Maliye Bakanı tarafından 2020-2022 yıllarını kapsayan orta vadeli yeni ekonomik programın ayrıntıları kamuoyu ile paylaşıldı. Bir önceki programda tema;
Dengelenme- Disiplin ve Değişimdi.
Yeni programdaysa;
Yeni Dengelenme- Yeni Normal ve Yeni Ekonomi olarak seçilmiş.
Bu çerçevede vurgu yapılan konular; enflasyonla mücadele, istihdamın artırılması, büyümenin sağlıklı ve sürdürülebilirliği, ihracatın artırılması ve cari açık oldu.
Üzerinde durulan konuları incelemeye çalışalım;
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışını ifade eder. Yani, bir sepetindeki ürün gurubuna, A döneminde ödediğimiz ücret ile B döneminde ödediğimiz ücret arasındaki farktır. Bu farkın pozitif olması enflasyon olarak tanımlanırken negatif olması deflasyondur.
Enflasyon Türkiye’nin müzminleşmiş bir sorunudur. Aslında hane halkını ilgilendiren asıl soru!
Hesaplanan enflasyon mu?
Hissedilen enflasyon mu?
Evet onlarca enflasyon hesaplama yolu var. Dolayısıyla seçilen yönteme göre hesap edilen enflasyon oranını değişir.
Nasıl olduğunu açıklayalım.
Klasik enflasyon hesaplama yöntemi; baz bir yıl seçersiniz örneğin 2001, sonra bir ürün sepeti oluşturursunuz ve piyasa anketiyle baz yıldaki ürün fiyatlarını hesap edersiniz. Baz yıl için oluşan sepet ve hesaplanan değer senin enflasyon ölçüm cetvelindir. Enflasyonu hesaplarken cari dönem değerleri ile baz yıl değerlerini karşılaştırırsınız, aradaki fark enflasyonu verir. Bir sonraki dönem içinde baz yıl ile yani cetvel ile karşılaştırma yaparsın. Bu en yaygın ve kullanışlı hesaplama yöntemidir.
Diğer bir yöntem ise, her yeni dönemin bir önceki dönemle karşılaştırmaktır. İki değer arasındaki fark hesap edilen enflasyondur. Yani bir önceki dönem baz dönem olarak hesaplamada kullanılmaktadır.
Sanırım okurların aklındaki asıl soru, hesaplamalar doğrumu? Bu cevabı bizde yok. Elimizde kanıt olmadığından bu nedenle burada neden manipülasyon yapıldığı değil nasıl yapıldığını tartıştık. Dolayısıyla bu konu hakkında yorum okurlara bırakıldı.
Biz nasıl yapılır sorusunu cevaplayalım;
Yukarıda enflasyon hesaplama değişkenlerini ele almıştık.
Bunlar; ürün sepeti, baz yıl ve anketler.
Ürün sepetinin değişkenleri her zaman tartışma konusu olmuştur.
Sepette yer alan ürünler hangi gerekçelerle ve neden bu şekilde belirlenir? Sepetteki ürün karmasının ne kadarı hane halkının tüketim alışkanlığını yansıtır?
İki soruda haklı gerekçelere dayanır. Aslında, zorunlu tüketim alışkanlıkları için, sanayi üretimi için, perakende ürünler için vb. konulara yönelik ayrı ayrı ürün sepetleri vardır. Yani hesaplanan tek bir enflasyon yok. Ancak teknik konular olduğundan ayrıntısına girmiyoruz.
Hane halkını ilgilendiren çekirdek enflasyondur. Çekirdek enflasyon, fiyatlarda görülen tüm geçici etkilerin çıkarılması (yani mevsimsel etkilerden arındırma bunlardan birisidir) sonucunda fiyatların genel düzeyindeki artışı ifade eder. Başka bir deyişle, enflasyonun geçici veya bir defaya mahsus etkilerden arındırıldıktan sonraki kalıcı kısmıdır. Evet sepetteki ürün karması zaman zaman değiştirilerek manipüle edilmeye açık bir konudur. Ancak güncellemeler de kaçınılmaz bir gerekçedir…!
İkinci değişkenimiz baz yıldır. Hükümetler ağırlıklı olarak baz yılı iktidara geldikleri yıl olarak dikkate alma eğilimindedir. Bu sayede hem hükûmetlerin ekonomi performansı takip edilebilmekte, hem de seçmene buradan mesaj verilebilmektedir.
Çok kötü geçen bir dönemin baz yıl olarak alındığına da sıklıkla rastlarız. Nitekim önümüzdeki süreçte muhtemelen 2020 baz yıl olarak revize edilecektir. Örneğin 2020’de küresel kriz nedeniyle enflasyonun %20’lerde olduğunu düşünelim. Ancak 2021 krizin atlatılması durumunda daha istikrarlı olacağı için baz yıl 2020 alınacak olursa ekonomi rakamları ciddi bir gelişmeyi gösterecektir. Diğer taraftan 2021 için de baz yıl 2001 olarak hesaplanacak olursa ilk yönteme göre değerler daha farklı çıkacaktır. İşte seçilen baz yılda bir manipülasyon aracı olarak kullanılabilmektedir.
Son değişkenimiz ise anketler. Yani enflasyon hesaplaması için sepetteki ürünlerin piyasa fiyatlarının araştırılması. Bu faaliyet Türkiye’de Türk İstatistik Kurumu tarafından yürütülür. Dolayısıyla kurum dışındaki hesaplamalara resmi olarak itibar etmemiz çok doğru olmayacağı gibi bilimsel sonuçlara da ulaştırmaz. Ancak sokaktaki insanın bu konudaki çekincelerini de yok saymamız mümkün değil…! Bu konunun tartışmasını da size bıraktır.
İşte bu üç faktör enflasyon hesaplamasında her zaman tartışmalı olmuştur. Buraya kadar enflasyonun tanımını yaptık, hesaplanma yöntemlerini ve nasıl manipüle edilebileceği üzerinde durduk.
Sonraki yazımızda; enflasyonla mücadele, istihdamın artırılması, büyümenin sağlıklı ve sürdürülebilir olması, ihracatın artırılması ve cari açığın azaltılması konuları imkanlar doğrultusunda sırayla ele alınacak. Sağlıkla kalın dostlar.
Verdiğiniz kıymetli bilgiler için teşekkürler. Emeğinize sağlık.
Ayrıntılı analizin için teşekkür ederim.
Çalışmalarınız için sizi tebrik ederim.emeğinize sağlık
Elinize sağlık, ancak kusura bakmayın şahsen “ben dolara bakmıyorum, dolarla mı maaş alıyorsunuz” diyen bir ekonomi bakanının açıkladığı programlara ve enflasyon da dahil birçok resmi veriyi yayınlamakla görevli olan ve fakat bu kurumun 2011-2016 yılları arasında başkanlığını yapmış şahsın
bile artık kurumun verileri benim için de inandırıcılığını yitirmiştir dediği kurumun verilerine inanmıyorum. Halkın enflasyonu için ise bir sene önce ile bugün örneğin 100 TL ile yaptığınız market alışverişinde alabildiğiniz ürün miktarına bakmanız gayet doğru bir göstergedir bence. Kolay gelsin.
Emeğinize sağlık enflasyon belirlemesinde ürünler sürekli değişiklik göstermekte gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum tüik verilerinin