• Anasayfa
  • Yazarlar
Pazartesi, 25 Ağustos, 2025
  • Giriş
  • Kayıt Ol
Hür Havadis
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
11 °c
Ankara
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Hür Havadis
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Anasayfa Genel

Dini Dünya İle Yarıştırmak

Doç. Dr. Şemseddin Kırış Yazar Doç. Dr. Şemseddin Kırış
20 Mayıs 2022
Genel
0 0
0
0
PAYLAŞIM
10
GÖSTERİM
Facebook'da paylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'ta paylaş

Geçtiğimiz günlerde “gençlik ve dini eğilim” üzerine yapılan anketlerin
medyada yer alış biçimi dikkatimi çekti. Bu kabil yayınların umumiyetle gençlerin
dinden uzaklaştıkları şeklinde bir algı oluşturmaya matuf olduğunu gözlemledim.
“Ebeveynimizden baskı gördüğümüz için dinden soğuyoruz” şeklindeki bir kanaatin
gençlerde olduğunu ihsâs ettiriliyor. Bu durum hakikat midir üzerinde durulması
gerekiyor. Öncelikle “baskı görme” ne anlama geliyor, “dinden soğuma” ne anlama
geliyor? Bunların üzerinde düşünülmesi gerekiyor. Demokrasi kültürünün sınırsız
zevk vaad ettiği yönünde de bir algı, gençlerde izleniyor. Demokrasi kültürü
dünyevileşmeye tekabül ediyor. Dünyevileşmenin, modern toplumlarda dinin yerini
tuttuğu söylenebilir mi? İnsanların istek ve talepleri üzerinden tüm işlerin görüldüğü
bir dünyada yaşıyoruz. Talep seçenekleri birbiriyle rekabet halindedir. Din de kabul
görmek için talep oluşturucu adımlar atmaya mecbur olarak görülüyor.
Ebeveyninden baskı görme ve dinden soğumaya takıldım. Ebeveyn ne demiş
olabilir? Namaz kıl, tesettürlü kıyafet giy, kadın erkek karışık eğlence ortamında
bulunma, alkol kullanma mı demiş olabilir? Babalar ve anneler bu konularda baskı
yapıyorsa yanlış mı yapmış oluyor? Ebeveynin bu kabil yasaklamaları, yürürlükteki
yasalara göre helaldir. Dinin helal saydıkları ile yaşadığımız hukuki ve içtimai
düzenin helal saydıkları arasındaki farklılığa işaret etmeye çalışıyorum. Bu durumun
eğitimde de sonuçları, tezahürleri var. Eğitim sektörü üretim sektöründen çok
eğlenme ve tatil sektörüyle bütünleşmiş olduğunu görüyoruz. Mesela üniversitelerde
sadece yirmi sekiz hafta eğitim ve öğretim var. Senenin neredeyse yarısı tatilde
geçirilmiş oluyor. Uygulamanın bulunmadığı ya da çok az bulunduğu, her dersin
teorik olarak verildiği bir eğitim ne doğuruyor? Vize ve final sınavlarının bulunduğu
haftada kütüphanelerin dolduğu, diğer haftalarda ise kafelerin dolduğu bir
yükseköğrenim gerçeği ile yüzleşmemiz gerekiyor.
Kanaatimize göre gençler her şeyin farkındadır. Annesinin ve babasının
alacağı tutumun kendi isteğine göre şekilleneceğinin farkındadır. Tam burada
“dinden soğutma” tabiri üzerinde durmak istiyorum. Dinden soğumanın mukabili
dine sıcak bakmadır. Dine sıcak bakma, namaz kılmamayı, tesettürlü olmamayı,
alkolü, karşı cinsle ölçüsüz ilişkiyi haram kılıyor mu? Dine sıcak bakmak nazari
olarak müspet bir cümle gibi gözüküyor. Ancak şunu bilelim ki dine sıcak bakmak
pratikte dinin gereklerini yaşamak anlamına gelmiyor. Dine sıcak bakan ve
inandığını söyleyen binlerce genç, dinin gereklerine uygun bir hayat yaşamıyor. Dine
saygılı olmak ile gereklerini yerine getirmenin farkı ancak uygulama boyutunda belli
oluyor. Dolayısıyla evladın anne ve babasına “dinden soğutuyorsun” tehdidi hakikati
yansıtan bir temele oturmuyor. Dinin icaplarını yerine getirmeyen ama her daim
“ben dine çok saygılıyım” diyen bir evlâdın mütedeyyin anne ve baba yanında ne
kıymeti olabilir?
Demokrasi kültürü insana sorumluluktan kaçmayı, baba parası harcamayı,
istihdamda devlete yaslanmayı, tatilleri tepe tepe kullanmayı, üretimden kaçmayı
vaat ediyor.  Vaatler arasında insanın suç ile ilişkisine dair düzenlemeler de var.
Cezalandırma biçimi sadece hürriyetin belirli süre ile kısıtlanması olarak tebarüz
ettiriliyor. Ortalama mahkeme süreleri beş yılın üzerindedir. Sıkça çıkartılan infaz
yasaları ve hürriyetin kısıtlanması şeklinde gerçekleşen cezalandırma biçimi,
vicdanlarda masum bir yerde durmuyor. Yeni yapılacak cezaevleri için yatırım
bütçesi ihtiyacı her geçen gün artıyor.
Bu hayat tarzı, insanlara devlet tarafından sigortalı olmayı vaat ediyor. Beyaz
yakalı olmayı, tarlada, fabrikada acık alanda çalışmamayı, sertifikalı, diplomalı,

içtimaî bir mevki sahibi olmayı vaad ediyor. Ama sıcak bir komşuluk vaad etmiyor.
Birbiriyle insicam halinde sevinç, kaygı ve üzüntülerin paylaşıldığı bir mahalle hayatı
vaad etmiyor. Apartman tarzı evler ülkemize ilk girdiğinde komşuluk büsbütün
kaybolmuş değildi. Apartman tarzı oturma biçiminden “insanların birbirine karşı
duvar ördüğü “site tarzı evlere geçiş yapıldı, komşuluk büsbütün zayıfladı. Bu
konunun mekân tasarımıyla da alakası bulunmaktadır. Demokrasi birbirine asla
karışmama, hatta birbirine karşı duvar örerek yaşama biçimidir.
Mütedeyyin kesime “dini cazip hale getirmezseniz gençlerinizi
kaybedeceksiniz” mesajı tekrâr ediliyor. Bu da bir telaşa sebep oluyor. Anne ve
babaların bu telaşını dikkatle izleyen gençler, rolünü güzel oynuyor, “beni dinden
soğutuyorsun” tehdidini artırıyor. Ebeveyn zaten “çocuğumu dinden soğutur muyum”
baskısı içindedir. Toplumdaki demokratik dinamiklerin ve yasaların ebeveyn
üzerindeki bu baskısının çocuk tarafından fark edilmesi müessif sonuçlar doğuruyor.
En üzücü olanı da “çocuğunu dinden soğutma” tehdidinin ebeveynleri çaresizlik
koridoruna sürüklemesidir. Çünkü çocuk tarafından iyi değerlendirilen bu baskı,
anne ve baba üzerindeki yükü daha da artırıyor. Bugünün gençliğini bir zaman sonra
“beni dinden soğutuyorsun” deme potansiyeli bulunan çocukların babaları ve
anneleri olarak görmediğimiz sürece konuyu anlayamadan geçip gideceğiz. Genç
dediğiniz kimseler insan kaynaklarınızdır. Bugün sizin yaşadıklarınızı onlar
yaşayacaklar, öyle görmeniz gerekir. Dünyevileşme, dini sadece terbiye etmiyor.
Dindarlığın sürdürülebilirliğini tehdit de ediyor. Dindar kesime dönük olarak
gençler elinizden kayıyor, nesli kaybediyorsunuz paniği; meseleyi tam anlamaya
odaklı sağlıklı yaklaşımı menfi etkiliyor.
Dini cazip hale getirmezsek gençlerimizi kaybedeceğiz söylemi
dünyevileşmenin değirmenine su taşıyor. Bu konuda kopartılan fırtına ve vaveyla da
problemi çözmüyor. Dünyevileşme paniği, din eğitimine de şekil veriyor. Her sene
olduğu gibi bu sene de yaz aylarında Kur’an ve temel dini bilgiler eğitiminin yer
aldığı yaz okulları açılacak. Artık yüzme, bowling ve karting gibi eğlence vaat
etmeyen “dînî yaz okulu” düşünmek te hayaldir. Eğlenceli din öğretimi aidiyet
oluşturuyor mu sorusu ayrı bir konudur. Eğlenceli din öğretiminde gerçek
“bağlanma” eğlenceye yönelik olarak mı dine yönelik olarak mı gerçekleşiyor, bunu
da ayrıca ele almak gerekir. Sonuç itibariyle bu açıdan baktığınızda din,
dünyevileşme ile bu şartlar altında rekabet edemeyecektir. O halde ne yapmalıyız?
Dini dünyevileşme ile rekabet ettirmekten vaz geçmeliyiz? Dini cazip kılmazsak
çocuklarımızı kaybedeceğiz endişesini bırakmalıyız. Çocuklarımızın talim ve
terbiyesini, sühuletle ve bir usul dairesinde ele almalıyız. Nesillerimiz için sathî ve
sırf taklide dayalı dindarlığa râzı olmamalıyız. Dindarlık Allah ile derin, nitelikli ve
dâimî bir yakınlaşmanın ve dostluğun iklimine girmektir. Çocuklarımız bizden daha
dindar olsun, dini bir hayat nizamı olarak görsün. Bunun için öncelikle tefekkürü,
kendisiyle yüzleşmeyi, hayatı zor ve kolay yönleriyle bir bütün olarak kabul etmeyi
öğretelim. Dinin öğretilmesi açısından baktığımızda da iman ve inkârın hayatın bir
gerçeği olduğunu çocuklarımıza öğretmeliyiz. İman ve inkâr yönüyle de hayatın
dikensiz gül bahçesi olmadığın öğretmeliyiz. Dindarlık tüm bu gerçeklerle yüzleşerek
hayatın akışı içinde tahakkuk eder, bir formüle bağlanamaz.

Önceki Haber

HANGİ TERAKKİ?

Sonraki Haber

ANNE BABA GİDERSE NE HİSSEDER İNSAN?

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Sonraki Haber

ANNE BABA GİDERSE NE HİSSEDER İNSAN?

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

  • 381 Takipçi
REKLAM
  • Tarihte Bugün
  • Çok Okunanlar
  • Yazarlar

Tarihte Bugün; 25 Ağustos 1499 – Küçük Davut Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması İle Venedik Donanması Arasında Gerçekleşen Sapienza Deniz Muharebesi, Osmanlı’nın Zaferiyle Sonuçlandı

25 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 24 Ağustos 1516- Mercidabık Savaşı: I. Selim’in Ordusu Memlük Ordusunu Yendi

24 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 23 Ağustos 634 – İlk İslam Halifesi, Hz. Ebu Bekir Vefat Etti

23 Ağustos 2025

Ebulfez Elçibey Kimdir?

22 Ağustos 2025

ÖĞRETMENİM BENİ FARK ET!…

29 Temmuz 2022

ANNELER CARİYE OLUNCA!…

1 Haziran 2022

HOŞGELDİN ASYA

25 Mart 2023

AYDINLIK YARINLARA

11 Mart 2022
Ahmet Tek

Ahmet Tek (132)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (92)

Dr. Adnan Küçük

Dr. Adnan Küçük (74)

Necati İLMEN

Necati İLMEN (63)

Sinan Tekin

Sinan Tekin (48)

Dr. İdris Tüzün

Dr. İdris Tüzün (48)

Ali Murat Duman

Ali Murat Duman (41)

Bayram Baş

Bayram Baş (35)

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU (29)

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış (26)

Prof. Dr. Emre Güler

Prof. Dr. Emre Güler (22)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (17)

Fatıma Zehra

Fatıma Zehra (14)

Esra Çakan Kandemir

Esra Çakan Kandemir (11)

İbrahim Eksilmez

İbrahim Eksilmez (2)

Son Haberler

Tuz Gölü Havzasında Türkiye’nin İlk “Soğuk Su Gayzeri”

25 Ağustos 2025

Ahit’li Toplum-1

25 Ağustos 2025

2025 YKS Yerleştirme Sonuçları Açıklandı

25 Ağustos 2025

Tarihte Bugün; 25 Ağustos 1499 – Küçük Davut Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması İle Venedik Donanması Arasında Gerçekleşen Sapienza Deniz Muharebesi, Osmanlı’nın Zaferiyle Sonuçlandı

25 Ağustos 2025
Hür Havadis

Kaliteli, doğru, güvenilir haberi sesi olmaya çalışıyoruz.

Bizi Takip Edin

Kategoriler

  • Belediyecilik
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Haftanın Şiiri
  • Kültür ve Sanat
  • Önemli Şahsiyetler
  • Oyun
  • Politika
  • Sağlık
  • Sanat ve Kültür
  • Siyaset
  • Son Dakika
  • Spor
  • STK Faaliyetleri
  • Tarihte Bugün
  • Tasavvuf
  • Teknoloji
  • Terör İle Mücadele
  • Türkiye

Son Haberler

Tuz Gölü Havzasında Türkiye’nin İlk “Soğuk Su Gayzeri”

25 Ağustos 2025

Ahit’li Toplum-1

25 Ağustos 2025

© 2021 Hür Havadis

Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Yazarlar
  • Giriş

© 2021 Hür Havadis

Hoşgeldiniz

Lütfen bilgileriniz ile giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni hesap oluşturun!

Kayıt olmak için formu doldurunuz

Tüm alanları doldurun. Giriş yap

Şifre hatırlatma

Şifre değiştirmek için kullanıcı adınızı veya emailinizi girin!

Giriş yap