“Mü’minler birbirlerini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler.” (Hadis-i Şerif)
Kardeş aynı kandan, aynı candan olduğunuz dostunuzdur. Saçının teline zarar gelse sizin canınız yanar.
Hani diyorlar ya İkiz kardeşinizin canı yanınca sizinki de yanıyormuş.
O öyle değil. İkiziniz olsa da olmasa da kardeşinize, kardeşim dediğinize bir şey olduğunda içiniz gidiyor.
Bazen oluyor ki sırf canı çekti diye en sevdiğiniz çikolatanızı ona veriyorsunuz.
Aynı anda aynı kitabı okumak istiyorsunuz ama sırf o beklemesin diye sıranızı ona veriyorsunuz.
Hava soğuk, ikinizde üşüyorsunuz. Ama kardeşiniz üstündeki hırkayı size veriyor hasta olmayın diye.
Gün geliyor kendinizi çıkmazda hissediyorsunuz. Anne-babanıza anlatsanız yardımcı olacaklar ama siz kardeşinize anlatıyorsunuz. Sanki o daha iyi anlayacak gibi hissediyorsunuz.
Başkaları arkadaşlarıyla gezmekten zevk alırken siz kardeşinizle ekmek almaya gitmeyi daha çok seviyorsunuz.
Onunla şakalaşmak, film izlemek bir şey yemek hatta su içmek bile çok bambaşka bir huzur veriyor.
Hani dedim ya başta ayrı kaldığınızda ne denli özlersiniz diye.
Kendi hissettiklerimden aktaracak olursam. Boşluktaymış hissi veriyor.
Etrafınızda çok insan var. Konuşsanız dinleyecek, gel deseniz gelecek çok kişi var. Ama siz kardeşinizi özlüyorsunuz.
O yanınızda yokken bir yanınız hep eksik gibi hissediyorsunuz.
Arkadaşınızı görmeden durabiliyorsunuz ama kardeşinizi görmeden duramıyorsunuz.
Vedalaşırken keşke 2 kere değil de 3 kere sarılsaydım diyorsunuz.
İşte kardeşlik böyle bir şey!
Bir anne-babanın evladına karşı hissettiği, bir öğretmenin öğrencisine hissettiği, bir evladın anne-babasına hissettiği saygı, sevgi, şefkat sorumluluk ne varsa hepsi kardeşlikte toplanmış.