• Anasayfa
  • Yazarlar
Perşembe, 28 Ağustos, 2025
  • Giriş
  • Kayıt Ol
Hür Havadis
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
11 °c
Ankara
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Hür Havadis
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Anasayfa Genel

BAHAR GÜZELLEMESİ (2)

ANKARALI ÇİĞDEM

Ahmet Tek Yazar Ahmet Tek
26 Mart 2023
Genel
0 0
0
0
PAYLAŞIM
14
GÖSTERİM
Facebook'da paylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'ta paylaş

O, ilkbaharın kızı, sarışınların en güzeli, en mahcubu, en canı tezi, en iyi giyineni, yeşili ve kahverengiyi en çok yakıştıranı…
O, hoyrat ellerce en çok incitilen, yuvası en çok dağıtılan, tacını takıp gelinliğini giyemeden kalbi en çok deşilen…
O, kırların kızı, sessizliğe, sakinliğe sığınan bozkır güzeli…
O, bir dönemin şöhreti, gözdesi, göz kamaştıranı…
O, bugünün unutulmuşu, kalbi kırık prensesi, Anadolu’nun hüzünlü kızı…

Çiğdem’i ilk kez ilkokula başladığım yıl gördüm ve hâlâ o haliyle hatırlarım. Okul kapısının önünde bir satıcı. Elinde hasır sepet… Sepette demet halinde onlarca çiğdem, birbirine örülü, belik gibi. Sepet bir hücre, çiğdemler ayaklarından zincirlenmiş esirler misâli…

Bazı öğrenciler para verip çiğdem aldı. Sık dokulu fileleriydi dikkatimi çeken. Satıcı, eline aldığı çiğdem demetini sepetin kenarına vurunca, kızıl toprak saçıldı; yarısı sepete, yarısı yere… Çiğdemlerin hırpalanışına üzüldüm.

Dantelden Çıkan Badem İçi

Alışkın minik eller, o güzelim torbacıkları, dantel gibi örülmüş kahverengi ağ katmanını acımasızca parçalayınca ortaya bembeyaz bir yumru çıktı. Taze badem içine benziyordu. Farkı, tombulluğuydu. Misketi andırıyordu.
Bir arkadaşım elindeki demetten bir baş koparıp bana uzattı. Burnuma götürdüm, kokladım. Genzime, yoğun bir toprak kokusu doldu. Sevdiğim kokuydu. Ağ benzeri keseciği yavaşça açtım. Bembeyaz, küçücük bir yumru avucumdaydı. Her şeyi yiyemeyen bir çocuktum. Bir parça ısırdım. Ağzıma süt beyazı, tatlımsı bir sıvı geldi. Kopardığım parçanın tadını sevmedim. Sanki soğan ve patates karışımından oluşmuş bir tat almıştım. Yutamadım.

Bir daha ağzıma çiğdem değmedi. Ama o gün gördüğüm çiğdemi, o kır güzelini hiç unutmadım.

Nasıl Kıydın Bunlara?

Ankara’nın baharları güzeldir. İlkbaharı da sonbaharı da… Bir de güneş varsa tadına doyum olmaz. Mart başıydı, çocukluk aşkım çiğdemle Kızılay’da karşılaştım.
Altmış yaşlarında, sakalları kırçıllaşmış, avurtları çökük biri; kaldırıma çömelmiş, elinde büyükçe bir naylon poşet. Elini soktuğu poşetten çiğdem çıkarıyor, beşini bir araya getirip demet yapıyor. En büyük çiğdemin boyu 6-7 santim kadar.
Bunları bir gazete parçasına sarıyor. Çok ucuza veriyor. Bir demet çiğdem için bir demet maydanoz parası istiyor. “Bu kadar da olmaz ki! Bu fiyata bu güzellik verilir mi? Ah be canım kardeşim, nasıl kıydın bu güzelliğe!” diye içimden söyleniyorum.

Sarı çiçekler sertliğini ve parıltısını kaybetmiş. Pörsümüş sarı çiçekler ve bir iki yaprak, çiğdemin gövdesine ağır gelmiş olmalı ki, minik fideler ikiye katlanmış.
Mürekkep kokulu gazete sayfaları gözüme tabut gibi gözüktü. Çiğdeme lâyık olmayan bir tabut. Kazada ölenlerin üzerine eskiden gazete örtülürdü. Olay yeri incelemesi bitene kadar ceset, üstünde gazete, öyle bekletilirdi. 

Kızılay’da gördüğüm çiğdemler nedense bunu hatırlattı. İnsan seli içinde, kaldırımda ölü çiğdemler ve gazete sayfaları… Çiğdemler yeni boy verip çiçeğe durmuş. Kök yumruları henüz oluşmamış. File görünümlü, toprak kokulu bohçaları yok. Minicik fide halindeler.
Mülteci Çocuklar Misâli…
Mart rüzgârında titreyen mülteci çocuklar gibi; korumasız ve çıplaktılar. Narin, zarif, çok çok güzellerdi ama kökleri topraklarından ayrı düşmüştü.
Kızılay’da, poşetten çıkıp gazeteden tabuta konulan ve nereye gidecekleri meçhul körpecik çiğdemler bendeki acıma, şefkat, hüzün, kızgınlık vb. duyguları karışık bir halde önüme boca etti.

“Nerden buldun bu kadar çiğdemi?” diye sordum. Çubuk’tan, Karacaören’den toplamış. Karacaören eskiden köydü, artık Ankara’nın mahallesi.
“Bunlar olmamış, fileleri bile yok, niye erken topladın?” dedim.
Sabah erken kalkmış, öğleye kadar kırlardan çiğdem sökmüş. “Bin kadar çiğdem var bu poşette” dedi.
Bilerek erken sökmüş; “Bunları balkona, bahçeye ve saksıya ekmek isteyenler oluyor. Bir de bu haliyle sevenler var. Bir bardakta veya vazoda birkaç gün canlı duruyorlar. Ondan erken topladım” diye devam etti.

Çiğdemci, daha doğru ifadeyle çiğdem avcısı “Kaç demet alacaksın” diye sorduğunda, ben çiğdemleri kırlardaki haliyle düşlüyordum.

Sarı çiçekli çiğdemin literatürdeki Latince adı “Crocus Ancyrensis” ve bu ismi 1876 yılında G. Mav isimli bir İngiliz vermiş. “Crocus” çiğdem, “Ancyrensis” Ankaralı anlamında. Yani “Ankaralı Çiğdem”. Yaygın kullanımıyla Ankara Çiğdemi.

Doğaya Fısıldayan Adam

“Toprak ıslanıyor, ıslandıkça kararıyor ve havaya güzel bir koku yayılıyordu. Oh! Bu ne hoş, ne rahmani bir koku idi! Bu cennet kokusu, toprak kokusu idi.”
Bu müthiş cümleleri yazan botanikçi ve Türkiye’de Bitki Sosyolojisi Bilim Dalının kurucusu olan Prof. Dr. Hikmet Birand’tır.
Rahmetli Hikmet Birand’ın “Anadolu Manzaraları” adlı eserinde Ankara Çiğdemi ile yaptığı sohbeti yer alır.

Hikmet Birand gözlemci, güzel yazı erbabı, bitkilerle, ağaçlarla ve doğayla sohbet eden, “Doğaya fısıldayan adam”dır. “Alıç Ağacı ile Sohbetler” adlı kitabı, Türkiye tabiatını öğrenmek isteyenlerin rehberidir. Çok satan kitaplardandır. Okumayanın bir yanı eksiktir.

Çiğdemli Pilav

Çiğdemi taze olarak yiyemedim. Çocukluğumda bir parça ısırmış ve tatmıştım. O tadı sevmemiştim. 
Çorum ve Yozgat’ta çiğdemli bulgur pilavı, Gaziantep’te ise çiğdemli, kuzu etli ve pirinçli aşının yapıldığını duydum. Ankara’da da çiğdemli pilav pişirildiğini duydum ama hiçbir yerde önüme çıkmadı.
Pir Sultan Abdal’ın “Sarı Çiğdem”ini ilk kez 1970’li yıllarda Ruhi Su’dan dinledim. Hâlâ dinlerim, tekrar tekrar. Bıkmadan, zevkle, ürpererek… Pir Sultan, Ruhi Su ve Sarı Çiğdem, ruhumun üç güzeli, üçünü kardeş belledim.

Doğaya Zulmetmeyelim

İnsanın zulmüne mevsimler aldırış etmez. İlahi saatin ibresi şaşmaz. Bahar gelir, çiçekler açar. Doğanın, zulme uğrayan her parçası; çiçek, böcek, toprak, su, maden, ağaç, hava, ırmak ve deniz; kirleniyor, azalıyor, can çekişiyor.

Başımızı kaldırıp çiçeğe, böceğe, kuşa ve yağmura bakmıyorsak bile onlara zulmetmeyelim. Baharı kaçırmayalım. Baharın yeniden diriliş olduğunu hatırlayalım, gözleyelim, tanığı olalım. Gönlümüzün toprağını alt üst edelim. Çiğnenen, katılaşan ve hor kullanılmış yanımızı havalandıralım. Yeni ürünler için hazırlık yapalım ki, demet demet çiçeklenelim.
Pir Sultan’la noktalayalım:
“Asacığı elinde
Hak kelâmı dilinde
Çiğdemde dervişlik var.”

Aklında bahar olanın ruhunda çiçek açarmış.

Önceki Haber

RAMAZAN-I ŞERİF AYI BİRLİK BERABERLİK VE ZAHİRİ ÖZÜ YAŞAMA AYIDIR BU RAMAZANDA AYRI BİR VAZİFEMİZ VAR

Sonraki Haber

Bilge, Kitap, Zeytin…

Ahmet Tek

Ahmet Tek

Sonraki Haber

Bilge, Kitap, Zeytin…

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

  • 381 Takipçi
REKLAM
  • Tarihte Bugün
  • Çok Okunanlar
  • Yazarlar

Tarihte Bugün; 28 Ağustos 1499 – Mustafa Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması, Mora Yarımadasında Venedik Kontrolünde Kalan Son Kale Olan İnebahtı’yı Fethetti

28 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 27 Ağustos 1922 – Türk Ordusu, Yunan İşgali Altında Bulunan Afyon’u Geri Aldı

27 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 26 Ağustos 1071 – Büyük Selçuklu Hükümdarı Alp Arslan Malazgirt Meydan Muharebesini Kazandı ve Türklere Anadolu’nun Kapıları Açıldı

26 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 25 Ağustos 1499 – Küçük Davut Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması İle Venedik Donanması Arasında Gerçekleşen Sapienza Deniz Muharebesi, Osmanlı’nın Zaferiyle Sonuçlandı

25 Ağustos 2025

ÖĞRETMENİM BENİ FARK ET!…

29 Temmuz 2022

ANNELER CARİYE OLUNCA!…

1 Haziran 2022

HOŞGELDİN ASYA

25 Mart 2023

AYDINLIK YARINLARA

11 Mart 2022
Ahmet Tek

Ahmet Tek (133)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (92)

Dr. Adnan Küçük

Dr. Adnan Küçük (75)

Necati İLMEN

Necati İLMEN (63)

Sinan Tekin

Sinan Tekin (48)

Dr. İdris Tüzün

Dr. İdris Tüzün (48)

Ali Murat Duman

Ali Murat Duman (41)

Bayram Baş

Bayram Baş (35)

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU (29)

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış (26)

Prof. Dr. Emre Güler

Prof. Dr. Emre Güler (22)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (17)

Fatıma Zehra

Fatıma Zehra (14)

Esra Çakan Kandemir

Esra Çakan Kandemir (11)

İbrahim Eksilmez

İbrahim Eksilmez (2)

Son Haberler

Türkiye’nin Lezzet Sofrası Kahramankazan’da Kuruluyor!

28 Ağustos 2025

GAZZE’DE YAŞANANLAR MÜSLÜMANLARIN EN BÜYÜK İMTİHANIDIR

28 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 28 Ağustos 1499 – Mustafa Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması, Mora Yarımadasında Venedik Kontrolünde Kalan Son Kale Olan İnebahtı’yı Fethetti

28 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 27 Ağustos 1922 – Türk Ordusu, Yunan İşgali Altında Bulunan Afyon’u Geri Aldı

27 Ağustos 2025
Hür Havadis

Kaliteli, doğru, güvenilir haberi sesi olmaya çalışıyoruz.

Bizi Takip Edin

Kategoriler

  • Belediyecilik
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Haftanın Şiiri
  • Kültür ve Sanat
  • Önemli Şahsiyetler
  • Oyun
  • Politika
  • Sağlık
  • Sanat ve Kültür
  • Siyaset
  • Son Dakika
  • Spor
  • STK Faaliyetleri
  • Tarihte Bugün
  • Tasavvuf
  • Teknoloji
  • Terör İle Mücadele
  • Türkiye

Son Haberler

Türkiye’nin Lezzet Sofrası Kahramankazan’da Kuruluyor!

28 Ağustos 2025

GAZZE’DE YAŞANANLAR MÜSLÜMANLARIN EN BÜYÜK İMTİHANIDIR

28 Ağustos 2025

© 2021 Hür Havadis

Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Yazarlar
  • Giriş

© 2021 Hür Havadis

Hoşgeldiniz

Lütfen bilgileriniz ile giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni hesap oluşturun!

Kayıt olmak için formu doldurunuz

Tüm alanları doldurun. Giriş yap

Şifre hatırlatma

Şifre değiştirmek için kullanıcı adınızı veya emailinizi girin!

Giriş yap