyimlerle karşılaşmadığım gün nerdeyse yok. Ya birinden duyuyorum ya bir yazıda okuyorum. Argo ve küfür zaten gırla gidiyor.

İsmet Özel’in “Amentü”sünde “Dilce susup / 
bedence konuşulan bir çağda / biliyorum kolay anlaşılmayacak” dizeleri aklımın bir ucunda. Kullandığımız kelimeler artık dil’den değil bedenden, dil’e ait değil bedene ait. Gönlün boş bıraktığı her yeri bedensel hırslarımız dolduruyor.

Mesnevi’yi kutsal kitap sanan ve kapağını açmamış birini tanımıştım. Ona, en sevdiğim ve yararlandığım kitapların başında Mesnevi gelir demiştim. Bir süre sonra karşılaştığımızda bana kızgındı. “Mesnevi’de cinsel içerikli öyküler var. Mevlâna bunları nasıl yazmış? Şaşırdım kaldım. İlk cildin yüz sayfasını bile okumadan Mesnevi’yi bıraktım” demişti.

Mevlâna’nın 8 asır önce yazdığı öykülerinden bazılarını bugün müstehcen bulanlar var. Bu bir anlayış ve yaklaşım meselesi. Mesnevi’de de birkaç tane kör öyküsü var. En bilineni, körlerin fili tarif etmeleri. Konuşurken de okurken de biz duymak ve görmek istemesek bile birçok kelime ve deyim yanı başımızda. Bunları yok saymak dilin zenginliğini sınırlamak değil mi?

Kör tuttuğunu… atasözü de kaba saba, ağza pek yakıştıramadıklarımdan. Bu günlerde duyduğum ve okuduğum bir atasözü de değil.
Tadilat, tamirat işleri yaptırmak zorunda kalınca öyle ilginç olaylarla karşılaştım ki, bu darbımesel kendiliğinden ortaya çıkıverdi.

Tadilat, tamirat işleri başta olmak üzere birçok meslekte bir kandırmaca maratonu sürüp gidiyor. Kazıklar hazır, artık kime hangisi uygun görülmüşse… Fiyatlardaki ölçüsüzlükten söz ediyorum. İnsanları kazıklamak için yarışanların sayılarının bu kadar arttığından habersizmişim.

Üst katın su borusu patlayınca bizim evin tavanından aşağıya su inmiş. Antrenin tavanının sıvası ve duvarlarının badanası dökülmüş, parkeler şişmiş. Erken farkına vardık, komşuya sucuyu da biz bulduk. Patlak boru değiştirildi, su kaçağı önlendi. Ama sucunun istediği fiyat ağzımızı açık bıraktı.

Kör tuttuğunu… tanıklığımız bundan sonra başladı. Boyacı ve parkeci lazım. Tatil beldesindeyiz, biz de yazlıkçıyız ya. Ustalığından şüphe ettiğim bir bölük insanla görüştük. Sadece antrenin tavan sıvası ile duvar boyası için malzemesi bize ait olmak üzere 7,500 lira isteyen de oldu, 2,500 isteyen de. Parke için de aynı. Birkaç metrekarelik yer. Malzemesiyle birlikte 10 bin lira diyen de çıktı, 5 bin diyen de… Malzeme fiyatları da birbirini tutmuyor.

Bir bu mu? Elektrikçi, ayakkabı tamircisi, bahçıvan, temizlikçi, bisikletçi, çatıcı, çilingir, fotoğrafçı, gözlükçü, karpuzcu, mermerci, mobilyacı, nalbur, oto tamircisi, pideci, uydu antenci, nakliyeci, daha onlarcasını sayabilirim.

Enflasyonist ortamın sonucu diyerek gerçeği örtmek doğru değil. Bu bir toplumsal çürüme. Sebepleri mutlaka araştırılmalı, bu çürümenin önüne geçilmeli.

Sosyal medyada en çok şikayet edilen konu da aynı; belli meslek mensuplarının fiyat politikasızlığı, daha doğrusu fahiş fiyat talebi. İstanbul’daki taksi sorununun daha vahimi her yerde karşımıza çıkıyor. Şu örneklere bakar mısınız!

1- Rüzgârdan 2 kapı camı kırıldı. Eve yakın camcıyı aradık. Fotoğraf ve kaç cm olduğunu istedi, bildirdik. Çok havalı, süslü kelimelerle “MONTAJ BİZE AİTTİR 2.100 TL” istedi.
İnternetten bize 1 km uzaklıkta başka bir camcıyı aradık. Adresi istedi, geldi, kaç cm olduğunu ölçtü. “Öğleden sonra gelip taksam olur mu?” diye sordu. 700 lira istedi.

2- Geçen hafta …. taşındık. Bir taşımacı 25 bin lira isterken 10 bin liraya başkasıyla anlaştık. Aynı eve badanacı 17 bin lira isterken anlaştığımız 8,500 liraya yaptı ve hizmet aldığımız iki firmadan da çok çok memnun kaldık. Bunun adı fırsatçılık, üçkağıtçılık….

3- Evin pencerelerinin fitilini değiştirmek için bir sokak üstteki pimapenci 4 bin lira istedi. Bir başka pimapenci 18 kilometrelik mesafeden gelip 1500 liraya değiştirip ayar yaptı.

4- Üç yıl önce 300 liraya sineklik takan usta, dün komşuma 150 liraya taktı. Aynı usta aynı malzeme. Yüzüme sırıta sırıta gitti.

5- Annemin evinde yangın çıktı. Sonrasında Digiturk tesisatının yenilenmesi gerekti. Gelen bayii 8000 lira istedi. Bir sonraki 4000 lira. Sonunda 2,500’e yaptırdık. Gereken sadece kabloların yenilenmesiydi.

6- Televizyonumuzun uydu bağlantısında sorun oldu. Bir usta 500 lira dedi. 5 dükkan yanındaki 250 lira dedi, ona yaptırdık. Döndüm 500 lira isteyene, senin 500 istediğini 250 liraya yaptırdım dedim. Benim fiyatım bu dedi.

7- Sokağımda olan bir tamirhanede aracımın yağını değiştirmek istedim. Motor yağı ve filtre benden. Sadece değişimine kaç para alırsın dedim. 500 lira dedi. Sanayide hiç tanımadığım bir atölyede 150 liraya yaptırdım.

Bitmiyor. Herkes dertli. Esnaf tuttuğunu öpmeye çalışıyor diye kızan da var, böylelerine açgözlü diyen de.

“Bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesi” diye bir söz duymuştum. Ne yazık ki kime ait olduğunu bilmiyorum. Tüm bu olumsuz örnekler bir tür hırsızlık değil mi? Benim kazancımı hak etmeden elimden almak isteyene hırsız demeyecek miyim?

Bir de söz verdiği gün ve saatte gelmeyenler meselesi var ki, bunlar zaman hırsızları. Bizim paramızla bizim zamanımızı çalmaktan utanmayan arsızlar. Parasını alıp bir daha ortada gözükmeyenler…

Eskiler, nankörlük edenlerle hakkından fazlasını isteyenlere “Gözüne, dizine dursun” diye beddua ederdi. Beddualarımız tutsaydı ülkenin hali nice olurdu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Eylül’de, Orta Vadeli Program’ı açıklarken enflasyonu ülkenin gündeminden kaldıracaklarını söyledi. İnşallah dedikleri gibi olur.

Günbegün artan bu çürüme ve kokuşmuşluğun önüne geçmek için de bir şeyler yapmak gerekmez mi? Yoksa toplumsal çürüme sel gibi akıyor. Ülke bataklığa dönmeden, hepimiz çamura batmadan çözüm bulmak zorundayız. Lütfen söyler misiniz; hizmet alımında başınızın ağrımadığı oldu mu?

Nasıl bir toplumda yaşamak istiyorsak, içinde bulunduğumuz toplumun düzenine göre değil, arzuladığımız toplum düzeyine yaraşır işler yapmalıyız. Ahlak, vicdan, adalet, erdem, dürüstlük gibi insani değerlere sahip çıkmak hepimizin görevi.

Önceki Haber

OCAK AYINDA EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI 32.000 LİRA

Sonraki Haber

Ülkü Ocakları’nın “DİRİLİYORUZ” Projesi Yayınlandı

Ahmet Tek

Ahmet Tek

Sonraki Haber

Ülkü Ocakları'nın "DİRİLİYORUZ" Projesi Yayınlandı

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

  • 381 Takipçi
REKLAM
  • Tarihte Bugün
  • Çok Okunanlar
  • Yazarlar

Tarihte Bugün; 26 Ağustos 1071 – Büyük Selçuklu Hükümdarı Alp Arslan Malazgirt Meydan Muharebesini Kazandı ve Türklere Anadolu’nun Kapıları Açıldı

26 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 25 Ağustos 1499 – Küçük Davut Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması İle Venedik Donanması Arasında Gerçekleşen Sapienza Deniz Muharebesi, Osmanlı’nın Zaferiyle Sonuçlandı

25 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 24 Ağustos 1516- Mercidabık Savaşı: I. Selim’in Ordusu Memlük Ordusunu Yendi

24 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 23 Ağustos 634 – İlk İslam Halifesi, Hz. Ebu Bekir Vefat Etti

23 Ağustos 2025

ÖĞRETMENİM BENİ FARK ET!…

29 Temmuz 2022

ANNELER CARİYE OLUNCA!…

1 Haziran 2022

HOŞGELDİN ASYA

25 Mart 2023

AYDINLIK YARINLARA

11 Mart 2022
Ahmet Tek

Ahmet Tek (133)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (92)

Dr. Adnan Küçük

Dr. Adnan Küçük (74)

Necati İLMEN

Necati İLMEN (63)

Sinan Tekin

Sinan Tekin (48)

Dr. İdris Tüzün

Dr. İdris Tüzün (48)

Ali Murat Duman

Ali Murat Duman (41)

Bayram Baş

Bayram Baş (35)

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU (29)

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış (26)

Prof. Dr. Emre Güler

Prof. Dr. Emre Güler (22)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (17)

Fatıma Zehra

Fatıma Zehra (14)

Esra Çakan Kandemir

Esra Çakan Kandemir (11)

İbrahim Eksilmez

İbrahim Eksilmez (2)

Son Haberler

Memur ve Emekli Zammı Belli Oldu: Hakem Kurulu Kararını Açıkladı

26 Ağustos 2025

Şiirin Beyefendisi: Bekir Sıtkı Erdoğan

26 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 26 Ağustos 1071 – Büyük Selçuklu Hükümdarı Alp Arslan Malazgirt Meydan Muharebesini Kazandı ve Türklere Anadolu’nun Kapıları Açıldı

26 Ağustos 2025

Tuz Gölü Havzasında Türkiye’nin İlk “Soğuk Su Gayzeri”

25 Ağustos 2025
Hür Havadis

Kaliteli, doğru, güvenilir haberi sesi olmaya çalışıyoruz.

Bizi Takip Edin

Kategoriler

  • Belediyecilik
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Haftanın Şiiri
  • Kültür ve Sanat
  • Önemli Şahsiyetler
  • Oyun
  • Politika
  • Sağlık
  • Sanat ve Kültür
  • Siyaset
  • Son Dakika
  • Spor
  • STK Faaliyetleri
  • Tarihte Bugün
  • Tasavvuf
  • Teknoloji
  • Terör İle Mücadele
  • Türkiye

Son Haberler

Memur ve Emekli Zammı Belli Oldu: Hakem Kurulu Kararını Açıkladı

26 Ağustos 2025

Şiirin Beyefendisi: Bekir Sıtkı Erdoğan

26 Ağustos 2025

© 2021 Hür Havadis

Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Yazarlar
  • Giriş

© 2021 Hür Havadis

Hoşgeldiniz

Lütfen bilgileriniz ile giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni hesap oluşturun!

Kayıt olmak için formu doldurunuz

Tüm alanları doldurun. Giriş yap

Şifre hatırlatma

Şifre değiştirmek için kullanıcı adınızı veya emailinizi girin!

Giriş yap