• Anasayfa
  • Yazarlar
Çarşamba, 25 Haziran, 2025
  • Giriş
  • Kayıt Ol
Hür Havadis
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
11 °c
Ankara
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Hür Havadis
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Anasayfa Genel

Gelme Artık Neye Yarar

Ahmet Tek Yazar Ahmet Tek
19 Kasım 2024
Genel
0 0
0
0
PAYLAŞIM
5
GÖSTERİM
Facebook'da paylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'ta paylaş

Gazete yazarları arasında özel hayatını ve günlük yaşamını onun kadar okuyucusuyla paylaşan başka kişi olmadı. Coşkulu muydu, hayatı tozpembe mi görüyordu, kendini öyle göstermek mi istiyordu? Karar veremezdim.

Hazcılık ekolünün tipik temsilcisiydi. İçtiği suyu bile dünyanın ulaşılmaz, nadide pınarlarından kendisi için özel getirilmiş olarak anlatan ruh haline sahipti. Basit zevklerin adamıydı.

Gözlemci, dikkatli ve meraklıydı. Bu özellikleri onun ölünceye dek gazetecilik ve köşe yazarlığı yapmasının sebeplerindendi. Henüz 17 yaşında iken spor sayfası hazırlayarak mesleğe adım attı. Ardında binlerce köşe yazısı ve 20’ye yakın kitap bıraktı.

Hıncal Uluç’tan söz ediyorum. Spor dışındaki yazılarının müdavimiydim. Türkçesi sadeydi. Belki iç dünyası da öyleydi. Kelime dağarcığı üç bin civarında diye tahmin ediyorum. (Birçok köşe yazarı iki bin kelimeyle idare ediyor.) Hıncal Uluç’un köşesi dünyaya açıktı. Oysa kendisi dar bir çemberin dışına çıkamadı. Entelektüellikten uzaktı. Bakış açısı birçok meslektaşına göre farklıydı; herkesten ayrı penceresi vardı, olaylara o pencerenin ardından bakardı. Güncelin çamuruna bulanmaktan kurtulamadı. Heyecanı ve yaşam ritmi günlük hayhuy arasında yitip gitti.

Hıncal Uluç, Necip Fazıl’ın bir şiirini, başından geçen bir aşk öyküsüyle (belki de ilk aşkı) harmanlayarak yazdı. Yazıda Necip Fazıl’ı ve şiirini değil, kendisini anlattı. Onun yazılarının öznesi çoğunlukla kendisiydi. Yazı, bir aşk hikayesiydi ve duygusaldı. Yazıyı okuduktan sonra, yıllarca gazetecilik yapan ve köşe yazan birinin, hayatında çok özel bir yeri olan Necip Fazıl ile niye tanışmadığı sorusu aklıma takıldı.

Bu soru sadece Hıncal Uluç için değil, birçok gazeteci ve yazar için de geçerli. Bu durumu, 1960’lardan günümüze kadar gelen bir ayrışmanın sonucu diye düşünüyorum.

Hıncal Uluç, henüz gençliğinin baharında iken şiirlerine hayranlık duyduğu ve bir şiiri hayatının dönüm noktası olan Necip Fazıl ile tanışmayı isteseydi, bu onun için kolay olurdu. Tanışma isteği duymamış olmalı.

Hıncal Uluç’a göre, Necip Fazıl ayrı dünyanın insanıydı. Necip Fazıl’ın dünyası Hıncal Uluç’un uzağındaydı. Merak ettiğini de sanmıyorum. Sığlıktan kastım bu. Necip Fazıl ise Hıncal Uluç’un adını duymamıştır bile. Duymuşsa da yazılarını okumamıştır. İki ayrı dünyanın insanını hatırlamama vesile olan öyküye gelelim.

Hıncal Uluç, bir voleybol maçında oyuncu kızlardan birine aşık oluyor. Kızın bütün maçlarına gidiyor, kızla tanışıyor. Ama bir türlü kıza açılamıyor.
Bir gün üniversite kantininde gazete okurken bir dörtlüğe rast geliyor. Anlatmak istediği her şeyin bu dörtlükte olduğuna inanarak bir kağıda yazıyor. Bütün cesaretini toplayarak kızın yanına gidiyor ve kağıdı hiç konuşmadan kıza verip oradan uzaklaşıyor.
“Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar.”

Ertesi gün kız üniversiteye gelip karşısına dikiliyor. “Bende senden hoşlanıyorum ama hoşlandığım biri daha var. Ne yapmam gerektiğine karar veremiyorum” diyor.

Hıncal Uluç da “seçtiğin ben olursam ara beni” diyor ve bir daha kızın yanına gitmiyor.

Aradan aylar geçiyor, kız gelmiyor. Hıncal Uluç, kıza verdiği şiirin devamının olduğunu öğreniyor. Bir kağıda yazıp cüzdanında saklıyor.

Aylar geçiyor ve aşık olduğu kız bir gün karşısına dikilip “Senden hoşlanıyorum” diyor.
Hıncal Uluç hiçbir şey söylemiyor. Cüzdanından kağıdı çıkartıyor, kıza kağıdı verip oradan uzaklaşıyor.
“Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni.
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar.”

Şiir için “konuşma ile susmayı bir araya getirmek” diyen görüşün ender örneği. Hıncal Uluç bu sözün gerçekliğini gençliğinin baharında bizzat kanıtlamış. Bu anıyı 25 Kasım 1995’te köşesinde yazmış.

Bu dörtlükler Necip Fazıl’ın 1937 yılında yazdığı “Beklenen” şiirinden alıntı. Beklenen şiiri, “Çile”nin “Kadın” bölümünde yer alır. Necip Fazıl’ın bir de 1930’da yazdığı “Bekleyen” adlı şiiri var. Son dörtlüğü şöyle:
Ölürsün… Kapanır yollar geriye;/
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim. /
Varılmaz hayale işaret diye, /
Toprağında bir taş olur, beklerim…

Yaşam, bekleyen ile beklenen arasındaki mesafeden başka nedir ki! Yaşam, kararlarımızın karşılığını sunar. “İnsanın Anlam Arayışı” kitabının yazarı, nörolog ve psikiyatr Viktor Emil Frankl “Bir insanın ne olduğunu şartlar değil, kararlar belirler” demiş.

İki ayrı dünya, iki ayrı insan ve bir şiir. Yüreğin bilimi denilen şiirin birleştirici, kavrayıcı yanı bu işte. Bir şiirin, bir gencin kader çizgisini çizecek denli bir kararın sözcülüğünü yapacağı kimin aklına gelirdi? Şiirin yüceliği, ona anlam yükleyen kişinin özüyle belirlenir. Sözün yoğurulmuş halidir şiir.

Hıncal Uluç, Türk basınının en renkli tiplerindendi. Öykünmeciydi, özgünlükten uzaktı. Magazincilikte tek isimdi, işini en iyi yapan kişiydi. Genel yayın yönetmeni olduğu derginin satış rakamıyla hep övündü. Zarfı, mazruftan üstün gören klanın öncülerindendi.

Medyada onun bıraktığı boşluk doldurulmadı. Belki tarzı eskidi, belki o yetkinlikte bir isim bulunamadı. Bir sayfaya yayılan köşenin benzeri artık yok. Köşesinin adı “Hıncal’ın Yeri” idi. Bu yazdıklarımı o çok önce köşesinde kaleme almış ve kendini şöyle anlatmıştı:

Ben “Vatan Kurtaran Aslan” yazar değilim.. Hiç de olmadım.. Ben hayatı yazıyorum. Hıncal’ın Yeri bu.. Siyaset dediğiniz şey de hayatımda ne kadar yer alıyorsa, bu köşeye de o kadar giriyor, eksik, ya da fazla değil.. Gaza gelmem.. Alkışlar da, küfürler de beni ilkelerimden çevirmez. Bilen biliyor zaten.. Bu sözlerim bilmeyenler için..”

Sezen Aksu ve Özdemir Erdoğan düeti olan “Küçük Bir Aşk Masalı” şarkısının söz yazarıydı. Yazı yazara, yazar yazdığına benzemeli. Hıncal Uluç, yazdığına benzeyen bir yalnız adamdı. 20 Kasım 2022’de, 83 yaşında öldü. Dostları bugün Zincirlikuyu’daki kabri başında toplanmıştır. Allah rahmet eylesin.

Not: Prof. Dr. Orhan Okay, Necip Fazıl Kısakürek’i “kendi şiirini en iyi okuyan şair” olarak göstermişti. “Beklenen” şiirini Necip Fazıl’ın sesinden dinlemenizi öneririm.

Önceki Haber

Tarihte Bugün; 19 Kasım 1994 Halil Mutlu 7 Dünya Rekoru Birden Kırdı

Sonraki Haber

Tarihte Bugün; 20 Kasım 1961 Türkiye’de İlk Koalisyon Hükümeti Kuruldu

Ahmet Tek

Ahmet Tek

Sonraki Haber

Tarihte Bugün; 20 Kasım 1961 Türkiye'de İlk Koalisyon Hükümeti Kuruldu

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

  • 381 Takipçi
REKLAM
  • Tarihte Bugün
  • Çok Okunanlar
  • Yazarlar

Tarihte Bugün; 24 Haziran 1645 – İstanbul’dan 348 Harp Ve Nakliye Gemisiyle Hareket Eden Osmanlı Ordusu, Girit Adasına Çıktı

24 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 23 Haziran 1939- Hatay Devleti’nin Türkiye’ye Katılmasına İlişkin Antlaşma Ankara’da İmzalandı

23 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 22 Haziran 1691 – Osmanlı’nın 20. Padişahı II. Süleyman Vefat Etti

22 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 21 Haziran 1976- Rauf Denktaş Yeniden Kıbrıs Türk Federe Devleti Devlet Başkanlığına Seçildi

21 Haziran 2025

ÖĞRETMENİM BENİ FARK ET!…

29 Temmuz 2022

ANNELER CARİYE OLUNCA!…

1 Haziran 2022

HOŞGELDİN ASYA

25 Mart 2023

AYDINLIK YARINLARA

11 Mart 2022
Ahmet Tek

Ahmet Tek (131)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (92)

Dr. Adnan Küçük

Dr. Adnan Küçük (72)

Necati İLMEN

Necati İLMEN (61)

Dr. İdris Tüzün

Dr. İdris Tüzün (48)

Sinan Tekin

Sinan Tekin (46)

Ali Murat Duman

Ali Murat Duman (41)

Bayram Baş

Bayram Baş (35)

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU (29)

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış (25)

Prof. Dr. Emre Güler

Prof. Dr. Emre Güler (22)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (14)

Fatıma Zehra

Fatıma Zehra (14)

Esra Çakan Kandemir

Esra Çakan Kandemir (6)

İbrahim Eksilmez

İbrahim Eksilmez (2)

Son Haberler

Muharrem İnce CHP’ye Dönüşünü TBMM’de Duyurdu

24 Haziran 2025

Ankara’da Sıcaklık Alarmı: 34 Dereceye Kadar Yükselebilir!

24 Haziran 2025

İSRAİL VE ABD’NİN “SOSYAL DARWİNİST” POLİTİKALARLA UMUMİ BARIŞI YOK ETMELERİ

24 Haziran 2025

Tarihte Bugün; 24 Haziran 1645 – İstanbul’dan 348 Harp Ve Nakliye Gemisiyle Hareket Eden Osmanlı Ordusu, Girit Adasına Çıktı

24 Haziran 2025
Hür Havadis

Kaliteli, doğru, güvenilir haberi sesi olmaya çalışıyoruz.

Bizi Takip Edin

Kategoriler

  • Belediyecilik
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Haftanın Şiiri
  • Kültür ve Sanat
  • Önemli Şahsiyetler
  • Oyun
  • Politika
  • Sağlık
  • Sanat ve Kültür
  • Siyaset
  • Son Dakika
  • Spor
  • STK Faaliyetleri
  • Tarihte Bugün
  • Tasavvuf
  • Teknoloji
  • Terör İle Mücadele
  • Türkiye

Son Haberler

Muharrem İnce CHP’ye Dönüşünü TBMM’de Duyurdu

24 Haziran 2025

Ankara’da Sıcaklık Alarmı: 34 Dereceye Kadar Yükselebilir!

24 Haziran 2025

© 2021 Hür Havadis

Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Yazarlar
  • Giriş

© 2021 Hür Havadis

Hoşgeldiniz

Lütfen bilgileriniz ile giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni hesap oluşturun!

Kayıt olmak için formu doldurunuz

Tüm alanları doldurun. Giriş yap

Şifre hatırlatma

Şifre değiştirmek için kullanıcı adınızı veya emailinizi girin!

Giriş yap