• Anasayfa
  • Yazarlar
Cumartesi, 5 Temmuz, 2025
  • Giriş
  • Kayıt Ol
Hür Havadis
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
11 °c
Ankara
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Hür Havadis
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Anasayfa Genel

DÜŞTÜKLERİ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ- 1

Necati İLMEN Yazar Necati İLMEN
30 Temmuz 2023
Genel
0 0
0
0
PAYLAŞIM
26
GÖSTERİM
Facebook'da paylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'ta paylaş

Türkçemizde “Düşmek” kelimesi birçok manayı ihtiva etmekte. “Dadanmak, alışmak, müptela olmak, zayıflamak, şehit olmak, inmek, yağmak, sukut etmek, ayrılmak, sefil olmak, aciz kalmak” bunlardan bazıları. Dil üstatlarından Nihat Sami Banarlı, “Türkçenin Sırları” adlı kitabında “düşme” kelimesi için sayfalarca bölüm ayırır. “Düşmenin mevkiden, milletin gözünden, iktidardan düşmek olduğunu belirttikten sonra daha korkunçlarından da bahseder. Banarlı, [1]“düşmenin daha başka ne çeşitleri, ne vahimleri ne göze görünmezleri vardır. Allah elden ayaktan düşürmesin diyen, kurnaz dilenci psikolojisi, düşmenin bu her insana mukadder, tehlikeli şeklini çok iyi kavramıştır. O kadar ki bu usta dilenci duası, dilencilere, “Allah sevdiğinizden ayrı düşürmesin!” diyerek daha çok para kazandırır.” Diye tanımlar düşmeyi.

“Düşmek” Yahya Kemal’in dilinde, bazen dalmak bazen ümittir, bazen de acıdan ders çıkarmaktır.

Nurullah Genç’in o meşhur ve uzun Yağmur şiirinin değişik yerlerinde de “düştü” kelimesine rastlarsınız. Kelimelerin büyük bir ustalıkla mısralara serpildiğini görürsünüz.

“Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü

  Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü

 Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara

 Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü”

Şimdi isterseniz yaptığım araştırmamın “düştükleri” kelimesiyle nasıl bir irtibatı olduğuna bir bakalım.

Türkçe, matematik, tarih, rehberlik, genel kültür, spor, müzik, sanat, siyaset gibi değişik konulardan hazırladığım onlarca sorulara verilen yüzlerce cevaplar duruyor masamın üzerinde. Cevaplar garip, anlaşılmaz, bazen nükteli, bazen saçma, bazen de kendilerinden de büyük laflar söylettiren cinsten. Tek ortak noktaları tabiri caiz ise“tongaya düşüren cevapların” ben de tezahür eden düşündürdükleri.  Bazı cevapların yüzlerinizde bir gülümseme meydana getirdiğini şimdiden görebiliyorum. Lakin asıl amacım bu değil, onların zihinsel, duyuşsal ve ruhsal bir takım farklı gelişim özelliklerini anlayabilmek, dünyalarına nüfuz edebilmek, bakış açılarındaki renkleri bir an olsun yakalayabilmektir. Aslında araştırmamın onlarla münhasır kalmayıp yetişkinlere kadar da uzandığını çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bizler aynamızın kabiliyeti nispetinde eğitim sistemimizle ilgili pekâlâ bir resim çizebiliriz. Hatta daha da ötesi verilen cevaplarla sizlerde okulun, ailenin, çevrenin, ferdin ve toplumun yansıyan izdüşümlerini görebilecek çözümündeki kavşak noktanın maneviyat ekseninde sülük eden bir eğitim anlayışına bağlayacağınızdan da şüphem yok.

Gelelim avladığım birkaç sorunun ve cevabın bende düşündürdüklerine…

Soru 1: Öğretmeninizle ya da arkadaşınızla paylaştığınız bir anınız varsa açıklayınız?

—Öğretmenime sizi seviyorum demem.(Eyüp 6/B sınıfı öğrencisi)

—Arkadaşlarımla var ama kötü bir anı. 6.sınıfta okulun camı kırıldı diye öğretmenler bizi eşek sudan gelinceye kadar dövdüler ben o öğretmenlerden şikâyetçiyim. Hatta bizden parada aldılar. O günü hiç unutmayacağım.(İbrahim 8/B sınıfı öğrencisi)

İki şey belleklerimizde derin izler bırakır.

Biri sevgi diğeri ise korku…

 Küçükken ilkokuldaki iki öğretmenimi hayatım boyunca unutmadım. Biri bizi çok seven, koruyan ve dersini hep esprili anlatan Naif Paydaş öğretmenimi, diğeri ise ismi bende saklı kalsın, bizleri topuklu ayakkabısıyla dövmekten başka hafızamızda yer tutmayan bir başka öğretmenimi…

Toplumda ya hoş sadâ bırakıp sevgiyle anılıp ayrılacağız bu fani dünyadan yahut da nefretle…

 

Soru 2: Mutlu olduğunuz bir anınızı anlatınız?

— 1.sınıfta öğrenciler sınıftayken öğretmenimiz “z” harfini yazıyordu. Benim yazım çok çirkindi. Ertesi gün çalıştığım için güzelleşmişti. Ve öğretmenim bana aferin dedi. Ve mutlu oldum.(Gülcan 5/B sınıfı öğrencisi)

—Öğretmenimizle pikniğe gittiğimiz günü hiç unutmadım.(Nurşin 7/A sınıfı öğrencisi)

—Biz bir gün okulda tiyatro yaptık ve öğretmenim Ahmo’yu, Ayşo’yu, Ağayı, Hacce bacıyı seçti. Ve tahtada canlandırdık.(Gülten 4/A sınıfı öğrencisi)

 Küçük sözlerin bile ne denli büyük mutluluklar verdiğini öğrencilerimizin cevaplarından anlayabiliyoruz.  Sıradan bir hadise gibi gözükse de öğretmenlik yıllarımda görev yaptığım köy okulundaki sıraların ayaklarını boyamak bile bana lezzet veriyordu.  Okulun boya, badanasını yapmak, tuvaletlerini temizlemek, çocuklar üşümesin diye soba alabilmek için aylarca ilçe milli eğitim müdürlüğünün kapısını aşındırmaktan hoşnut oluyordum. Ve hiç de gocunmuyordum.  Küçük dünyamdan memnun ve mesrurdum. Bulunduğu vazifeyi hor gören, köye geldiği gibi gitmeyi düşünen, hayattan kopuk, büyük hayallerin altında ezilen, ayağı yere basmayan, insanların ortak yaşantı alanına nüfuz etmeyen, sadece etiket peşinde koşan eğitimci portresinden hep ürkmüşümdür. En büyük sıkıntımız mutluluğumuzu büyük işlerde, büyük mevkilerde ve mükemmeliyetçilikte arıyor olmamızdır. Hem kendimizi, hem başkalarını mutlu etmek aslında çok masraflı bir hadise değildir. Bir gülümseme, bir bakış, bir selam ve birkaç güzel sözün getiremeyeceği kazanç yok gibidir.

 

Soru 3: Annenin kız kardeşine ne denir?

—Annemin kız kardeşi Hatice’dir.(Ubeyit 2/C Sınıfı Öğrencisi)

 Sorunun cevabını nasıl değerlendirmeliyiz? Kalıplaşmış dünyamıza göre mi, çocuğun esrarengiz dünyasına göre mi? Yaşantı alanımızdaki algılarımıza göre istenilen cevap elbette teyzedir. Zira ikinci sınıf öğrencisi için “teyze” unvanı çok bir anlam ifade etmez. Ailesinin ve akrabalarının sıcak yakınlığıyla ilgilenen çocuk, bizlerin bir yakıştırması olan “teyze, dayı, hala amca” gibi kavramlardan oldukça uzaktır. Bu yüzdendir ki kendine özgü düşüncesiyle annesinin kız kardeşine Hatice demiştir. Kalıplardan uzak Ubeyit, orijinalliğini muhafaza edebilmiştir. Ben olsam bu yazılı sorusuna yüz üzerinden yüz verirdim. Sevgili Ubeyit’ciğim özgünlüğe devam et lütfen…

 

Soru 4: Teyemmüm ne zaman ve nasıl alınır?

— Suyun olmadığı zaman alınır. Ağza buruna üçer defa su vererek alınır.(Fuat 7/C Sınıfı Öğrencisi)

 Düşünülmeden, irdelenmeden verilen bir cevap. Sanki İngilizce bir cümle ezberlemiş de manasını bilmeden kelimeleri peşi sıra döktürmüş. Yeteneklerimiz bir bir külleşip, uçup gidiyor elimizden. Şaşma yeteneğimiz şaşılacak halde… Kaçımız televizyonun, radyonun, bilgisayarın neden ve nasıl çalıştığını merak etmişiz? Kaç kişi, yıldızlar neden yere düşmüyor diye sorgulamıştır. Neden “merak” hissiyatımız törpülendi.  Şeker yüklemesi gibi bütün bilgilerin bir çırpıda vücudumuza enjekte edilmesinin sebebi hikmeti nedir? İçselleştirilmeden yüklenilen her bilgi bedenimizde bir kalburdur sadece. “Türkiye’de en fazla bor mineralleri nereden çıkarılır? Bakır en fazla hangi ilimizde” en fazla, en az, en küçük, en büyük…

Tetkik edilmeden, sorgulanmadan yüzlerce, binlerce bilgi depolandı hafızamıza… Oysa dokunamadık bunlara, düşünemedik borun, bakırın ne işe yaradığını ve nerelerde kullanıldığını. Ansiklopedik bilgileri bilmek entelektüel olmanın yegâne işareti sayıldı. Yıllarca tarih kitaplarımızda, acayip elbiseleriyle insandan çok bir orangutanı andıran düşünceden yoksun yaratıklar resmedilip durdu. Düşüncelerimiz, aklımız, ruhumuz, istidadımız ve bütün özelliklerimiz ölüyor.

Bir ölü yaşayanlara ne verebilir?

Merak eden, irdeleyen çocuklarımızı çok konuşuyor diye ağzını kilitlemeyi marifet sayıyoruz. Nasıl öğrenmişsek hayatı onlarında öyle kabullenmelerini bekliyoruz. Anlamıyoruz anlatamıyoruz anlamlandıramıyoruz.

 

Devamı bir sonraki yazımda…

[1] Sami Banarlı Nihat,  “Türkçenin Sırları”  İstanbul 2009, Kubbealtı Yayınları

Önceki Haber

DİNİN KORUNMASI KAÇINCI ÖNCELİĞİMİZ?

Sonraki Haber

Kars’ta Yolcu Otobüsü Şarampole Devrildi

Necati İLMEN

Necati İLMEN

Sonraki Haber

Kars'ta Yolcu Otobüsü Şarampole Devrildi

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

  • 381 Takipçi
REKLAM
  • Tarihte Bugün
  • Çok Okunanlar
  • Yazarlar

Tarihte Bugün; 5 Temmuz 2008 – Türk yazar, Şair ve Milletvekili, Adil Erdem Bayazıt Vefat Etti

5 Temmuz 2025

Tarihte Bugün; 4 Temmuz 1546 – Osmanlı Denizcisi ve Kaptan-ı Derya, Barbaros Hayreddin Paşa Vefat Etti

4 Temmuz 2025

Tarihte Bugün; 3 Temmuz 1988- İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Açıldı

3 Temmuz 2025

Tarihte Bugün; 2 Temmuz 1993- Sivas Madımak Oteli Yakıldı 37 kişi Yanarak Hayatını Kaybetti

2 Temmuz 2025

ÖĞRETMENİM BENİ FARK ET!…

29 Temmuz 2022

ANNELER CARİYE OLUNCA!…

1 Haziran 2022

HOŞGELDİN ASYA

25 Mart 2023

AYDINLIK YARINLARA

11 Mart 2022
Ahmet Tek

Ahmet Tek (131)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (92)

Dr. Adnan Küçük

Dr. Adnan Küçük (72)

Necati İLMEN

Necati İLMEN (61)

Dr. İdris Tüzün

Dr. İdris Tüzün (48)

Sinan Tekin

Sinan Tekin (47)

Ali Murat Duman

Ali Murat Duman (41)

Bayram Baş

Bayram Baş (35)

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU (29)

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış (25)

Prof. Dr. Emre Güler

Prof. Dr. Emre Güler (22)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (15)

Fatıma Zehra

Fatıma Zehra (14)

Esra Çakan Kandemir

Esra Çakan Kandemir (7)

İbrahim Eksilmez

İbrahim Eksilmez (2)

Son Haberler

Tarihte Bugün; 5 Temmuz 2008 – Türk yazar, Şair ve Milletvekili, Adil Erdem Bayazıt Vefat Etti

5 Temmuz 2025

Şehit Yakınları ve Gazilere Doğal Gazda Yüzde 50 İndirim

4 Temmuz 2025

Gazeteci-Yazar Nihat Genç 69 Yaşında Hayatını Kaybetti

4 Temmuz 2025

Memur ve Emekli İçin Refah Payı Nerede?

4 Temmuz 2025
Hür Havadis

Kaliteli, doğru, güvenilir haberi sesi olmaya çalışıyoruz.

Bizi Takip Edin

Kategoriler

  • Belediyecilik
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Haftanın Şiiri
  • Kültür ve Sanat
  • Önemli Şahsiyetler
  • Oyun
  • Politika
  • Sağlık
  • Sanat ve Kültür
  • Siyaset
  • Son Dakika
  • Spor
  • STK Faaliyetleri
  • Tarihte Bugün
  • Tasavvuf
  • Teknoloji
  • Terör İle Mücadele
  • Türkiye

Son Haberler

Tarihte Bugün; 5 Temmuz 2008 – Türk yazar, Şair ve Milletvekili, Adil Erdem Bayazıt Vefat Etti

5 Temmuz 2025

Şehit Yakınları ve Gazilere Doğal Gazda Yüzde 50 İndirim

4 Temmuz 2025

© 2021 Hür Havadis

Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Yazarlar
  • Giriş

© 2021 Hür Havadis

Hoşgeldiniz

Lütfen bilgileriniz ile giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni hesap oluşturun!

Kayıt olmak için formu doldurunuz

Tüm alanları doldurun. Giriş yap

Şifre hatırlatma

Şifre değiştirmek için kullanıcı adınızı veya emailinizi girin!

Giriş yap