Espri, zekâ işidir. Mizahı bilmeyen, mizahtan anlamayan ve jetonu geç düşenin IQ’su düşük kabul edilir.
Trollerle eblehlerin çirkinlik pazarladıkları sosyal medya çamurundan az da olsa inci, elmas, zümrüt ve yakut cinsinden cevherler çıkabiliyor. İzlediğim bir görüntü, mücevher kadar kıymetli olmasa da beni 20 yıl önceye götürdü, dostlar arasında bizi en çok güldüren olayı anımsattı. Tam anlamıyla “Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu” vakası…
Çerez El Yakıyor
Uzunca bir süredir her şey ateş pahası. Zamların önüne geçilemiyor. Fiyat artışları kürdan inceliğinden kahpe Bizans’ın mızrak boyuna ulaştı. Kazık üstüne kazık; kuru yemiş fiyatları da öyle. Kabak çekirdeğinin kilosu olmuş 200 lira. Sakız leblebi 80, ay çekirdeği 90 lira. Antep fıstığı, badem ve cevizi yazmaya elim varmıyor. Karışık çerezin kilosu 200 lira civarında. Tarım Kredi ne yapsın bunlara…
İktidar, seçim öncesi en düşük emekli maaşını 7,500 liraya çıkarmanın formülünü bulur da yurdum insanı kuru yemişe mi çare bulamayacak! Hepimizin içinde bir Nasrettin Hoca, bir Levent Kırca yok mu? En sıkıntılı anımızda ya Nasrettin Hoca oluruz ya Levent Kırca.
Kuru yemiş fiyatından muzdarip bir vatandaş bulmuş çareyi, bize de ışık olmuş, yol gösteriyor. Adresimize kargo yapıp kuru yemiş paketi gönderecek hali yok ya… Zam adlı kazıkların acısını hafifletmek istemiş olmalı ki, işi tiye almış, dalgasını geçmiş. Sosyal medyadan da paylaşmış:
“Karışık kuru yemişe gücünüz yetmiyorsa kuşçuya gidip 30 liraya sultan papağanı yemi alıp içindeki çekirdek ve fıstıkları yiyebilirsiniz.
Bu öneriyi ciddiye alıp kuru yemiş yerine kuş yemi yediyseniz sultan papağanı gibi ötmeye başlıyorsunuz.” diye yazmış. Bir de video eklemiş. (İzlemek için tıkla. Görselin linki buraya konulsun)
Sünnet Düğünündeki Talihsizlik
İki yıl önce, “Yeni Yıl ve Hayvan Yemi” başlıklı bir yazı yazmıştım. Ünlü bir doktorumuzun oğlunun yılbaşında Ankara’nın bir lüks otelinde sünnet düğününde yaşanan trajikomik olayı anlatmıştım. Kısaca hatırlatmak isterim:
NATO’da görevli bir ABD’li komutan da davetliler arasındadır. İkram edilen mercimek çorbadan kısıra, mısırdan buğday kavurgasına ve leblebi gibi yöresel ürünlerden oluşan yiyecek ve çerezleri götürmüş de götürmüş. Sonra mide fesadına uğramış, fenalaşmış. Uçakla Avrupa’da bir hastaneye götürmüşler. Komutana gerekli müdahale yapılmış. Konulan teşhis “fazla miktarda hayvan yemi tüketmek” olmuş.
O yazıda “Doktorun esprileri çoktur. ABD’de bir kuş yemi satıcısından her gün bir kilo ay çekirdeği aldığı bir öyküsü var ki, fıkra tadındadır. Ama bugünlük bu kadar. Başka bir güne inşallah.” demiştim. Sonra unutmuşum. Kuru yemişli videoyu izleyince hatırladım.
Dr. Ali Sezen, Karamanlı ve Türkiye’de akupunkturun öncüsü. Meslekte 43 yılını geride bıraktı. Doktor, her daim Ankara’nın popüler isimlerinden. Özal, Demirel, Çiller hükümetleri döneminde kabinenin ve her dönemde ünlülerin doktoru olarak şöhret kazandı.
Şimdi de pek farklı değil. Yine bakanlardan, siyasilerden, sanatçılardan kliniğine gelenlerin sayısı bir hayli fazla. O hep ünlü. Ününün yüzde 80’i mesleğinden, yüzde 20’si ise esprilerinden gelir. Esprilerinin büyük bölümü kendi başına gelen ilginç olaylardır.
Tek Kişilik Tiyatro
Dr. Ali Sezen, 2000’lerde mesleki kariyeri için bir ay kadar ABD’de kalmış. Gündüzleri seminer, sunum, tecrübe paylaşımı ve değişik çalışmalarla yoğun bir gün geçiriyor, akşam yorgun argın kendini kaldığı pansiyona zor atıyormuş. Geceleri biraz canı sıkılıyormuş.
Doktor, bir gün yine pansiyona giderken bir pet shopun önünde poşetlerde ay çekirdeği görmüş. Pansiyondaki odasında kitap okurken veya tv izlerken kendisini oyalayacağını düşünerek, paketlerden en büyüğünü seçmiş. Ödemeyi yapıp, pansiyonun yolunu tutmuş.
Kendine geldikten ve yorgunluğunu attıktan sonra ay çekirdeği paketini açmış, yavaş yavaş çitlemeye başlamış. Bir yandan kitap okuyup not alıyor, bir yandan hızını artırarak çekirdek çitliyormuş. Birkaç saat içinde paketi bitirmiş.
Ertesi gün, yine pet shopa uğramış. Yine aynı paketten seçmiş. Gece kitapla birlikte o paket de bitmiş. Ertesi gün yine pet shop ve yine ay çekirdeği paketi… Beşinci gün, Meksikalıya benzeyen pet shopçu doktora bütün sevimliliğiyle gülümsemiş:
-Çok papağanınız var sanırım, demiş.
Doktor da gülümsemiş ama pet shopçunun niye böyle bir soru sorduğuna anlam verememiş.
Karaman Papağanı
Ertesi gün pet shopçu, doktora bu kez,
-Papağanlarınız hangi cins, diye sormuş.
Doktor yine gülümsemiş ama karşılık vermemiş.
Adam başka çeşitlerimiz de var, diyerek doktoru bir bölüme götürmüş. İrili ufaklı, çeşit çeşit ay çekirdeği poşetleriyle dolu bir rafın önünde durmuşlar. Doktor, raftaki yazıyı görmüş ve işte o vakit anlamış, pet shopçunun kendisine sorduğu sorunun sebebini.
Ay çekirdeği dolu rafta “papağan yemi” yazıyormuş. Doktor, ay çekirdeğinin ABD’de papağan yemi olarak satıldığını öyle öğrenmiş.
Ertesi gün yine pet shopa gelmiş, yine yeni bir paket seçmiş. Bu kez o takılmış pet shopçuya:
-Benim papağanlar çok iştahlı. İçlerinde biri var ki, cinsi Karaman papağanı. Ona yem yetiştiremiyorum, demiş.
Bu kez gülümseyip yanıt vermeyen petshopçu olmuş. Doktor, elinde bir büyük paket papağan yemiyle dükkandan ayrılırken, içinden “Adamcağız Karaman papağanını ilk kez duyuyorum demeye utandı herhalde” diye geçirmiş.
Doktor, eve doğru yürürken keyifliymiş. Kendi kendine konuşuyormuş: “Adam araştırma yapsa karşısına Karaman koyunu çıkacak. Karaman koyununu öğrenmiş olacak. Karaman papağanını bulamayınca, özel bir tür olmalı diye düşünecek.”
“ABD’de en çok tükettiğim çerez papağan yemi oldu” diye o günleri gülerek anlatan Dr. Ali Sezen, renkli ve neşeli bir dosttur vesselâm.
Devramberden Çiğdeme
Bizde ay çekirdeğine farklı isimler verildiği malum. Daha çok Orta Anadolu, Ege ve Trakya’da yetiştirilen ay çiçeklerinin tohumu olan ay çekirdeği, Türkiye’de en çok tüketilen çerezdir. Ay çekirdeği Trakya’nın sarı gelinidir, İç Anadolu’nun kara şimşeğidir.
Ay çekirdeğinin her yörede farklı bir ismi vardır. Çiğdem, çekirdek, çitlek, devrianber, devramber, günebakan, gündöndüren, gündöndü, günaşık, aygün, şemşamer, simişka, şakkalgan, ardıçtan, aydın Türkiye’de ay çekirdeğine verilen isimlerin bazılarıdır. Arapçada ise ay çiçeği için çok hoş bir kelime seçilmiş: abdüşşems veya ibadüşşems. (Güneşin kulu, güneşe tapan.)
Heykellerin baş belası kuşlardır. Özellikle güvercinler aşk meşk işlerini bile heykellerin tepesinde yapmaktan keyif alan türlerden. Heykellerin kirleticisi kuşlar, parkların kirleticisi ay çekirdeği kabuklarıdır. Türkiye kabuk konusuna henüz çözüm bulamadı. En ilginç çözüm arayışı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden geldi. Heykeltraşlığıyla da ünlü Büyükşehir Belediyesi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, 2017 yılında ‘çevreyi kirletenler’ için ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli yaptırdı. Büyükerşen, “Karikatürize edilmiş bu heykeli koyarak çevre temizliğine mizahi bir açıdan dikkat çekmek istedik” dedi. Çözüm oldu mu? Ne gezer; çok geçmedi, eşeğin kulaklarının koparıldığı haberini okuduk.
Gümrüklü Fıkra
Papağan yemi, ay çekirdeği ve çevre kirliliği dedik, bir de kuş yemi fıkrası anlatalım, iftar ikramı olsun.
Gümrük memuru, yurt dışından ülkeye dönen adama, bavulunu göstererek sordu:
-Ne var bavulda?
Adam cevap verdi:
-Kuş yemi!
Gümrük memuru bavulun ağırlığından şüphelenip yolcudan bavulu açmasını istedi. Adam bavulu gönülsüzce açtı ve içinden bin kadar kol saati çıktı.
Gümrük memuru sinirlendi:
-Hani kuş yemi vardı bavulda?
Yolcu cevap verdi:
-Valla ben bunlara kuş yemi diyorum. Kuşların önüne koyuyorum. İster yer, ister yemezler. Hiç karışmam.