Bu Yemen Türküsü, Yemen’de ki çatışmalarda Şehit olan Osmanlı askerleri için yakılmış
ağıttır. Osmanlı Yemen’i aldıktan sonra buradaki isyanları bastırmak için birçok asker
gönderdi. Bunların çoğu bir daha geri dönmedi. Yanan ellerde Şehit oldu.
Osmanlı Devleti son dönemlerini yaşarken büyük devletle uğraştığı yetmezmiş gibi bir de
Yemen’de ki isyanlarla uğraştı. Beş cephede birden savaşan Osmanlı buraya Anadolu’dan
asker toplayıp gönderiyordu. Ailelerde nerdeyse çocuk kalmamıştı. Giden de bir daha geri
gelmiyordu. Aileler de artık geri gelmeyeceklerini biliyordu. Çünkü gidenlerden neredeyse
hiçbiri geri gelmiyor, üstüne yeni askerler götürülüyordu
Aileler giden çocuklarından haber alamıyor. Savaşlarda şehit olmayanlar bile Yemen’de
kalıyor, geri dönemiyordu. Geri gelebilenlerde kendi imkanlarıyla yıllar yıllar sonra
gelebiliyordu. Bu acıyı yaşayan o kadar aile vardı ki, o yüzden Türkü dillerden düşmüyor,
dinleyenler kendilerinden bir şeyler bulup hüzünleniyordu. Bugün dahi insanların kalbinde
hüzün bırakan bir türkü olmaya devam ediyor.
Yemen Türküsü dillere destan olduğu için bize ait tartışması da çok olmuştur. Kimisi ‘
Burası Muş’tur’ kimisi ‘Huş’ diyor. Muş olduğunu söyleyenler Türküyü derleyenin Muş’lu
olduğunu ve Muş’un Osmanlı askerlerinin toplanma yeri olduğu tezinden yola çıkar. Huş
diyenler ise ” isyanların ve çatışmaların olduğu yerin ortasında bir Osmanlı kalesi vardı.
Kalenin adı da Huş idi. İsyancılar burada Türk askerini çok uğraştırdılar. Ayrıca savaş
Anadolu’da gerçekleşmemiştir. Neden Muş’a giden geri gelmesin” şeklindedir
Yemen, daima Osmanlı Devleti’nin bir sömürücüsü olmuştur. Orduya tek bir asker
vermediği yetmezmiş gibi ne de hazineye tek kuruş vermiştir. Osmanlı’ya daima bir yük
olmuştur. Yemen’in yabancılara karşı korunması için bile Anadolu ve Rumeli’den askerler
getirilirdi. Mekke ve Medine gibi Müslümanlar için kutsal sayılan yerleri elde tutma isteği
Osmanlı Devletine çok pahalıya mal olmuş.
Arap liderleri ve Yemen halkı İngilizler ile anlaşır Osmanlı’da karşı savaş açar. Osmanlı ise
her yerde savaşmaktadır. Osmanlı’ya karşı İngilizler ile birlikte savaşır Yemen’li Araplar.
Savaştıkları yıllarca kendilerini yöneten ve vergi dahi almayan dindaşı Osmanlı’dır. Yani
soydaşı değil de dindaşı olması yetmez Araplara. Hristiyan İngiliz ile birlikte savaşırlar.
Anadolu’dan ise bu dönemde 100 bin ile 150 bin arası çocuk yaşta askerimiz şehit olur.
Sadece son dönemde şehit olan asker sayısıdır bu. Daha önceki isyanlarda ki verdiğimiz
Şehitler ile birlikte neredeyse 700 bin Türk evladı Yemen ellerinde şehit olmuştur. İşte bu
olaylardır Yemen Türküsünün hikayesi.
YEMEN TÜRKÜSÜ
Havada bulut yok bu ne dumandır
Mahallede ölüm yok bu ne figandır
Şu yemen elleri ne de yamandır
Ah o yemendir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Burası Muş’tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir
Kışlanın önünde redif sesi var
Bakın çantasında acep nesi var
Bir çift kundurayla bir al fesi var
Kışlanın önünde üç ağaç incir
Kolumda kelepçe boynumda zincir
Zincirin yerleri ne yaman sancır
Kışlanın önünde sıra söğütler
Zabitler oturmuş asker öğütler
Yemen’e gidecek bu Koçyiğitler
Ah o yemendir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Kışlanın ardını duman bağladı
Analar babalar kara bağladı
Yemen’e gidene herkes ağladı
Kışlanın ardında yüzüyor kazlar
Ayağım ağrıyor yüreğim sızlar
Yemen’e gidene ağlıyor kızlar
Kışlanın ardında bir kırık testi
Askerin üstüne sam yeli esti
Gelinlik tazeler umudu kesti
Burası Muş’tur havası hoştur
Giden gelmiyor acep ne iştir.
Yıl 1914 Aralık ayı
Birinci Dünya Savaşı’nda Enver Paşa’nın komutasında ki Osmanlı ordusunun Rus
işgali altında ki toprakları kurtarmak için başlatıldığı ve 90 Bin şehidin Allahuekber
dağlarında şehit düştüğü ve bir destanın yazıldığı gündür.
107. Yıl dönümünde bir kez daha başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere
vatan toprağı uğruna şehit düşmüş askerlerimizi saygıyla, rahmetle ve minnetle
anıyorum.
Sevgilerimle…