• Anasayfa
  • Yazarlar
Pazartesi, 7 Temmuz, 2025
  • Giriş
  • Kayıt Ol
Hür Havadis
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
11 °c
Ankara
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Sağlık
  • Belediyeler
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Hür Havadis
Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
Anasayfa Genel

TARİH, DOĞA VE KÜLTÜR ŞEHRİ “ÇARŞAMBA”

Bayram Baş Yazar Bayram Baş
11 Temmuz 2021
Genel
0 0
0
0
PAYLAŞIM
10
GÖSTERİM
Facebook'da paylaşTwitter'da paylaşWhatsapp'ta paylaş

Şehir hikâyeleri yazı dizimize bugün adını, panayırın kurulduğu günden alan, Yeşilırmağın hayat verdiği yemyeşil cömert ovası ile Samsun ilimizin tarih, doğa ve kültür şehri olmuş Çarşamba ilçesinden bahsedeceğiz.

Bu şirin şehri anlatmaya belki de Çarşambalılara en çok sorulan sorudan başlamak gerekir! Gerçekten çarşambayı sel aldı mı?

Çarşamba denince akla ilk gelen “Çarşambayı Sel Aldı” türküsünün hikâyesini hadi anlatalım öyleyse…

“Ahmet, Abdal Deresi’nin kıyısında yerleşmiş yoksul köy ailelerinden birinin oğludur. Yıllarca süren karasevdası sonunda karşılık bulur ve Melek kalbini açar Ahmet’e. Kısa zamanda yüzük takıp, nişanlanırlar.

Ahmet, yapraklar sararmaya durduğunda askere yollanır. Melek ise gözyaşlarıyla baş başa kalır. Ağaoğlu Mehmet Ali, Melek’e göz koyar. Ahmet’in arkadaşları ne kadar uyardılarsa da kar etmez. Melek reddeder Mehmet Ali’yi. Bunun üzerine Ağaoğlu adamlarıyla Melek’i dağa kaldırır. Kötü haberi kuşlar uçurur Ahmet’e… Kısa günde uça gelir aşkın delikanlısı. Kuşanır atını, silahını; arkadaşlarıyla düşer yollara. Dağ tepe demez gece gündüz Melek’ini arar.

Önce bir çakal yağmuru uç verir. Sonra şimşek, şimşek içinden çıkar. Çatırdar koca gökyüzü, koskoca yeşil ova renkten renge girer… Ne yağmur, ne silinen izler, aşkın atlılarını durduramaz.

Nuh Tufanı ikinci kez yaşanır sanki.

Yağmur Yeşilırmak’ı boğuverir. O uçsuz bucaksız ova kaynayarak akan bir göle dönüşür. Caniklerden aşağılara doğru bir çığ gibi sel, önüne kattığı her şeyi sürükler.

Sonunda yağmur duruverir. Sular günbegün çekilir… Çekildikçe hayat yeniden kurulmaya başlar. Yaralar sarılır, evler onarılır. Abdal Deresi’nin -Yeşilırmak’a döküldüğü yamanın başında ahali toplanmaya başlar. Derenin eğimle indiği yamanın dibinde büyük bir kaya parçası vardır; onun üstünde ise iki insan. Melek ile Ahmet’tir onlar. El ele tutuşmuş sırtüstü öylece yatarlar. Ahali, sel acısını unutup, onlara yanar. Hüzün yerini gözyaşına bırakır… Kaya, yedi yerinden yarılır ve her birinden bir servi boyu su fışkırmaya başlar.

Bu hazin aşka doğa gözyaşı döker.

Ahali, şaşkınlığın ardından dualar okumaya başlar. Dualar içten mırıltılara. Yıllardır can alan sellerle örselenmiş insanların acısını dile getiren dizelere dönüşür.  

İşte rivayet o rivayet… Derler ve hikâye ederler ki Çarşamba’yı Sel Aldı türküsü bu acı mırıltılardan doğdu.

***

Tarihi ahşap camilerin ve önemli şahsiyetlerin türbelerinin bulunduğu mekânlara da sahip Çarşamba’da iki çok özel camii den bahsetmeden geçmek olmaz… Bunlar tarihi Göğceli Camii ve Rıdvan Paşa Camii…

Tarihi Göğceli (Çivisiz) Camii

Türkiye sınırları içinde ayakta kalabilen en eski ahşap cami olarak kabul edilen Göğceli Cami, Çay Mahallesi Göğceli Mezarlığı’nda bulunmaktadır. Cami ahşaptan yığma tekniğiyle inşa edilmiş mimarinin en güzel örneklerinden birisidir. Yapılan testler sonucunda caminin 1206 yılında inşa edildiği, önündeki revakın 1335 yılında eklendiği veya onarıldığı anlaşılmıştır. Cami köşeleri, kurt boğazı tekniği geçmelerle duvar boyunca tek parça olarak uzatılan ahşap perdelerle inşa edilmiştir. Yapıda çivi kullanılmamıştır. Bu özelliği ile halk arasında yaygın olarak çivisiz camii olarak anılır.

Yapının birçok yerinde karaağaç, dişbudak, kestane gibi ağaçlar kullanılmıştır. Duvarlarda tek parça olarak kullanılan kalaslar yaklaşık 60 cm eninde ve 15 m. uzunluğundadır. Yapının iç tavan süslemeleri yer yer solmuş ve dökülmüştür.

Birçok depremi hasarsız atlatan çivisiz cami, gerçekten zamana meydan okuyor. Taş eserlerin uzun süre yaşamalarının mümkün olduğunu ancak ahşap eserlerin uzun süre yaşamasının çok da mümkün olmadığını düşündüğümüzde “Bu caminin uzun yıllardır ayakta kalmasının maddi sebepleri olduğu kadar manevi sebeplerinin de olduğunu da düşünebiliriz.

Camiye ziyarete gelen yerli ve yabancı deprem uzmanları, bu tarihi caminin içerisinde bulunan deprem takozu ve kirişine hayret etmekteler. Yapımında çivi kullanılmadığı için deprem esnasında takoz ve kirişin de yardımıyla cami beşik gibi sallansa da yıkılmıyor. Bu camide ecdadımız sekiz asır önce deprem takozu, kirişi ya da yayı kullanmış. Oysaki sadece üç asır önce bu kullanımların Japon buluşu olduğu anlatılır. Yorum sizin…”

Çok yağış alan ve çok nemli olan bu bölgede ahşap eserler fazlaca çürümeye ve rutubetlenmeye maruz kalabiliyor. Çivisiz Cami de, ahşap olmasına rağmen böyle bir konu söz konusu değil. Bunun nedeni ise taban ile toprak arasında yaklaşık 1 metrelik boşluk olmasıdır. Yani caminin altında 24 saat hava sirkülâsyonu gerçekleşiyor. Bu hava dolaşımı da ahşap yapının çürümesini engelliyor.

Caminin içinde bulunan ahşap kolonların, belli meyilde kıble yönüne eğimli olarak yapıldığı, bu özelliği sayesinde caminin yıkılması halinde secde eder gibi kıble yönüne yıkılacağı da rivayet edilir.

300 cemaat kapasiteli Göğceli Camii’nin hemen önünde garipler mezarlığı bulunur. Buradaki mezar taşlarında yapılan incelemede en eski kabrin 300 yıllık olduğu düşünülüyor. Caminin hemen yan tarafında ise tarihi bir su kuyusu yer alıyor.


Rıdvan Paşa Camii ve Haziresi

Diğer bahsi geçen “Rıdvan Bey Camii” ise halk arasında “Rahdıvan Cami” olarak da bilinir. Rahdıvan’ın anlamı ne mi? Eskiden Çarşamba’da atlar koşu yaptıktan sonra terledikleri için üstlerine şal atılırdı. İşte bu şallara Rahtıvan denirdi. Rahtıvan Rıdvan Bey, padişahın atlarının şallarını atan kişiymiş.  Çarşamba’nın en büyük simgelerinden ve Çarşamba’daki camilerden ilk akla gelenlerden biri olan bu Camii 1750 li yıllarda “Erbaalı Rahtıvanzade Rıdvan Bey” tarafından küçük bir mescit olarak inşa ettirilmiştir.

İlçenin Doğuyaka Şehir Merkezi’nde bulunan Haznedaroğlu Süleyman Paşa’nın kabrinin de yer aldığı Rahtıvan Camii, Osmanlı’nın bir döneminde söz sahibi olmuş Haznedaroğulları ailesinin ilginç ve bir o kadar da hüzünlü hikayesini de barındırır esasında.  Rivayete göre Yeşilırmak’a düşerek boğulan kızını bulamayan Rıdvan Bey, en azından mezarının yerini bilebilmek için kızının cesedinin bulunduğu yere bir cami yaptıracağını adamış ve kızının cesedi Çarşamba’da bulununca da adak üzerine Rıdvan Paşa Camii’nin ilk hali şu anki yerine inşa edilmiştir. Bu ilk yapılan küçük mescit, Hazinedârzade Süleyman Paşa tarafından genişletilmiş ve 1902 yılında halk tarafından kâgire yani taş ve tuğlalı bir yapıya dönüştürülmüştür. 1943 yılındaki depremde büyük hasarlar gören cami çeşitli tadilatlardan geçirilmiş ve bir müddet sonra cami tamamen yıktırılmıştır. Dönemin başbakanı Adnan Menderes’in de gelip bağış yaptığı bu camii 1950 li yıllarda tekrar yapılmış ve sonrasında gelişerek bugünkü haline gelmiştir. Çarşamba’nın en müstesna camilerinden biri olma özelliğini halen devam ettirmektedir.

‘’Tarih, doğa ve kültür şehri Çarşamba’’ yazımız devam edecek…

Önceki Haber

HİSAR O+ HAVA SAVUNMA FÜZE SİSTEMİ SERİ ÜRETİME GEÇİYOR

Sonraki Haber

Son Dakika! Ali Gürbüz 660. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin Başpehlivanı Oldu

Bayram Baş

Bayram Baş

Sonraki Haber

Son Dakika! Ali Gürbüz 660. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin Başpehlivanı Oldu

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

  • 381 Takipçi
REKLAM
  • Tarihte Bugün
  • Çok Okunanlar
  • Yazarlar

Tarihte Bugün; 7 Temmuz 1521 – Türk Ordusu Böğürdelen’e Girdi

7 Temmuz 2025

Tarihte Bugün; 6 Temmuz 1517 – Hicaz, Osmanlı Topraklarına Katıldı

6 Temmuz 2025

Tarihte Bugün; 5 Temmuz 2008 – Türk yazar, Şair ve Milletvekili, Adil Erdem Bayazıt Vefat Etti

5 Temmuz 2025

Tarihte Bugün; 4 Temmuz 1546 – Osmanlı Denizcisi ve Kaptan-ı Derya, Barbaros Hayreddin Paşa Vefat Etti

4 Temmuz 2025

ÖĞRETMENİM BENİ FARK ET!…

29 Temmuz 2022

ANNELER CARİYE OLUNCA!…

1 Haziran 2022

HOŞGELDİN ASYA

25 Mart 2023

AYDINLIK YARINLARA

11 Mart 2022
Ahmet Tek

Ahmet Tek (131)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (92)

Dr. Adnan Küçük

Dr. Adnan Küçük (72)

Necati İLMEN

Necati İLMEN (61)

Dr. İdris Tüzün

Dr. İdris Tüzün (48)

Sinan Tekin

Sinan Tekin (47)

Ali Murat Duman

Ali Murat Duman (41)

Bayram Baş

Bayram Baş (35)

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU

Ekrem YILDIRIM ESEVELİOĞLU (29)

Doç. Dr. Şemseddin Kırış

Doç. Dr. Şemseddin Kırış (25)

Prof. Dr. Emre Güler

Prof. Dr. Emre Güler (22)

Dr. İsmail Tekpınar

Dr. İsmail Tekpınar (16)

Fatıma Zehra

Fatıma Zehra (14)

Esra Çakan Kandemir

Esra Çakan Kandemir (7)

İbrahim Eksilmez

İbrahim Eksilmez (2)

Son Haberler

Bir Buse Kadar Yakındın

7 Temmuz 2025

Tarihte Bugün; 7 Temmuz 1521 – Türk Ordusu Böğürdelen’e Girdi

7 Temmuz 2025

664. Kırkpınar Yağlı Güreşleri başpehlivanı kim oldu?

6 Temmuz 2025

Pençe-Kilit Harekât Bölgesinde Metan Gazı Faciası: 5 Asker Şehit Oldu

6 Temmuz 2025
Hür Havadis

Kaliteli, doğru, güvenilir haberi sesi olmaya çalışıyoruz.

Bizi Takip Edin

Kategoriler

  • Belediyecilik
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Haftanın Şiiri
  • Kültür ve Sanat
  • Önemli Şahsiyetler
  • Oyun
  • Politika
  • Sağlık
  • Sanat ve Kültür
  • Siyaset
  • Son Dakika
  • Spor
  • STK Faaliyetleri
  • Tarihte Bugün
  • Tasavvuf
  • Teknoloji
  • Terör İle Mücadele
  • Türkiye

Son Haberler

Bir Buse Kadar Yakındın

7 Temmuz 2025

Tarihte Bugün; 7 Temmuz 1521 – Türk Ordusu Böğürdelen’e Girdi

7 Temmuz 2025

© 2021 Hür Havadis

Bulunamadı
Tüm Sonuçlar
  • Türkiye
  • Dünya
  • Politika
  • Kültür ve Sanat
  • Spor
  • Ekonomi
  • Yazarlar
  • Giriş

© 2021 Hür Havadis

Hoşgeldiniz

Lütfen bilgileriniz ile giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni hesap oluşturun!

Kayıt olmak için formu doldurunuz

Tüm alanları doldurun. Giriş yap

Şifre hatırlatma

Şifre değiştirmek için kullanıcı adınızı veya emailinizi girin!

Giriş yap