Uluslararası Kafkas Derneği son gelişmeler üzerine bir basın bildirisi yayınladı. Bildiride çok kritik noktalara değinen Uluslararası Kafkas Derneği’nin Yönetim Kurulu ve Başkanlar Kurulu sözleri şu şekilde oldu.
“Çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan Kafkas halklarının bir sivil toplum örgütü olarak, görüşlerimizi ve önümüzdeki süreçte alacağımız tavrı kamuoyuna ilan etmek istiyoruz.
Bizler; Anavatanı Anadolu, Atavatanı Kafkasya olan, sürgün ve soykırımları en sert şekilde yaşamış; 93 Harbi’nde, Birinci Dünya Savaşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nda, Çanakkale’de, Sarıkamış’ta bu topraklar uğruna omuz omuza vermiş, atalarımızın torunları olmaktan gurur duyuyoruz.
Bizler, bu toprakların bağımsız ve özgür bir vatan olması için kan veren, can veren, Çerkes Hasan’ın, Çerkes Ethem’in, Rauf Orbay’ın, Ali Fuat Cebesoy’un, Ali Şefik Özdemir’in, Aslanbey Toğuzata’nın , Hasan Tahsin’in torunları; 15 Temmuz’da şehit olan Erol Olçok’ların kardeşleriyiz. Dün olduğu gibi bugünde bu toprakların sonsuza kadar hamisi, banisi ve asli unsuru olarak, bağımsız ve müreffeh Türkiye için çalışacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz.
Dünya’da yok olan Çerkes kültürünün son temsilcileri olarak, bizleri vatansever ve hürriyet aşığı kılan; ve bizi biz yapan değerlerimizi sonuna kadar koruyacağımıza söz veriyoruz.
SİYASİ PARTİLERE MESAJIMIZ
- – Uluslararası Kafkas Derneği ve diğer derneklerimiz “hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değildir”. Düne kadar bireysel olarak siyasal görüşlerimiz olsa da, yaklaşan 2023 seçimlerinde toplumun hassasiyetleri için bizler bireysel görüşlerimizi bir kenara bıraktık.
- – Türkiye’de sayısı milyonları bulan “Kafkas kökenli insanımızı yok sayan, görmezden gelen, muhatap almayan, alsa da gereğini yapmayan” siyasi partileri ve politikalarını önümüzdeki seçimlerde bizlerde yok sayacağız.
- -Yaklaşan seçimlerde siyasi partilerin “Çerkes toplumunda hiç bir karşılığı olmayan ve kendi insanına dahi hizmeti olmayan adayları” önümüze bizi temsilen milletvekili adayı diye dayatmasını bu kez asla ama asla kabul etmeyeceğiz. Aksi takdirde her bölgede hemşerilerimiz sandıkta gereğini yapacaktır.
ÇERKES DİLİ VE KÜLTÜRÜ
Bilinmeli ki; Dünya’da en çok Kafkasyalı nüfus bu topraklarda yaşıyor. Bizi biz yapan değerler, kültürümüz, dilimiz hızla yok oluyor. Dünya’daki tüm diller, kültürler, milletler insanlığa bir lütfudur. Bunların korunması ve bununla ilgili kanun ve yönetmeliklerin hazırlanması da Türkiye Cumhuriyeti’nin görevidir. Anadolu’nun renklerini, değerlerini korumak adına çıkartılan kanunların uygulanması, bir takım ön yargılı, ötekileştiren bürokratların engellemelerine takılmaktadır. Bu dilin kültürün yaşatılmasına yönelik, acil düzenlemeler yapılmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti binlerce yıllık kültürlerin, dillerin bu topraklarda yok olmasından ve kaybolup gitmesinden gurur duyacak kadar aciz ve kendine güveni olmayan bir devlet değildir.
Anadolu, tüm renkleri ve değerleri ile güzeldir.
KADİROV TÜRKİYE’NİN DOSTU DEĞİLDİR!
Çeçen halkı, dünyanın başka hiçbir halkın vermediği bir özgürlük ve vatan mücadelesi vermiş; dünyanın en onurlu halklarından biridir.
Çeçen halkı tarihin hiçbir döneminde Kadirov dönemi kadar zulümle karşı karşıya kalmadı.
Kendi halkına zulmeden bir lider Türkiye’ye dost olmaz, olamaz. Çok kısa bir süre önce “Abdullah Öcalan’ın heykeli dikeceğim” diyecek kadar pervasızlaşan Kadirov, Çeçenlerin lideri değil, Türkiye’nin dostu hiç değildir. Kendisinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından davet edilmesini asla tasvip etmiyoruz.
ABHAZYA ve OSETYA TANINMALIDIR
- – Abhazya, Abhaz halkının; Osetya, Oset halkının tarihi topraklarıdır. Ne Gürcistan’ın, ne de Rusya’nın bir parçasıdır. Siyasi entrikalarla bölünüp parçalanması, başka ülkelerin parçası olarak görülmesi mümkün değildir.
- – Rusya’nın tarih boyunca Kafkasya halklarına uyguladığı sürgün ve soykırımlar asla kabul edilemez, hoş görülemez. Bugüne kadar bu konuda sessiz kalmadık ve bundan sonra da kalmayacağız.
- -Rusya’nın, Abhazya’nın ve Osetya’nın bağımsızlığına verdiği desteği çok olumlu bir politika olarak takdir etmekteyiz.
- – Bugün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye, Libya, Karabağ ve Ukrayna’da barışın sağlanması için gösterdiği olağanüstü samimi gayreti, son derece değerli buluyoruz. Rusya lideri Putin ile Karabağ, Suriye, Libya, Ukrayna ekseninde yürütülen görüşmeler tabi ki bölge barışı için son derece önemlidir.
Sayın Erdoğan, bu gayretleri ile “Nobel Barış Ödülü’nü dünyadaki her liderden daha çok hak etmektedir. - – Sayın Cumhurbaşkanımızdan bölge ve dünya barışı adına tarihi bir hamle bekliyoruz. Rusya’nın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıması; Türkiye’nin de Abhazya ve Osetya’yı tanıması, bu tarihi işbirliğinin zirvesi olacaktır.
Kafkasya’nın vatansever çocukları… Bizlerle aynı hassasiyeti paylaşan tüm derneklerimiz ve bireylerimizden, bu hassasiyetlerimizi tüm siyasi partilere, ilgili kurumlara ve yetkili isimlere ulaştırmasını talep ediyoruz. Birlikteyiz, güçlüyüz!“