Rumeli’nin 500 yıldan fazla süredir Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde kalmış olması, İmparatorluğun en büyük ve de en önemli beylerbeyliğinden biri olması nedeniyle Anadolu ile beraber Osmanlı Devleti’nin iki temel siyasi ve kültürel hâkimiyeti alanından biri olur.
Kültürel kimliğini en güçlü ifade kaynağı olan müzik halkın bireysel ve toplumsal yaşantısından örnekler sunarak ve toplumun özelliklerini, yaşam tarzını, hassasiyetlerini, duygularını günümüze dek ulaştırmayı başarmıştır.
Rumeli türküleri üzerine yapılan araştırmalar sonucunda 356 tane türkü tespit edilmiş olup makam, usul, melodik ve ritmik özelliklerine göre de bir çok alanda değerlendirilmiştir.
Bugünde bu örneklerden biriyle sizleri buluşturmak isterim.
Debreli Hasan, Selanik Vilayeti Kayılar Kazası Debre köyünden olup uzun askerlik yılları içerisinde haksızlığa dayanamayarak kendisine hakaret eden komutanını vurur ve dağlara kaçar eşkıya olur.
Kendisi de pişman olur ama kötü eşkıyalık yerine iyileri kollar Gayri Müslimleri soyar. Fakir Türklere dağıtır. Bekarları evlendirir. Bacısı Erdemuş ta İbrahim Beylerdedir. Zaman zaman jandarmadan kaçak olarak Drama’dan. Kayılara akrabalarına bacısı Esmaya ziyarete gelir. Yaptıklarına çok pişman olmuştur. Ama çare yoktur. Geri dönülmez yola girilmiştir.
Debreli Hasan, Drama’da yetişmiştir. Debreli namıyla mübadele öncesi dönemde Drama-Serez-Sarışaban bölgelerinde faaliyet göstermiş bir halk kahramanı eşkıyadır. Drama köprüsünü, o devrin haksızlıkla para kazanan halkı ezen zenginlerinden aldığı haraçla yaptırmıştır.
Debreli Hasan’ın yaşadığı, dönem kesinlikle bilinmemekle beraber Çakırcalı Efe ile çağdaş olduğu görüşleri, hatta atıştıklarına dair hikayeler onun 1870-1920 yılları arasında Makedonya dağlarında egemen olduğunu göstermektedir. Bu konuda halk arasında söylenen menkıbeye göre; Selanikli Yahudi bir tüccar ticaret için İzmir’e gidecektir. Eğer bu civar dağlarda hükümran olan Debreli ’den geçsen, Ege dağlarında Çakırcalı’ dan geçemezsin denir, kendisine. Nitekim de öyle olur.
Debreli’nin çetesinde çok kişi yoktur. Bilinen Karakedi namıyla bir tek kızanı olduğudur. Büyük çaplı yapılacak baskınlarda köyden eli silah tutan çevik ve yürekli gençlerde katılmıştır ara ara. Halka onu sevdiren eşkıya kişiliğinin en üstün tarafı ise fakirlere yardım etmesi, bilhassa birbirini seven yoksul gençleri evlendirmesidir. Eşkıyalığından dolayı kendi sevdiğinden vazgeçmek zorunda kaldığı rivayet edilir. Bu konuda şöyle bir menkıbe de vardır. “Evlenmek niyetinde olan dağlı bir genç, tek danasını almış, İskeçe pazarına inmektedir. Yolu, Debreli Hasan tarafından kesilir. Delikanlının evlenmek için parası olmadığını anlayınca Debreli kendisine düğün için yetecek parayı verir ve ayrıca danasını satmamasını salık verip uğurlar. ” Makedon dağlarının Debreli’si sonunda padişah affına uğrar veya söylentiye göre mübadelede güvenlik güçlerinin elinden kaçmayı başarır ve Türkiye’ye göç eder.
Kısacası efsaneleşmiş hayat hikayesiyle Rumeli Türklerinin gönlüne yerleşmiştir Debreli Hasan.
Delikanlı bir eşkıyadır …
Ve “Drama Köprüsü”, şanlı tarihimizin delikanlı hikayelerinden birisi olarak adını Türk insanının gönlüne yazdırır.
Drama Köprüsü bre Hasan
Dardır geçilmez
Bre Hasan dardır geçilmez
Soğuktur suları da Hasan
Bir tas içilmez
Soğuktur suları da Hasan
Bir tas içilmez
Anadan geçilir Hasan
Yardan geçilmez
Bre Hasan yardan geçilmez
At martini de bre Hasan
Dağlar inlesin
Drama mahpusunda Hasan
Dostlar dinlesin
Mezar taşlarını Hasan
Koyun mu sandın bre Hasan?
Koyun mu sandın?
Adam öldürmeyi de Hasan
Oyun mu sandın?
Adam öldürmeyi de Hasan
Oyun mu sandın?
Drama mahpusunu Hasan
Evin mi sandın?
Be Hasan evin mi sandın?
At martini de bre Hasan
Dağlar inlesin
Drama mahpusunda Hasan dostlar
Sevgiyle kalın…
Güzel olmuş kaleminize sağlık.Aslında bu hikayeden çok güzel bir sinema filmi çıkabilir.İlgililerinin dikkatine. Senaryosunu da siz yazarsanız harika olur.