Eski Türkiye’de halka tepeden bakan ceberut devlet anlayışından; Yeni Türkiye, kerim devlet anlayışına geçiş sürecini sürdürmektedir. Bu süreçte üç temel mesele önem arz etmektedir.
1. EKONOMİDEKİ DEĞİŞİM:
Makro dengeleri, mikro dengelerle taçlandırmalıyız. Tüm engellemelere ve yaşanan olumsuz süreçlere rağmen 2.lig’den 1.lige çıkıldı ancak, 10 büyük ekonomi içerinde yer almak için, Şampiyonlar ligi için, markalarımızın ve arge çalışmalarımızın artması; kobilerimizin güçlenmesi ve bunun için de faiz lobisi ile mücadelenin devam etmesi gerekmektedir. Dünyada kapitalizm daha farklı bir evreye girdi. Finans ağalarının masabaşı işleriyle yürümeyecek / yürümemeli artık bu işler. Bunun yanında ülke ekonomimizin de sadece Ankara masalarından yönetilemeyeceği gerçeğini de göz önünde tutmak gerekir. Reel ekonomi her ilde güçlenmeli, faizler düşürülüp, yerli üretim artırılmalıdır.
2. SİYASİ REFORM:
Çok partili hayatta siyaset ve ekonomi eş zamanlı kalkınır. Darbelerin, vesayetlerin Türkiye’si kalktı belki ama yeni sistemin yerine oturması ekonomik olarak da güçlü olmayla mümkündür. Bunun için parlementomuzun, yürütmemizin ve özellikle sivil toplumumuzun da güçlü olması önem arz etmektedir.
3. TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN SAĞLANMASI:
Yeni Türkiye’de etnik köken, din, mezhep, siyasi düşünce gibi farklılıklarımızdan dolayı ayrım yapılmadığında (terörle iltisakını koparabilmiş olmak kaydıyla) tüm reformlar kalıcı hale gelecektir. Terör ile mücadele ve bu doğrultudaki süreçler inşallah başarı ile tamamlandığında bu sadece Türkiye’nin değil tüm İslam coğrafyası ve Ortadoğu’nun başarı öyküsü olarak anılacak; aynı milletin çocukları, aynı ümmetin mensupları olarak kucaklaşacaktır.
Tüm bu değerlendirmelerimiz devam ederken geçtiğimiz yıl dünyada yeni bir virüs türü çok farklı bir yıl geçirmemize sebep oldu. Corona virüs salgını 2020 yılında küresel çapta yalnızca sağlık krizine değil ekonomik krize de yol açtı. Dünyada milyonlarca kişi işini kaybetti, işyerleri kapandı. G7 ülkelerinde bile 6 milyon 400 binden fazla genç 2020 yılının ilk yarısında salgın yüzünden işini kaybetti.
Salgına karşı sağlık tedbirlerinin yanı sıra ekonomi önlemlerini de en erken alan ülkelerden birisi Türkiye olmuştur. Salgının hemen başında ve sonrasında 240 milyar TL’lik ekonomik paket açıklanmış, vergi-SGK prim ödemelerinin ve esnaf-sanatkarların kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi, işletmeler için kısa çalışma ödeneğinin kolaylaştırılması, asgari ücret desteğinin sürdürülmesi, ihtiyaç sahibi ailelere 4,3 milyar TL’lik nakdi yardım gibi daha birçok destek getirilmiştir. Tüm bunlara mukabil konuşulanların aksine TOBB sicil gazetesi resmî verilerine göre 2020 yılı toplamında Türkiye’de 133 bin 830 yeni şirket kurulmuş, 40 bin işletme ise kapanmıştır.
2020 yılı ekonomileri, yaşanan küresel krizin yanında Covid–19 salgınının da etkisiyle büyük hasarla tamamlanmış, GSYH’lerde yüzde 3,5 oranında küçülme yaşanmıştır. Bu küçülme gelişmiş ekonomilerde çok daha sert olmuştur. 2020 yılında Çin (yüzde 2,3) ve Türkiye (yüzde 1,2) dışındaki bütün ekonomilerin küçüleceği tahmin edilmiştir. En ciddi küçülme ise gelişmiş ekonomiye sahip diyebileceğimiz İspanya, İngiltere, İtalya ve Fransa’da görülmüştür.
Küresel ekonomik krizler ve dünyayı etkisi altına alan salgından, ABD ve Avrupadaki birçok ülke, siyasi ve sosyal anlamda büyük hasarlarla çıkarken, Türkiye yakın gelecekte süper lig hedeflerine ulaşma yolunda önemli tedbirler almış ve yerinde adımlar atmıştır.
Türkiye’nin dünyanın süper liginde yer alması için vatansever olan her ferde büyük görevler düşüyor. Dünya düzeni yeniden şekillenirken, Yeni Türkiye’yi kimse gözardı edemeyecek. Çünkü Yeni Türkiye demek yeni Ortadoğu, yeni İslam dünyası ve yeni bir dünya demektir…