Yerel yönetim kavramı günümüzde , 20 yıl öncesinin paradigmaları ile değerlendirilemeyecek kadar önemli ve değişmiş durumdadır. Yerel yönetimde seçilmiş belediye başkanı merkezde olmakla beraber, atanmış konumda olan kaymakamlık ve bağlı birimler de birer temsil noktası olarak durmaktadırlar. Muhtarlarımız mahallelerde demokrasinin temel direği olarak yerel yönetimlerin yapı taşlarını oluşturmaktadırlar. Belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri, seçilmiş insanlar olarak milleti temsil ederken, kaymakamlık ve bağlı kurum müdürleri de atanmış yetkililer olarak devleti yansıtmaktadırlar. Kısaca ve basitçe bu düzlem üzerinde yerel yönetim faaliyetleri icra edilmektedir.Son 5 yıla kadar belediye hizmetlerinde ‘ İleri Belediyecilik Uygulamaları ‘ kavramını pek fazla duymamışızdır. 1990’ lı yıllara kadar insanlarımız belediye hizmetlerinin ve hatta belediyenin varlığından sadece zabıtaları gördüğünde haberdar olurdu. O zamanların kıt imkanları ve yönetim biçimleri sebepleri ile yol,su, park, yeşil,kaldırım, sosyal hizmetler,kültür etkinlikleri gibi işlemler zorlukla yürütülmeye çalışılırdı. 90’lı yıllar aynı zamanda,kıt imkanlarla bir çok hizmetin yapılabileceğinin ve kaynak oluşturulabileceğinin ispatı olan bir çok belediyecilik uygulamalarına şahit olduğumuz bir dönem olarak karşımıza çıktı. 1994’te İstanbul’un başını çektiği yeni Belediyecilik anlayışının hakim olduğu bir döneme girildi. Asfalt yolların artırılması, park ve bahçelere yatırım, sosyal ve kültürel etkinlikler, milletle daha yakından temas kurma gibi çok temel davranışlar daha kaliteli bir şekilde verilmeye başlandı. İdeolojik olarak beğenmeseler dahi , belediyecilik uygulamalarını başarılı bulduklarını söyleyen kesimler bir hayli fazla idi. Bu hizmet eksenli ve samimi yerel yöneticilik uygulamaları beraberinde daha çok belediye ve merkezi hükümette başarıyı da getirmiş oldu.Konumuza tekrar dönecek olursak, yukarıda da belirttiğimiz gibi yerel yönetimde farkındalık bizim ülkemizde yakın bir maziye sahiptir. Yerel yönetimler uzunca bir dönem şehirlerin alt yapısına yatırımlar yapmış, tabiri caiz ise ‘ Baret ‘ li bir dönem geçirmişlerdir. Kazı yapan, asfalt döken, kanalizasyon döşeyen bir işlem süreci yaşamışlardır. 2000’li yıllardan sonra ise temel alt yapı ihtiyaçları doymaya başladıktan sonra, üst yapı hizmetleri ön plana çıkmıştır. Şehrin vitrininin güzelleştirilmesi, kişi başına düşen yeşilin artırılması, estetik cadde ve sokaklar oluşturulması, yeni ve görünümü güzel binaların yapımının teşvik edilmesi, çevre dostu enerji uygulamalarının araştırılması, vatandaşa dönük sosyal ve kültürel planlamaların yapılması hep bu dönemde ağırlıklı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir yandan temeli sağlam bir şekilde atılan alt yapının güncellenmesi devam ederken, bir yandan yerel yönetim kaynaklarının vatandaş konforuna yönelik olarak kullanılması gündeme gelmiştir.Son 10 yıldır, belediyecilik sadece yukarıda belirtilen uygulamalarla sınırlı kalmamıştır. Vatandaş memuniyeti yaşanmaya başladıkça, beraberinde yeni talep ve eleştiriler de gelmiştir. Belediye başkanı seçilmiş bir ‘ Kral ‘ değildir. Belediye ise sadece ‘ Yönetilen ‘ bir kurum değildir. Belediye başkanı halkın içinde yaşayan, her gün halkın arasında olan,cenazelere, taziyelere ve düğünlere giden, çocukların başını okşayan,dedelerin ellerini öpen bir insan olmaya başlamıştır. Gelişmiş ülkelerde yeni yönetim modelinin adı ‘ Yönetişim’ dir. Yani belediyecilik açısından söylersek, eskiden etkisiz eleman konumdaki sivil toplum kuruluşları, şimdi bir yönetim ortağı olarak gündeme gelmektedir. Eskiden, yönetildiği düşünülen kesimler şimdi bir ‘ paydaş ‘ konumundadırlar. Eskiden, hizmetlerin yapıldığı ve önlerine konulduğu edilgen yapıdaki kesimler şimdi, hizmetlerde görüşleri alınan, beraber projeler geliştirilen bir aşamaya gelmiştir. Bu gelinen nokta İleri Belediyecilik Uygulamalarının birinci aşamasıdır.İleri Belediyecilik Uygulamaları dönemine girildikten sonra, altyapı ve üst yapı temellerinin tamamlandığı ve artık sadece merkezde ‘ İnsan ‘ın olduğu yeni bir dönem başlamış oldu. Bu yeni dönemde talepler de nitelik kazanmıştır.Örneğin, ileri belediyecilik döneminde beldenin nüfus yoğunluğunu artıracak uygulamalardan kaçınılması gündemdedir. Trafikte, asayişte,alt yapıda ve üst yapıda yetersizliği beraberinde getiren nüfus yoğunluğu artışını teşvik edecek uygulamalardan uzak durulması gerekmektedir. Yeni toplu konutların beldenin veya ilçenin içine yapılması, yeni ve çok büyük alışveriş merkezlerine kucak açılması, nüfus yoğunluğunu artıran ve kişi başına düşen refah miktarını azaltan uygulamalardır. İleri Belediyecilik Uygulamalarında ilçe içine yapılacak yeni tek bir bina bile, beraberinde getireceği altyapı ve trafik yükü hesaplanıp bir nötralizasyon sağlandıktan sonra yükselebilir. Alt yapı ve üst yapı arasında ki denge, alt yapının aleyhine bozulmaya başladığı zaman, 50 sene öncesine dönüş başlamış demektir. Bu denge çok önemlidir. Bu dengenin korunması çok önemlidir.İleri Belediyecilik Uygulamalarında, ilçede eğitim,sağlık ve kültür uygulamalarında bir kalite artışı söz konusudur. Okulların ihtiyaç duyduğu senelik hizmetli ihtiyaçları, kırtasiye ihtiyaçları ve hijyen hizmetleri, ileri belediyecilik uygulamalarında belediye tarafından karşılanmaktadır. İleri Belediyecilik Uygulamalarında belediye eğitim hizmetine kendisi soyunmaz. Eğitimi eğitimcilere bırakır ancak, eğitime her türlü maddi desteği sağlayarak denetler. İleri Belediyecilik Uygulamalarında Okul Aile Birlikleri, kayıt parası toplayan konumda değildirler. Okul aile birlikleri, öğrenci,öğretmen ve aile etrafında sosyal projeler üreten, geleceğe daha sosyal ve kültürlü bir nesil yetiştirme yolunda projeler yapan gönüllü teşekküllerdir. Bu fonksiyona en büyük yardımcı belediyedir.Bir ilçede insanlar daha iyi bir eğitim ve sağlık hizmeti alabilmek için başka içlerdeki yerlere gitmek zorunda kalıyorlarsa geri kalmışsınız demektir.Bu gün sevinerek görmek mümkündür ki, eskiden bu durumda olan ilçelerin bir çoğu şimdi başka ilçelere eğitim ve sağlık hizmeti verir konuma gelmiştir.İleri Belediyecilik Uygulamalarında Sivil toplum kuruluşları önemli bir yer tutmaktadır. STK lar aracılığı ile toplumun bir çok kesimin görüşleri alınır ve teklifler istişare edilir. Bunun dışında belediye uygulamalarını direkt olarak anket usulü ile halka sormak da İleri Belediyecilik Uygulamalarının yöntemlerinden biridir.Afetler dünya durdukça kapımızı çalacak tehlikelerden biridir. Afetlere hazırlık konusu yerel yönetimlerin liste başı olması gereken görevlerinden biridir. Türkiyede 1959’da yürürlüğe giren 7269 sayılı bir Afet kanunu bulunmaktadır. Yerel ve genel bütün yönetim kademeleri bu kanun ile afetlere hazırlanmaktadır. Bu kanun ‘ Kriz Yönetimi ’ ni esas almaktadır. Yani afetin olmasını beklemekte, afet olduktan sonra enkaz kaldırma, sağ kalanların istihdamı ve yıkıntı toplama mantığını işletmektedir. En son bu mantık bizi 1999 depreminde bütün dünyaya rezil etmiş,daha da acı olanı binlerce canımızın gitmesine sebep olmuştur. Modern ülkeler artık, ‘ Risk Yönetimi ‘ ile afetlere hazırlık yapmaktadır. Bu mantığın temeli, afet gerçekleşmeden önce, afetin zarar verebileceği insan ve eşya ne varsa hepsinin zarar görebilirliğini azaltmaktır. Risk Yönetimi ile afetlere hazırlanmanın, merkezi idare ile yapılması gereken kısımları olmakla beraber, istendiği zaman mükemmel bir hazırlığı mevcut yetersiz yasaya rağmen de yapmak mümkündür. Biz Kızılay Bayrampaşa Başkanlığı görevimizi yürütürken bunun çok güzel bir örneğini 2012 yılında Bayrampaşa Kaymakamlığı ile yaptığımız bir ortak çalıma ile göstermiş bulunuyoruz. Bu çalışmalar İleri Belediyecilik Uygulamalarında, Belediye tarafından yapılmaktadır.İleri Belediyecilik Uygulamalarında kültür işleri çok önemli bir yer tutmaktadır. Kültürün başı ise, her ilçenin kendi tarihine ve ismine sahip çıkmasıdır. Bu konuda güzel uygulamaları görmek mümkündür.Bazı ilçelerin isimleri tarihte yaşamış büyük şahsiyetlerden ileri gelmektedir. O ilçelerin belediyeleri bu yüksek şahsiyetlerin ölüm ve doğum yıldönümlerini vesile ederek, özellikle gelecek nesillere yönelik bir tarih ve kültür şuuru oluşturacak çok güzel anma programları ve kültürel etkinlikler düzenlemektedirler. İlçeler tarihleri ve isimleri ile yaşamaktadırlar.Elbette sosyal ve kültürel etkinlikler sadece isim üzerinden yürümemektedir. İlçe içinde yaşayan baskın demografik kesimlere yönelik, onları ilçe ile daha uyumlu hale getirecek, kendi kültürlerini ve geldikleri bölgeleri de onore eden hizmetler de İleri Belediyecilik Konsepti içinde değerlendirilmelidir. Örneğin balkan kökenli insanların sayıca ağırlıkta olduğu yerlerde belediyeler, vatandaşlarımıza yönelik balkan gezileri, balkanlarda ki soydaşlarımıza yönelik kalıcı hizmetler, sosyal ve kültürel etkinlikler yapmaktadırlar. Bu hizmetlerin daha nitelikli ve kalıcı etkinliklere dönüşmesi vatandaş ile yönetim bağını daha da güçlendirecektir.Mesela balkanlarda belirli bölgelerde tatil köyleri kurulabilir, ilçemizden aileler,gençler ve öğrenciler belirli aralıklarla oralara kültür gezileri ve tatilleri adı altında götürülebilir.Bu bir kültür ve dostluk alışverişine de kapı aralayacak faaliyettir.İleri Belediyecilik Uygulamalarının kitaplaşacak kadar çok temel parametreleri bulunmakla beraber son bir tanesini de paylaşarak yazımıza son verelim. Belediye hizmetlerini halkla paylaşmak, halka olup biteni anlatmak çok önemlidir. Yazılı ve görsel medyanın,sosyal ve internet medyacılığının geldiği nokta dikkate alınırsa bu konuda çok ciddi ve maddi yükü hafif yöntemler kullanmak mümkündür.